Bağımsızlık Yolu: “Hak Mücadeleleri Halkın Özne Olduğu Anlayışla Büyür”

Bağımsızlık Yolu bugün saat 13.00’te Başbakanlık önünde toplanarak suyun yönetimi konusundaki tavrını, ve bu konuda hükümetten şeffaflık beklentisini vurguladı. Başbakanlık önünde basın bildirisi okuyan Bağımsızlık Yolu üyeleri, Kıbrıslı Türk halkının ihtiyaç ve çıkarları için taşındığı iddia edilen suyun, halkımızın kendi kendini yönetme hakkına karşılık bir silah olarak kullanılmaya çalışıldığı belirtti.

“Hak Mücadeleleri Halkın Özne Olduğu Anlayışla Büyür”

Bağımsızlık Yolu bildirisinde, AKP hükümetinin taşınan suyla birlikte adanın su kaynaklarını kontrol etmenin peşinde olduğu vurgulanırken, bu tehlikeye rağmen, CTP-BG-UBP hükümetinin halkın geleceğini belirleme hakkını görmezden gelerek, kamuoyunu bilgilendirme gereği bile duyulmadığının altı çizildi.

“Hak mücadeleleri kör bir inançla değil, halkın özne olduğu bir anlayışla gerçekleşir ve büyür” denilen açıklamada, Bağımsızlık Yolu, CTP-BG-UBP hükümetini halkı bilgilendirmeye çağırdı.

Elçilik Önüne Geçildi

Bağımsızlık Yolu’nun eylemi Başbakanlık önünde okunan bildiri ve atılan sloganlardan sonra TC Lefkoşa Büyükelçiliği önünde devam etti.

Elçilik önünde okunan bildiride, yıllardır “ana-yavru” söylemleriyle Kıbrıslı Türklerin kendi kendini yönetme mekanizmalarından yoksun bırakıldığı, taşınan suyla birlikte su kaynakların yönetme hakkından da mahrum bırakılmak istendiğine dikkat çekildi.

Konu Sadece Suyla İlgili Değildir

Kıbrıslı Türk halkının üretimden koparılma ve asimilasyon politikalarına maruz kalma sebebiyle, su kaynaklarının yönetiminden uzaklaştırılmak istenmesinin ayni sebepten kaynaklandığına vurgu yapılan açıklamada, “taşınan suyu Kıbrıslı Türklerin yönetemeyeceği söylemi üstünden yürüyen dayatma siyaseti salt teknik bir konu gibi yansıtılmaya çalışılıyor” dendi.

Kıbrıslı Türkler En Az Her Halk Kadar Beceriklidir ve Kendi Yurdunda Söz Sahibi Olmak İstemektedir

Bağımsızlık Yolu bildirisinde şu ifadelere yer verildi: “Yine alışıla gelmiş Kıbrıslı Türklerin “beceriksiz” ve “tembel” olduğu söylemleri kullanılıyor. Yerli işbirlikçiler de bu konuda Ankara’nın en büyük yardımcısı. Ancak AKP hükümeti şunu bilmelidir ki, Kıbrıslı Türk halkı en az her halk kadar beceriklidir ve her halk gibi kendi yurdundan söz sahibi olmak istemektedir.”

“Yardım kisvesi altında gasp edilmek istenen Kıbrıslı Türk halkının egemenlik hakkıdır” denilen açıklamada, Kıbrıslı Türk halkının yurduna sarılmaya ve direnmeye devam edeceği vurgulandı. Bu topraklarda yaşayan, terini bu toprağa döken ve yarınını Kıbrıs’ta görenlerin, memleketin gerçek sahipleri olarak yönetimi de er geç alacağı belirtildi.

