CUMARTESİLERİMİZ NASIL ÇALINIYOR?

Özel sektörde “normal” bir çalışma haftası; hafta içi 08:00 – 17:00, Cumartesi günleri ise 08:00-13:00 şeklinde uygulanıyor… Bunun yasadışı olduğu ise çoğunlukla bilinmiyor… Hafta içinde toplam çalışma süresi olarak 40 saati tamamlamışsak, Cumartesi günleri çalıştırılmamız yasaktır.

İş Yasası’nın daha önce incelediğimiz 31. Maddesi, “Herhangi bir hafta içinde yemek saatleri hariç olmak üzere, günde sekiz saatten, haftada toplam kırk saatten fazla bir süreyle çalışma yapılamaz” demekte ve kırk saatin aşılamayacağını net bir şekilde vurgulamaktadır. Bu durumda günde sekiz saat çalışarak, Cuma akşamları haftalık 40 saat çalışma süremizi tamamlamış oluruz. Ve cumartesileri çalışacağımız her dakika bizden çalınmış olur…

Peki, patronlar nasıl yapıyor da biz işçileri her hafta 5 saat ücretsiz, sigortasız ve yasadışı bir şekilde çalıştırıyor? Bunu anlayabilmek için, “40 saatlik çalışma haftası”nı iyice öğrenmemiz gerekir…

“40 saatlik çalışma haftası” denilen şey nedir?

“40 saatlik çalışma haftası” ülkemizde kamu ve 2-3 özel sektör kuruluşu dışında hiçbir işyerinde uygulanmayan bir kuraldır. Normal koşullarda tüm işyerlerinde uygulanması zorunlu olan bu kuralın hak olarak kazanılması için gerek ülkemizde, gerekse de dünyada milyonlarca işçi mücadele etmiş, yüzlerce işçi ölmüş, hapis yatmış acılar çekmiştir.

Buna göre, patronların işçileri çalıştırabilecekleri süreler günlük ve haftalık olarak sınırlandırılmıştır. Bir günde bir işçinin patron tarafından çalıştırılabileceği maksimum süre sekiz saat ile sınırlıdır. Hiçbir patron hiçbir işçiyi günde sekiz saatten daha fazla çalışmaya zorlayamaz.

Sınırlama iki aşamalıdır ve bunun bir de haftalık boyutu vardır. Günde sekiz saat, haftada kırk saat. Yasal olarak hiçbir patron hiçbir işçiyi haftada 40 saatten fazla çalışmaya zorlayamaz…

Ancak haftalık 40 saat olan bu süreyi düzenleme inisiyatifi patronlara verilmiştir. Günde sekiz saat, haftada kırk saati aşmayacak şekilde, Pazartesi sabah 06:00’dan Cumartesi 13:00’a kadar mesai saatlerini düzenlemek mümkündür…

İş Yasası’nın 34. Maddesi’nde “Haftalık çalışma süresi kırk saati aşmamak koşuluyla, Cumartesi saat 13.00’e kadar çalışılan süre fazla mesaiden  sayılmaz” denilmektedir.

Yani eğer bir patron hafta içi günlük çalışma süresini sekiz saatten düşük tutar, örneğin yedi saat olarak düzenlerse, pazartesinden cumaya kadar geçen beş günde toplam 35 saat mesai yapılmış olacağından, geriye kalan 5 saati de tamamlayabilmesi için Cumartesi çalışması yapılabilr…

Kısaca, 40 saatlik çalışma haftası, Pazartesi sabahından Cumartesi saat 13:00’a kadar hiçbir işçinin 40 saatten fazla çalıştırılamamasını düzenler.

Ancak ülkemizde patronlar bunu tamamen yasadışı bir şekilde uygulamaktadırlar. Bizleri Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe ve Cuma günleri, yani hafta içi her gün sekiz saat (bazı durumlarda dokuz-on saat) çalıştırdıkları halde, Cumartesi günleri de beş saat çalıştırmaktadırlar. Bunun hiçbir yasal temeli yoktur.

