“İşsiz Kalmamak İçin Yönetim İsterse Sağcı, İsterse Solcu Oluyorsunuz!”

Bağımsızlık Yolu’nun başlatmış olduğu Sendikasız Çalıştırılmak Yasaklansın kampanyası ses getirmeye devam ediyor. Bağımsızlık Yolu özel sektör emekçileri ile bir araya gelerek, yaşadıkları sorunları dinledi. Özel sektörde emekçi/patron ilişkisini, emek sömürüsünü, çalışma yaşamında maruz kaldıkları baskıları, güvencesizliği ve sendikanın önemini bire bir emekçilerin ağzından siz okurlara sunuyor. Yapılan röportajlarda özel sektörde çalışan emekçilerin “İş Güvencesi” için kişilerin isimleri yayınlanmamaktadır.

“İşsiz Kalmamak İçin Yönetim İsterse Sağcı, İsterse Solcu Oluyorsunuz!”

Ülkemizde bildiğiniz gibi devlet üniversitelerinde eğitim kalitesi düştükçe, özel okullar günden güne artmaktadır. Fakat bu okulların eğitim yuvasından çok ticarethane mantığı ile işletilmesi gerçeği de maalesef önümüzde duruyor. Bağımsızlık Yolu olarak özel sektör çalışanlarının sendikalaşmasının zorunlu hale getirilmesi için yürüttüğümüz kampanya içerisinde yapmış olduğumuz röportajlarımıza, özel bir kurumda öğretmenlik yapan S.K ile devam ediyoruz. Özel okullarda öğretmen bir eğitimci olarak değil sıradan bir çalışan olarak görülüyor. Röportajımızı gerçekleştirdiğimiz öğretmenimizin hiçbir sosyal güvencesi olmadığından dolayı isminin sadece baş harfleriyle röportajımızı gerçekleştireceğiz…

BY: Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

S.K: 13 yıldır özel bir üniversitenin, orta eğitim bölümünde beden eğitimi öğretmenliği yapmaktayım. Ayrıca iki spor branşında antrenörlük ve hakem olarak görev alıyorum.

BY: Eğitim özellikle günümüzde ciddi anlamda sermayenin hükmettiği bir alan olarak varolmaya başlamıştır. Ayrıca öğrencilerin müşteri, okullarınsa bir ticarethaneye dönüştüğü bir yapı halini almış durumda. Sizin gözlemleriniz nelerdir?

S.K: Öncelikle şunu söylemek isterim ki, bu sistemden tüm öğretmen arkadaşlarımız rahatsızlık duymaktadır. Evet, bu bahsettikleriniz öğretmenler olarak yaşadığımız tüm problemlerin temeli. Eğitimde kalitenin, ve ülkemizde genel anlamda demokratik yapının gerilemesinin en büyük sebebi budur diyebiliriz. Şu an ülkemizde öğretmenler, bilimsel olarak gözle görülür katkı koyamamakta. Daha da ileriye gidersek bu hak bilinçli olarak elimizden alınmıştır. Tüm sistem okulların, yani bu ticarethanelerin nasıl daha fazla kar elde edilebileceği yönünde işlemekte. Okullar, kıyafetlerden araç gereçlere, yemekhanelerden kantinlerdeki satışlara kadar nasıl daha fazla kar ederim mantığı ile çalışılmakta. Branşım olan spor faaliyetleri bile para kazanma amaçlı gerçekleştirilmekte ve reklam aracı olarak kullanılmaktadır.

BY: Sizce eğitimcilerin temel sorunları nelerdir?

S.K: Özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin iş güvencesi ve gelecek güvencesi yoktur. Birçok arkadaşımız özellikle yeni göreve başlamış olanlar sözleşmeli olarak işe alınmakta ve genellikle de bu sözleşmeler dönemlik olarak yapılmaktadır. Yani Eylül ile Haziran ayları arasında sadece on aylık bir süreyi kapsayan sözleşmelerle çalışmaktayız.

BY: Yani iki aylık bir süreç maaş almadan geçiriyorlar?

S.K: Evet. Sözleşmenin bitiş süresi olan Haziran ayının ardından, Temmuz ve Ağustos aylarında maaş ödenmemektedir. Yeni eğitim yılının başlayacağı Eylül ayına kadar da sözleşme yenilenmemektedir.

