BARAKA: “DEVLET SEKS KÖLELİĞİNE GÖZ YUMUYOR”

Baraka Kültür Merkezi, Lefkoşa Devlet Hastanesi’nin Zührevi Hastalıklar Kliniği önünde bir basın açıklaması gerçekleştirerek gece kulüplerinde “konsomatris” olarak çalıştırıldığı iddia edilen kadınların yaşadıkları insanlık dışı koşullara dikkat çekti. Geçtiğimiz günlerde, bir kadının hastane odasının penceresinden kaçmaya çalıştığı esnada düşerek yaralanması ile bir kez daha gündeme gelen gece kulüpleri konusunda devletin sorumluluğuna vurgu yapan Baraka, “ülkemizde seks köleliği vardır” dedi. Gece kulüplerinin kapatılması talebiyle yapılan eylemde “Devlet seks köleliğine göz yummakta, yardım ve yataklık etmekte ve vergisini almaktadır. Devlet bugün önünde durduğumuz binanın 5. katında başlayan kölelik hikayesinde işbirlikçiden öte suçludur.” İfadelerine yer verildi. Eylemciler, basın açıklaması sırasında “pezevenk devlet istemiyoruz” yazılı tişörtler giydi.

Baraka aktivisti Halide Erkıvanç tarafından okunan basın açıklamasının tam metni şöyle:

 

Gece Klüpleri Kapatılsın: Seks Kölelerine Özgürlük!

Daha bu haftasonu, “konsomatris” olarak çalıştırılmak üzere ülkeye getirilen bir kadın, önünde bulunduğumuz binanın 5. katından kaçmaya çalışırken düşerek yaralandı. Özgür iradesiyle çalışmaya gelen bir insan neden kapıdan çıkmak dururken 5. kat gibi bir yükseklikten pencereden kaçmaya çalışır? Tutuklu veya gözaltında olmayan bir insan neden kilit altında olur? Veya bu ülkeye başka hangi iş için çalışmaya gelen insanları bir odaya kilitliyoruz? Gece Kulüpleri’nde çalıştırılmak için getirilen kadınlar Ercan havaalanına gelişte sağlık görevlileri tarafından gece kulüpleriyle anlaşmalı taksilere bindirilerek hastaneye getirilmekte, burada, hastanenin deri ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar bölümünde, tahlilleri sonuçlanıncaya kadar kilit altında tutulmaktadırlar. İlgili klinikte haftasonu dahil, gece kulüplerine gerekli hizmeti verip “para kaybettirmemek” adına nöbetçi çalıştırıldığı bilinmekte. Halk kuyrukta beklerken, devletin hastanesinde gece kulüplerinin işi asla aksamamakta. Böyle ufak istenmeyen durumlar hariç tabii, bir kadının çaresizlikten kendine zarar vermesi gibi! Gece Kulübü düzeni, sadece pezevenklerin değil devletin de kazandığı bir sömürü ve hak ihlali düzenidir. İçişleri bakanlığı getirilen her kadından %10 harç alarak işe başlamakta, vergilerle bu karlı ilişkiyi sürdürmektedir. Kayıtlara göre kadınlar “konsomatris” olarak getirilmekte, yasaya göre sadece müşterilerle birlikte masaya oturup içki içmeleri beklenmektedir. Genelev işletmek ve “fuhuş” yaptırmak ise ağır suçtur. Peki, görev tanımında içki servisi bile olmayan konsomatrislere devlet neden HIV dahil birçok cinsel yolla veya başka şekilde vücut sıvısıyla bulaşan hastalık için test uyguluyor? Kimse bizi kandırmasın, devlet taksiye koyup hastanede kilit altına aldığı kadınların nasıl çalıştırılacaklarını çok iyi biliyor. Hatta, odaya kilitlediği kadınlardan daha iyi biliyor. Kıbrıs’ın kuzeyinde seks köleliği vardır. Önceden bilgisi ve rızası olsun ya da olmasın, ülkeye girişte pasaportlarına el konularak, borçlandırılarak çalıştırılan, dilediği zaman gece klübünden çıkma hakkı, cinsel ilişkide kendini hastalıklardan koruma hakkı olmayan, yaptıkları işin esası kayıt altında olmayıp sağlıkları ve hatta hayatları tehlikede olan kadınlar seks kölesidir. Devlet seks köleliğine göz yummakta, yardım ve yataklık etmekte, ve vergisini almaktadır. Devlet bugün önünde durduğumuz binanın 5. katında başlayan kölelik hikayesinde işbirlikçiden öte suçludur. Suça ortak olan devlet istemiyoruz. Pezevenk devlet istemiyoruz! Gece kulübü sahibi ve bürokrat pezevenklerin kadın bedeninden para kazanmasına sessiz kaldığımız gün başka hiçbir konuda konuşacak sesimiz olmasın. Yanıbaşımızdaki sömürüye ses çıkaralım! “Gece kulüpleri kapatılsın!”