Cumartesi günleri 13:00’a kadar mesai yapılması yasadışı mıdır?

Hafta içi günde 7 saat çalışılan bir işyerinde, cumartesi günleri de 5 saat çalışma yapılarak 40 saat tamamlanabilir. Bu yasaldır. Yukarda aktardığımız gibi, İş Yasası’nın 34. Maddesi’nde “Haftalık çalışma süresi kırk saati aşmamak koşuluyla, Cumartesi saat 13.00’e kadar çalışılan süre fazla mesaiden  sayılmaz” denilmektedir.

Burada dikkat edilmesi gereken “Haftalık çalışma süresi kırk saati aşmamak koşuluyla“ ifadesidir. Yani bir hafta içinde kırk saati tamamlamışsak, 34. Madde geçerli olmayacaktır. Oysa bizim ülkemizde günde 9-10 saatlere varan çalışma yapıldığı halde, Cumartesi günleri de 5 saatlik mesai uygulanmaktadır. Bu durumda ise haftalık çalışma süresi 45-50 saatlere varmaktadır. Ki bu yasadışıdır…

Patronlar Cumartesi çalışmasını nasıl açıklıyor?

Patronlar, İş Yasası’nın 33. ve 34. Maddelerini tamamen yanlış ve kasıtlı bir yoruma tabi tutarak, hafta içi 40 saat çalıştırdıkları işçileri hafta sonu da beleşe, kayıt dışı ve zorla 5 saat daha çalıştırabileceklerini iddia ederler.

İş Yasası’nın 33. Maddesi: “Hizmet akitlerinde veya toplu iş sözleşmelerinde aksi belirtilmedikçe, hafta sonu tatili, Cumartesi saat 13.00’den başlayarak Pazar günü sonuna kadar olan süreyi kapsar” demektedir. Patronlar bu ifadeyi, Cumartesi günleri 13:00’a kadar işçi çalıştırmayı haklı kılan bir madde olarak yorumlarlar…

Daha önce aktardığımız 34. Madde’denin ilk kısmındaki “Haftalık çalışma süresi kırk saati aşmamak koşuluyla“ ifadesini atarak “Cumartesi saat 13.00’e kadar çalışılan süre fazla mesaiden  sayılmaz” şeklinde çarpıtırlar ve bundan da ek mesai ödememeleri gerektiği sonucuna varırlar… Ve kendilerince “yasal” bir durum yaratıp biz işçileri 45-50 hatta 55 saat çalıştırmakta hak bulurlar…

Öncelikle 34. Madde bir bütündür ve aynı cümlenin ikinci kısmını alıp, birinci kısmını atmak akla, hukuka, adalete, hatta Türkçe’ye terstir… Yani 34. Madde, kendi içinde de söylendiği gibi haftalık çalışma süresi kırk saati aşacak şekilde okunamaz…

33. Madde ise, işçilerin Cumartesi saat 13:00’a kadar çalışmak zorunda oldukları gibi tamamen saçma bir şey söylemez. Eğer hafta içi günlük yedi saat mesai yapılan bir iş yeri varsa, haftalık 40 saatin yakalanabilmesi için Cumartesi günleri 13:00’a kadar fırsat verildiğini belirtir. Daha fazlasını değil…

Eğer hafta içi günde 6 saat çalışmışsak, patron 40 saati tamamlamak için bizi Cumartesi gün 10 saat çalıştırabilir mi?

Hayır. Hafta içi 40 saatten eksik çalışılan süreleri tamamlamak için mesai sayılmadan çalışılabilecek maksimum saat 13:00’dır. Haftalık 40 saate ulaşılmamış dahi olsa, Cumartesi 13:00’dan sonra çalışacağımız süreler ek mesaidir…

Cumartesi günlerimizin patronlar tarafından çalınması neden denetim yolu ile engellenmiyor?