Başbakanlık ve TC Lefkoşa Büyükelçiliği önünde okunan basın açıklamalarının ardından eylem sona erdi. Eylemde “Bu memleket bizim, biz yönetelim” ve “Ankara elini yakamızdan çek” sloganları atıldı.

by başbakanlık eylem

Bağımsızlık Yolu’nun Başbakanlık Önünde Okunan Açıklaması Şöyle:

“Yıllardır çeşitli yöntemlerle iradesi gasp edilen Kıbrıslı Türk halkı bugün de benzeri bir süreçle karşı karşıyadır. Ülkemize, Kıbrıslı Türk halkının ihtiyaç ve çıkarları için taşındığı iddia edilen su, halkımızın kendi kendini yönetme hakkına karşılık bir silah olarak kullanılmaya çalışılıyor. AKP hükümeti, taşınan suyla birlikte adanın su kaynaklarını kontrol etmenin peşinde. Bu tehlikeye rağmen CTP-BG-UBP hükümeti halkı bu kadar önemli konuda bilgilendirme gereği bile duymuyor.

Bu konu açıktır ki; tartışılanın aksine taşınan sudan öte, Kıbrıslı Türklerin geleceğini belirleme hakkıyla ilgili bir konudur. Bundan ötürü halkın bu hakkın savunusu konusunda özne olması bir zorunluluktur ve hükümet şu ana kadarki tavrıyla halkın özne olmasını engellemektedir. Halk, AKP ve CTP-BG-UBP hükümetleri arasında yaşanan ve müzakere diye sunulan süreç hakkında resmi kanallardan bilgilendirilmelidir. AKP ne teklif ediyor? CTP-BG-UBP hükümeti ne cevap veriyor? Reddedildiği iddia edilen öneriler nelerdir? Hükümet neden resmi bir açıklama yapmıyor? Yaşanan bu gizliliğin sebebi nedir? Tüm bu soruların cevaplarını bilmek halkın hakkıdır.

Halkı bilgi alma hakkından bile yoksun bırakan hükümetin, halktan hurafe şeklinde koşulsuz bir inanç beklemesi boşunadır. Çünkü hak mücadeleleri kör bir inançla değil halkın özne olduğu bir anlayışla gerçekleşir ve büyür. Bağımsızlık Yolu olarak hükümeti halkı bilgilendirmeye çağırıyoruz.”

DSC_0043

TC Elçiliği önünde okunan açıklamanın ise tam metni şöyle;

Adamıza Türkiye Cumhuriyeti’nden taşınan su konusu Kıbrıslı Türklerin irade kavgasının bir parçasıdır. Yıllardır “ana-yavru” söylemleriyle kendi kendini yönetme mekanizmalarından yoksun bırakılan Kıbrıslı Türk halkı, taşınan suyla birlikte su kaynakların yönetme hakkından da mahrum bırakılmak isteniyor. Bu konu sadece suyla ilgili değildir. Üretimden neden koparılmışsak, neden asimilasyon politikalarına maruz kalıyorsak, yine aynı sebeple su kaynaklarının yönetiminde uzaklaştırılmak isteniyoruz.

Taşınan suyu Kıbrıslı Türklerin yönetemeyeceği söylemi üstünden yürüyen dayatma siyaseti salt teknik bir konu gibi yansıtılmaya çalışılıyor. Yine alışıla gelmiş Kıbrıslı Türklerin “beceriksiz” ve “tembel” olduğu söylemleri kullanılıyor. Yerli işbirlikçiler de bu konuda Ankara’nın en büyük yardımcısı. Ancak AKP hükümeti şunu bilmelidir ki, Kıbrıslı Türk halkı en az her halk kadar beceriklidir ve her halk gibi kendi yurdundan söz sahibi olmak istemektedir. Yardım kisvesi altında gasp edilmek istenen Kıbrıslı Türk halkının egemenlik hakkıdır.

Türlü söylemlerle bizi aşağılayanlara ve onursuz politikalarıyla bu kesimlerin yanında duran işbirlikçilere duyururuz ki; Kıbrıslı Türk halkı yurduna sarılmaya ve direnmeye devam edecektir. Çünkü bu memleket üzerinde yaşayan, terini bu toprağa döken ve yarınını Kıbrıs’ta görenlerindir. Yönetimi de er geç onların olacaktır.