BARAKA TCE DAİRESİ YASASI İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİNİ MECLİSE SUNDU

Baraka Kültür Merkezi, Meclis İdari İşler Komitesi’nde görüşülmeye başlanan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği (TCE) Dairesi Yasa Tasarısı hakkında, siyasi partiler, örgütler ve sendikaların çağrıldığı komite toplantısına katıldı. Baraka Kültür Merkezi’nin yaptığı açıklamaya göre, yasanın niyet ve genel olarak olumlu bir yasa olduğu belirtilirken, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve şiddetin önlenmesinin bir devlet politikası haline getirmek ve hükümetlerin değişiminden bağımsız olarak işleyen bir mekanizma ile bu politikaları sürdürmek gerektiği vurgulandı. Açıklamada bu yasanın eksikleri olmakla birlikte, bahse konu olumlu adımları atmayı hedefliği de ifade edildi.
Yasa Tasarısı İle İlgili Görüş ve Öneriler…

Baraka Kültür Merkezi’nden verilen bilgiye göre, yasa tasarısına ilişkin gözlemlenen eksikliklerle ilgili olarak hem toplantı sırasında sözlü hem de toplantının ardından yazılı öneriler sunulduğu belirtildi. Yapılan öneriler ise şöyle;
1- Yasanın amacına (madde 3) özelleştirmelerin, piyasalaştırmaların ve neoliberal politikaların karşısında durmak ve önlemek gibi ifadelerin eklenmesi önerildi. Özellikle eğitimde ve sağlıktaki piyasalaşma, kadına yönelik önemli bir hak gerilemesidir. Yoksullukla birlikte TCE rollerindeki eşitsizlik de göz önüne alındığında neoliberal politikalar kadınlar üzerindeki eşitsizlik ve baskıyı önemli ölçüde artırır. Bu nedenle gerçek/samimi bir TCE eşitliği yasası, bu gibi bir amacı da içermelidir.

2- Madde 4’te daireye sözleşmeli personel alınabileceği belirtilmektedir. Herkes güvenceli çalışma hakkına sahip olmalıdır ve TCE politikaları sürekli bir devlet politikası olacaksa sözleşmeli personel alımına gerek yoktur. Nitelikli personel asıl ve sürekli kamu görevlisi olarak alınmalı, güvenceli çalıştırılmalıdır.

3- Madde 10’da sivil toplum örgütlerinden “hizmet alımı” yapılabileceğinden söz edilmektedir. Sivil toplum örgütleriyle birlikte çalışılması olumlu olmakla birlikte, böylesi bir çalışma, hizmet satın alma değil işbirliği şeklinde geliştirilmelidir. Zaten bu alanda gönüllülük esasına göre çalışan ve kar amacı gütmeden toplum menfaatini ön plana alan örgütler, hizmet satmak değil işbirliği halinde çalışmak noktasında olmalıdır.

4-Madde 17’de şiddete uğrayan kişilerin rehabilitasyonundan söz edilirken meslek edinme kurslarından, şiddet uygulayan kişi için de sağlık kuruluşundan yararlanmaktan söz edilmektedir. Bu gibi eğitim ve sağlık hizmetlerinin ücretsiz olacağı yasada belirtilmelidir. Sosyal devletin gereği olarak eğitim ve sağlık paralı olmamalıdır, ayrıca şiddetin önlenmesi gibi bir amaçla verilen eğitim ve sağlık hizmetlerinden parası olanın yararlanması, olmayanın yararlanmaması da düşünülemez. Aynı öneri, (tedavi programlarının ücretsiz olması) Madde 21 için de geçerlidir.

5-Madde 19’da sığınmaevlerine alınacak güvenlik personeli konusunun çok hassas olduğunu düşünmekteyiz. Sığınmaevlerine alınacak güvenlik personeline özel bir eğitim verilmesi ve görevleri ile ilgli olarak disiplin, denetim ve gözetim altında çalışmaları elzemdir. Çok küçük ve feodal ilişkileri de barındıran bir ülkede yaşadığımız göz önünde bulundurulduğunda, bunun önemi daha net anlaşılacaktır. Araya feodal ilişkilerin girmesiyle, görev ve sorumlulukların suistimal edilmesi önlenmelidir. Bu, sığınmaevine sığınan bir kadın için hayati öneme sahip bir konudur.

6- Madde 25’ten itibaren başlayan konsey ve kurultay bölümlerinin, demokratik anlayışla ve katılımcılık ilkesiyle yeniden gözden geçirilmesi ve düzenlenmesi gerekmektedir. Konsey ve kurultayın oluşumu, işlevi, çalışma usul ve esasları, karar alma yöntemi ve kararlarının sonuçları ana hatları yasada belirtilmelidir. Bu kurullar, katılımcı bir anlayışla oluşturulmalı ve özellikle kurultay kararları tavsiye nitelikli değil politika belirlemede belirleyici ve bağlayıcı olmalıdır.