BY: Bir de stajyer öğretmen konusu var tabi.

S.K: Doğrudur. Deneme ve staj adı altında birçok yeni mezun öğretmen tecrübe adı altında çok düşük ücretlerle; hiçbir sosyal yatırımı olmadan çalıştırılmaktadır. Staj ve deneme süresi sonrasında, işe alınıp alınmaması yöneticinin iki dudağı arasında olduğundan; öğretmenlere verilen sınav gözetmenliği, uzmanlık dışı faaliyetler ya da sekreterlik gibi angarya işlere de ses çıkaramamaktadırlar. Bunun dışında part-time (yarı zamanlı) olarak öğretmen adı altında yine yeni mezun olmuş öğretmenler asgari ücretin çok altında, SSK ve ihtiyaç sandığı yatırımları olmadan, full time (tam zamanlı) çalışabilme hayaliyle yıllarca çalıştırılmakta ve sömürülmektedirler.

BY: Peki Örgütlü bir mücadele yolu seçilemez mi ?

S.K: Şu an için bence bu mümkün değil. İnanın bunun için ufacık da olsa bir girişim başlatsak ya da bir söylem, söz ortaya atılsa; bırakın bir kişi tüm okuldaki öğretmenler işten atılma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. Geçmişte bunun için girişimde bulunmak isteyen birkaç arkadaşımız çok ciddi sorunlar yaşadı. İşten uzaklaştırılanlarla birlikte geri adım atmak zorunda kalındı. Bırakın sendikalaşmayı ağzınızı açıp siyasi fikrinizi beyan etmeniz bile, kati bir şekilde yasaktır. Bu sadece okul içinde değil dışardaki hayatınız içinde geçerli. Açıkça yönetim isterse sağcı isterse solcu oluyorsunuz. Seçimlerde kime oy verileceği bile hasıraltında bir anda tüm okula yayılmakta.

BY: Ülkemizde mevcut olan öğretmen sendikalarından herhangi bir destek görüyor musunuz?

S.K:13 yıllık öğretmenlik hayatımda böyle bir destek görmedim. Hatta daha da ileri gidecek olursak yaşadıklarımızı görmezden geliyorlar diyebiliriz. Okul öncesinden tutun da üniversitesine kadar binlerce öğretmen savunmasız ve güvencesiz durumda. Şu an bu bir gerçekliktir ki bizlerin kendi başımıza bir örgütlenme çabası güvenli olmayacaktır.

BY: Bağımsızlık Yolu olarak başlattığımız sendikasız çalıştırılmak yasaklansın kampanyamız ile ilgili düşünceleriniz nelerdir.

S.K: Konuyu ilk önce bildiri dağıtımında görmüştüm daha sonra sosyal medyada ve bir iki haber sitesinde de takip etme şansım oldu. Bu ülke için atılacak en önemli adım olarak görüyorum. Çalışanların kendi haklarını koruyabilmek ve güvence elde etme şansı olacaktır. Şimdilik sadece gönülden bu kampanyaya destek vermek zorunda kalıyoruz. Keşke herhangi bir problem yaşamayacağımızı bilsek ya da daha doğrusu göze alabilsek, bizler de destek vermek isteriz. Zaten hangi çalışan böyle bir kampanyaya katılmak istemez ki. Sizlere, bizim de haklarımızı savunduğunuz için teşekkür ederim. Vermiş olduğunuz mücadelede başarılar dilerim.

Özel Sektörde Çalışma Koşullarını Emekçiler Anlatıyor
1. Röportaj “Sendikamız Olsa; İş Güvenliğimiz, Haklarımız ve Bu Ülke Adına Söyleyecek Sözümüz Olurdu”

“Sendikamız Olsa; İş Güvenliğimiz, Haklarımız ve Bu Ülke Adına Söyleyecek Sözümüz Olurdu”

  1. Röportaj “Bankalar, kadın istismarı ile besleniyor”

Bankalar, kadın istismarı ile besleniyor

AnkaraDeğilLefkoşa.org Sizinde Sesiniz Olsun!
Özel sektörde yaşamış olduğunuz sıkıntıları, maruz kaldığınız sorunları [email protected] adresine gönderin yayınlayalım.