‘Başka Bir Kurs’ 7. Yılında – Onur Bütüner

Baraka’nın altı senedir ücretsiz olarak düzenlediği yaz kurslarında bu yaz yedinci kez çocuklarla buluşuyoruz. Bu sürece ilk girdiğimiz zamanlarda kurslarımız sadece haftada 2-3 gün sürerken, her geçen gün üzerine birşeyler ekleyerek devam ediyoruz. Son bir kaç yazdır üç hafta boyunca ve haftanın altı günü gerçekleşen kurslarımızın başına bu sene iki haftalık eğitsel spor oyunları da ekleyerek kurs dönemimizi beş haftaya çıkardık. Bu yazı yayımlandığı sıralarda ilk etabı eğitsel spor oyunları olan kurslarımız tamamlanmış olacak ve kurslarımız 1 Temmuz itibari ile Baraka Kültür Merkezi Lokali’nde çocuklarımızı bilimle ve sanatla buluşturacak etkinlikler ile devam edecek.

Peki ne gibi etkinliklerimiz olacak?

Seramik dersinden tutun da satranç kurslarına, halk danslarından modern dans derslerine, çocuk korosundan fen deneylerine; yoga, felsefe treni, ingilizce gibi yirmiye yakın etkinlik ile çocuklarımızla buluşmayı hedefledik. Bu kadar zengin bir eğitim programının oluşturulabilmesi, “okuyan insan halkının yanındadır” şiarını benimsemiş, alanlarında deneyimli olan birbirinden değerli gönüllü eğitmen dostlarımızın bizlere verdiği destek ile olmuştur.
Geçmişte belki bu kadar fazla ihtiyaç yokken şimdilerde bu kursları neden bu kadar önemsiyoruz, ve ücretsiz bir şekilde gerçekleşsin diye elimizden geleni yapıyoruz?

Yoksulluğun arttığı, refah içinde yaşayan kesim ile emekçi ve yoksul kesim arasındaki uçurumun giderek daha da derinleştiği bir zamanda yaşıyoruz. Böyle bir dönemde muhafazakar yapıların toplumu dönüştürmek için devletin gücünü de kullanarak daha fazla çalıştıklarını, kuran kursları düzenleyerek çocukları etkileyici etkinlikler yaptıklarını ve bu yönde örgütlenme çabası içinde olduklarını, üstelik de tüm devlet organlarını kullanarak bu kursları ücretsiz bir şekilde yaptıklarını görmekteyiz. Böylesi bir durumda, özellikle yoksul ailelerin güvencesiz, sendikasız bir biçimde akşama kadar çalıştıklarını da düşündüğümüzde, ailelere çocuklarını bırakabilecekleri bir alternatif oluşturabildiklerine de tanık oluyoruz.

Muhafazakar yapıların, devlet ile işbirliği içerisinde, toplumda giderek artan yoksulluğu da kullanarak toplumu muhafazakar bir yapıya dönüştürmeye çalıştığı günümüzde, diğer yandan sözde solcu ve ilerici partilerin hükümete geldikleri zamanda 3 maymunu oynamaya devam etmekte oldukları hepimizin malumu. Hatta sessiz kalmayı bırakın, hükümete geldikleri zamanda bu zihniyetin isteklerine boyun eğdiklerine de en yakın zamanda hep birlikte tanık olduk. Muhalefette oldukları zamanda Çanakkale kamplarına karşı olan sözde solcu partilerin hükümete gelince aynı kampların düzenlenmesine izin verdiklerini hep birlikte gördük.

Tüm bunlar yaşanırken, yapılanlara karşı dur demek gerekliyken sadece bu dur deyiş yeterli olacak mıdır? Muhafazakar yapıların bu kadar etkili ve örgütlü çalıştıkları yerde devrimci ve ilerici iddiasında olan örgütler olarak sadece tepki göstermek malasef yeterli olmayacaktır. Ne kadar tepki göstersek de toplum ile temas edemediğimiz, içinde bulunduğumuz toplumun gücünü kullanamadığımız sürece sözümüz muhafazakar yapılar karşısında sadece havada kalacak ve maalesef bir işe de yaramayacaktır. Bizlerin muhafazakar yapılar kadar ekonomik gücü olmasa da devrimciler olarak asıl gücümüzün toplumun içinde olmakla oluşacağını da asla unutmamalıyız. Bizim, ideolojik olarak gücümüzün asıl kaynağı olan emekçi kesim ile organik bağımızı bir kenara bırakıp bu alanı muhafazakar yapılara teslim ederek ve bu tarz konuları sadece entellektüel çevrelerde tartıştığımız sürece muhafazakarlaşmanın artarak devam edeceğini de bilmemiz gerekmektedir.

Bu anlamda toplumu muhafazakar bir yapıya dönüştürmeye çalışanların, halkın ihtiyaçlarına bakarak toplumun geleceği olan çocuklarımızı bilimden, sanattan uzak büyütmelerine sessiz kalmamalıyız. Devrimci ve ilerici iddiasında olan yapılar olarak toplumla temas kurup, çocuklarımız için gerçek alternatifi bugünden başlayarak yaratmaya çalışmalıyız. Bu uğurda ancak samimiyetle ve kararlılıkla mücadele ettikçe büyüyebilecek ve muhafazakarlaşmanın önünde durabileceğiz. Baraka Kültür Merkezi olarak yedi sene önce yaptığımız bu tahlilin sonucu olarak yaz kurslarımızı her geçen yıl daha da büyüterek; çocuklarımızın bilimle, sanatla ve sporla yetişebilmelerine katkıda bulunabilmek için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz ve bu tarz etkinliklerin daha bir çok yerde de gerçekleşerek çocuklarla buluşmasını arzu ediyoruz. Ülkenin her yerinde bu tarz aktivitelerin artması tüm aydın, demokrat ve devrimci yapıların birbiri ile dayanışarak çalışmasını gerektirmektedir. Ne kadar çocuğa ulaşırsak bu ülkenin daha güzel bir yer olacağını biliyoruz.

Güzel günler görmek için çocuklarımızı bilimle ve sanatla yetiştirmemiz gerekiyor.
Yaz kurslarımız, her sene olduğu gibi bu sene de, gönüllü eğitmen kadrosunun yarattığı kolektif güç ile “her şey herkese kendimize hiçbir şey” demeye devam ediyor; ta ki güzel günler görene kadar ve hatta güzel günlerde de devam etmesi arzusuyla…

 

 

 

Onur Bütüner
Baraka Aktivisti