7-Konseyin oluşumunda yalnızca en fazla üyeye sahip 2 derneğe yer verilmesi doğru bir yaklaşım değildir. TCE, kadın hakları ve insan hakları alanında faaliyet gösteren pek çok örgüt, üye sayısından bağımsız olarak verimli çalışmalar yapmaktadır ve konseye de önemli katkılar sunabilecektir. Amaç geniş bir katılım sağlamak ve hükümet dışı örgütlerin fikrini ve desteğini almaksa, bu alanda çalışma yapan tüm dernekler konseyde yer alabilmelidir. Hepsinin katkısı farklı şekilllerde faydalı olacaktır.

8-Konseyin görev ve yetkileri yasada açıkça yazılmalı ve oldukça geniş tutulmalıdır. Konsey, TCE ve şiddeti önleme politikalarının belirlenmesinde ve bu yasanın hayata geçmesinde aktif ve yetkili olmalıdır.

9- Kurultay ise yasaya sadece şeklen katılımcı görünmek için konmuş gibi durmaktadır. Oysa TCE ve şiddeti önleme çalışmalarında katılım, şeffaflık ve toplumun/örgütlerin denetimi çok önemlidir. Bu nedenle kurultayın oluşumu ve yetkileri yasada açıkça yazılmalı, en geniş katılım sağlanmalı ve demokratik yöntemlerle alınan kararlar politikaları belirlemelidir. Kurultay kararları tavsiye niteliğinde değil bağlayıcı olmalıdır.

10-Madde 30’a göre daire personeli hizmetin gerektirdiği hallerde vardiya veya rotasyon usulü çalıştırılabilecektir. Bu hususta Kamu Görevlileri Yasası’na atıfta bulunulması, personelin hak ve yükümlülüklerini bilmesi bakımından önemlidir.

11- Daireye alınacak personel “Göç Yasası” uyarınca istihdam edilecektir. Kamu çalışanlarının maaşlarını düşüren, eşit işe eşit ücret prensibine aykırı olan, sendikal hakları budayan ve kadınlara ve gençliğe yaşam hakkı tanımayan “Göç Yasası”nın (Kamu Çalışanlarının Aylık (Maaş-Ücret) ve Diğer Ödeneklerinin Düzenlenmesi Yasası’nın) insan haklarına ve eşitlik ilkesine aykırı olduğunu bu vesileyle bir kez daha vurgularız.

12- Madde 32’de konsey ve kurultayla ilgili pek çok husus tüzüğe bırakılmaktadır. Konsey ve kurultay, dairenin çalışmasında ve yasanın amacına ulaşmasında çok önemli olduğundan genel esasları yasada belirtilmeli, katılımcı ve demokratik anlayış yasaya konmalıdır.

13-Dairenin görevleri kısmındaki 6. maddede “Kadınların eşit haklara sahip bireyler olarak toplumsal yaşamda yer almalarını ve kalkınma sürecine etkin katılımlarını gerçekleştirmek ve kalkınmanın olanaklarından eşit biçimde yararlanmalarını sağlamak için temel politikalar oluşturmak” ifadesi yer almakatdır. TCE’nin sağlanması bakımından sadece kadınların değil “farklı cinsel yönelimlere sahip bireylerin” de eklenmesi yerinde olacaktır.

14-Daire şubelerinin görevleri kısmında, “eşitsiz konumdaki cinsiyetin” ifadesi yerine, yasanın başında da yer alan “cinsel kimlik ve cinsel yönelim”in kullanılmasını daha kapsayıcı olacaktır.

15-Eğitim işleriyle görevli bakanlığın Cinsiyet Odak Noktası Personelinin görev, yetki ve sorumlulukları kısmında, toplumsal cinsiyet eşitliği temelli hazırlanacak müfredat, bilgi ve teknik destekten bahsedilmektedir. Yeni müfredat hazırlığında, üniversitelerin, TCE konusunda çalışmalar yapan akademisyenlerin ve aktivistlerin de yer almasının çok faydalı olacağını düşünüyoruz.

16-Son olarak daire personelinin hizmet şemaları kısmında TCE konusunda faaliyet gösteren örgütler içerisinde çalışma yapmak bir avantaj sayılmalı, hatta kriterler içinde yer almalıdır. Böylelikle örgütlerde deneyim biriktiren kişilerin tecrübelerinden de yararlanılabilecektir.

Be the first to comment

Leave a Reply