GÜLEN GÖZLERİN TARAFI – CEMRE MOR

Gençlerin fotoğraflarına takılıyor aklı, kalbi herkesin… Genç olduklarından mıdır hepsi gülüyor, güzel sıcacık gülüyor… Ve içimize işliyor… Aynı bizim gibi gülen, gülünce gözleri aynı bizim gibi kısılan, aynı bizim gibi tatilde cafede sokakta omzunda çapraz asılı çantasıyla poz vermiş fotoğrafları olan, aynı bizim gibi üniversiteli, genç, bizim gibi hararetli siyasi facebook durum güncellemeleri romantik paylaşımlara karışmış gençlerin… Aynı bizim gibi basın açıklaması için toplanmışken… Birden bire parçalara ayrıldığını, yandığını, yaralandığını, öldüğünü görünce…
Dağda bir gerillanın ya da, Atina’da eli çelik sopalı yüzü maskeli bir eylemcinin ölümünden bile daha yakın… Daha çok içimize işliyor, devletin sermaye devleti olduğu… Devletin halkın devleti olmadığı… Devletin bize açılmış bir savaşta bize karşı taraf olduğu… Gülen insanların kısılan gözlerinden içimize işliyor…
Değil mi?
Öfkeliyiz, haklı öfkemiz. Uzlaşmaz bir çatışmada tarafız, safımız emeğimizde yazılı, safımız bir sarayda doğmayışımızda yazılı… Bırakın artık rahat yaşamakla uğraşmayı, bizi rahat bırakmayacaklar… Bırakın nefesinizi tutmayı, bırakın televizyon önünde uyuşmayı, gezip çok uyumayı ve hiçbir disipline uymamayı mühim şey sanmayı… Karşımızda en örgütlü en disiplinli en saldırgan haliyle bir canavar pençe savurmakta. Battıkça saldırganlaşan, kaybedeceğini anladıkça daha çok can alan, madenlerde, restoranlarda, basın açıklamalarında, inşaatta, işimizin başında, evimizde, hapishanelerde, yatağımızda, sokakta, bizi öldürmeye niyetli bir düşman var karşımızda…
Ona son darbeyi vurmak uzun ve zorlu bir süreç olacak… Ama kaybedecek canavar, bunu o da biliyor… Bu yüzden umudumuza saldırıyor, bu yüzden inancımıza saldırıyor, bu yüzden çantasında kitap elinde oyuncak olan heyecanla gülen yüzlere saldırıyor… Pes edelim diye… Biz pes etmezsek kazanacağız diye…
Şiirdeki gibi sessizce buluşup ayrılmayalım artık.
Öfkemizi yeterince dinlendirdik.
Kalkma vakti…
CEMRE MOR