İMO’dan Acı Açıklama: “Ciklos Yolu İçin Proje Gelmedi ya da Karayolları Dairesi’nin Elinde Yok”

İnşaat Mühendisleri Odası(İMO) Başkanı Gürkan Yağcıoğlu, 5 Aralık’ta Ciklos mevkiinde yaşanan ve bir aracın dere suyu ile sürüklenmesine neden olan taşkınla ilgili olarak mühendislik hatasının bulunduğunu, bölgedeki menfezlerin herhangi bir veriye dayanarak tasarlanmadığını belirtti.

İMO tarafından 5 Aralık 2018 gecesi Lefkoşa -Girne Anayolunun Ciklos mevkiinde meydana gelen taşkın olayı ile ilgili hazırlanan değerlendirme raporu ile ilgili, KTMMOB’da basın toplantısı düzenlendi.

İMO Başkanı Yağcıoğlu, toplantı başında yaptığı konuşmada, konu hakkında bilimsel bir çalışma yapılmasını toplumsal bir sorumluluk olarak gördüklerini ifade etti.

Herhangi Bir Proje İçin Vize Gelmedi

Teknik ekibin üyelerinden Yapı Mühendisi Bora Kutruza, Karayolları Dairesi’nden Lefkoşa Girne Anayolu ile ilgili eski ve yeni tüm proje ve teknik şartnameleri talep ettiklerini ancak ya İMO’ya herhangi bir belge gönderilmediğini ya da Daire’nin elinde istedikleri projelerin bulunmadığını savundu.

Tüm alt ve üst yapı projelerinin vizelenmesi gerekliliğinin bulunduğunu anımsatan Kutruza, konu yol ile ilgili Oda’ya herhangi bir proje gelmediğini dolayısıyla öngörülen çalışmanın değerlendirmesinin de yapılamadığını söyledi.

Kutruza, Karayolları Dairesi’nin Lefkoşa- Girne yolu üzerinde yapılan çalışmalardan bihaber olduğunu, projenin kimin tarafından yönetildiğinin bilinmediğini savundu.

Yol Kenarı Korkuluklarında Eksiklikler

Yapı Mühendisi Hüsnü Coşan ise, dere yatakları, menfezler ve yol güvenliği ile ilgili bölgeye 5 inceleme gezisi düzenlediklerini, yol kenarı korkuluklarında bir takım eksiklik ve noksanlıklar da tespit ettiklerini kaydetti.

Menfezin Girişi Kapanmıştı

Yaşanan olay nedeniyle ilgili olarak ise Coşan, incelemelerinde, 5 Aralık’ta dere suyu ile sürüklenen çöp, çalı ve ağaç atıklarının toprak ile birlikte menfez girişini kapattığını, gelen suyun ise yola çıktığını daha sonra ise kendi yolunu bulduğunu anlattı.

Menfezin farklı dönemlere ait üç kısımdan oluştuğunu belirten Coşan ayrıca menfez girişinin 2.7 metre yükseklik ve 2.08 metre genişliğe sahipken, çıkışının 2.5 metre genişlik ile 1.34 metre yüksekliğe sahip olduğunu belirtti.

Şevlerde de Sıkıntı Tespit Edildi

Lefke Avrupa Üniversitesi’nden (LAÜ) Geoteknik Mühendisi Abdullah Ekinci, menfezin ilk bölümünün 1986’da, ikinci ve üçüncü kısımlarının da 1998’den sonra yol genişletme çalışmalarına bağlı olarak inşa edildiğini anlattı.

Bazı noktalardaki şevlerde (yapay eğik yüzeylerde) de sıkıntılar tespit edildiğini ve gereken uyarılara raporlarında yer verdiklerini kaydeden Abdullah Ekinci, yol yapımında kullanılan malzemelerin kalınlığıyla ilgili herhangi bir hesaplamaya da rastlamadıklarını söyledi.

50-100 Yıl Arası Tekrarlama İhtimali Olan Yağışlar Dikkate Alınmalı

Ortadoğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampusu!ndan Hidroloji ve Su Kaynakları Mühendisi Bertuğ Akıntuğ ise, alt ve üst yapıların, 50 veya 100 yıl arasında tekrarlama ihtimali olan şiddetli yağışlar dikkate alınarak tasarlanması, son yıllardaki iklim değişikliğinden dolayı şiddeti yağışların artmasının da göz önünde bulundurulması gerektiğini kaydetti.

Meteoroloji Dairesi’nin verilerine göre 2010’dan önce metrekareye 100 mm yağışların yaşandığının görüldüğünü, ancak 4 Ocak 2011’de metrekareye 175 mm, 22 Kasım 2012’de 190 mm yağış kaydedildiğini kaydeden Akıntuğ, altyapı ve üstyapılarda kullanılmak üzere her beş yılda yağış miktar ve sıklıklarının derlenmesi gerektiğini ifade etti.

5 Aralık’ta Ne Oldu? 

5 Aralık’ta gün içerisinde metrekareye saatte 35 mm kadar yağış düştüğünü, ancak 21:00 sıralarında metrekareye saatte 60 mm yağış kaydedildiğini, dere yatağında toplanan yağmur suyunun önünde ne bulduysa sürükleyerek menfez ağzını tamamen tıkadığını, bunun sonucunda da dere suyunun yol üzerinden geçmeye başladığını anlatan Akıntuğ, metrekareye saatte yağan 60 mm suyun dere içerisinde saniyede 50 ton su akışı yarattığını kaydetti .
Akıntuğ, Ciklos mevkiindeki menfezin kapasitesini saniyede 30-35 ton olarak hesapladıklarını ancak bu kapasitenin gün içinde derenin taşıdığı su ile azaldığını belirtti.

Akıntuğ, ayrıca bazı noktalarda bariyer konmamasının da bir eksiklik olduğunu söyledi.