Bir denetim görevlisi, Cumartesi gün çalışan bir iş yerine gittiğinde, patron tarafından aksi ispatlanması güç bir kaç yalan ile karşı karşıya bırakılabilir. Yasanın çiğnendiğini ispatlamak mümkün olmadığında da, bu konuda bir şey yapılamaz…

Patron öncelikle, hafta içi kırk saati tamamlamadıklarını, bu yüzden de kırk saati tamamlamak için çalışmakta olduklarını iddia edebilir. Ülkemizde birçok iş yeri hafta içi kırık saati tamamlamakta, hatta aşmaktadır. Ama bunu ispatlamak için, hafta içi her gün o iş yerlerinde olmak gerekir. Veya patronun yalanını ortaya çıkarmak için, o işyerini sürekli gözleme almak gerekir. Bunu yapabilmenin yolu ise özel sektörde sendikalaşmadır. Çünkü devletin tüm işyerlerine her gün müfettiş yerleştirmesi hem doğru değildir, hem de mümkün değildir…

Ancak patronlar, Cumartesi günleri 13:00’a kadar beleşe işçi çalıştırmayı o kadar normal kabul etmektedirler ki genellikle “hafta içi 40 saati doldurmadık” gibi bir yalan söylemek yerine, kendilerince “doğru” olan başka bir yalana başvururlar. Bu yalan aşağı yukarı şöyledir: “Bizim işyerimizde Cumartesi günleri ek mesai vardır. Çalışanlarımız da asgari ücretten fazla ödenirler. Bu ödeme onların Cumartesi çalışmasının karşılığıdır.”

Böyle bir iddia, biraz önce aktardığımızdan daha karmaşık bir yalandır, ama gerçeği daha çok ifade etmez, aksine daha pis bir yalandır…

1- Ek mesai gönüllü bir çalışmadır. Biz işçiler ise cumartesileri gönüllü değil, zorunlu çalıştırılıyoruz…

2- Cumartesi çalışmalarımız ek mesai sayılamaz. Çünkü İş Yasası’nın daha önce incelediğimiz 27. Maddesine göre “Fazla çalışma süresi, normal çalışma günlerinde, günde dört saati geçemez.” Oysa biz her Cumartesi fazladan 5 saat çalıştırılımaktayız.

3- İşçilerin oluru alınmadan ve 4 saatten fazla yapıldığı halde Cumartesi yapılan çalışmanın “fazla mesai” olduğunu kabul etsek bile; fazla mesai yaptığı söylenen işçilerin sigortaları da asgari ücret üzerinden yatırılmaya devam etmektedir. Oysa ek mesai karşılığı ödenen ücretin, sigorta, ihtiyat sandığı ve vergi bedellerinin de ilgili kurumlara yatırılması gerekir.

Cumartesi çalıştığımız saatler “karşılıksız ek mesai” değilse nedir?

Biz işçilerin, hafta içi 40 saatimizi doldurduğumuz halde, her Cumartesi zorla çalıştığımız 5 saat “ek mesai” değildir…

Bu beş saat, “kayıt dışı çalışmadır”. Çünkü sigorta, ihtiyat sandığı ve vergi gibi kurumlarda kayıtlı değildir. Patron tarafından gizlenmektedir…

Bu beş saat, “angarya” çalışmadır. Çünkü bu çalışmamıza karşılık bize ek bir ödeme yapılmamaktadır.

Bu beş saat, patronlarımız tarafından, sevdiklerimize, çocuklarımıza, kendimize ayıracağımız zamanın çalınmasıdır. Hırsızlıktır…

Bu beş saat, ülkemizde özel sektörde çıplak, dolaysız, açık, acımasız bir sömürü olduğunun, yasadışılığın ne kadar aleni olduğunun, hükümetlerin patronları nasıl desteklediğin ve biz özel sektör çalışanlarının sadece ve sadece sendikalaşma yoluyla insanca bir yaşama kavuşabileceğimizin göstergesidir.