Nasıl ‘Pezevenk Devlet’ Olunur? – Cansu Nazlı

Geçtiğimiz hafta Mormenekşe-Mutluyaka anayolundaki “Antik” gece kulübünde 2 metre yükseklikten düşüp beton zemine kafası çarpan kadının tansiyonu düştüğünden dolayı düştüğü aktarılmıştı pezevenklerince polise. İnsan bunu duyunca üzülsün mü öfkelensin mi bilemiyor. Bu adamlar bizi aptal mı sanıyor?

Balkondan Düşen Kadınların Ülkesi

Geçtiğimiz aylarda Akıle’nin başına geldiği gibi, ne bir kadının evde kocasıyla kavga ederken mutfağa çay koymak için gidip balkondan düşmesi ne de kilit altında çalıştırılan bir seks işçisinin tansiyonu düştüğü için balkondan düşmesi kulağa inandırıcı geliyor.
Polisin şiddet gördüğü şikayetiyle karakola gelen kadınların şikayetini çoğu zaman dosya açmamak adına almaktan imtina ettiğini ve önündeki kağıda ‘notcuk’ yazarak kadınları geri gönderdiğini biliyoruz. Deyim yerindeyse ayağına gelen şikayeti dahi soruşturmaktan kaçınan polisin kadınların balkondan düşmeleri üzerine etkin soruşturma yapmasını beklemek safça geliyor. Tüm bunlara bir de, balkondan düşen kadının yabancı uyruklu bir seks kölesi olduğu unsuru eklenince böyle bir kadının hayatı ‘pezevenk’ devletçe soruşturulmaya değer görülmediği aşikar.

Pezevenk Devlet derken…

Misal, “Pezevenk devlet istemiyoruz” derken devlete ‘pezevenk’ demenin bir çeşit sövgü olduğu sanılıyor bazen. Halbuki burada sözü edilen kelimeyi biz sözlük anlamıyla kullanıyoruz. Türk Dil Kurumu’nun sözlüğüne göre pezevenk, gizli ve yasal olmayan cinsel ilişki öncesinde aracılık eden kimseyi ifade ediyor. Yani devlet gizli ve yasal olmayan ilişki öncesinde gerçekten aracılık mı ediyor? Gelin duruma bir yakından bakalım.
Kıbrıs’ın kuzeyinde Ceza Yasası fuhuşu açıkça yasaklıyor; ancak Gönyeli’den Omorfo’ya yahut Mesarya’dan Mağusa’ya uzanan yol boyunca sayısız gece kulübünün varlığı ve bu kulüplerde yasal olmayan şekilde seks ticareti yapıldığı herkesin malumu. Peki nasıl oluyor da bu yaygın gayrıyasal uygulamaya devlet ceza kesmiyor?

İlk gece kulübünün açılışını bakanın yaptığı düşünülünce…

3 yıl evvel kadın cinayeti de gerçekleşen Harem Gece Kulübü’nün açılışını, Erdal Süreç’in Bitmeyen BEY Dönemi isimli kitabında yer alan bilgiye göre 1973’te dönemin Turizm bakanı “ekonomimizde büyük bir hamle” olacağı sözleriyle gerçekleştirmiş. O günden bu yana bugün belki devlet erkanı tarafından açılışı gerçekleştirilmese de, “konsomatris” olarak çalıştırılan kadınlara bizzat devlet hastanelerinde cinsel yolla bulaşan hastalık testleri yapılıyor ve bu yapılırken de kadınların hastanede kilit altında tutuluyor. Yasadışı olduğu kadar insanlık dışı da olan bu uygulamadan vergi ve lisans ücretleri altında devlet para kazanıyor.

Gayrıinsani Çalışma Koşulları Cabası…

Kadınların zorla borçlandırılma, seyahat belgelerine el koyma, gece kulübü dışında ikamet gösterememesi ve maruz kaldıkları kötü muamele yaşanılan hak ihlallerinin sadece bazıları. Görevi sınırları içerisinde çalıştırılan kimselerin çalışma haklarını teftiş olan, bu toprak üzerinde yaşayan kişilerin can ve mal güvenliğini sağlamak yasal mükellefiyeti olan devlet tüm bunları yapmak, gece kulüplerini kapatmak yerine yukarıda anılan uygulamalarda bulunması hasebiyle pezevenk.

CTP’nin gece kulüplerine politik açılımı: Bakanlık broşür dağıttı

Gece kulüpleri tüm vahametiyle varlığını korurken, İçişleri ve Çalışma Bakanlığı’nın 2015 faaliyet raporunda, can güvenlikleri, iletişim araçları, anlaşabilecekleri lisanları, sığınmalarını sağlayacak bir yer olup olmadığını gözetmeksizin, önlem olarak Alo 157 kurduklarına dair broşür dağıttıklarının pek matah bir şey gibi yer alması tam bir kara mizah olmuştu.

GECE KULÜPLERİ KAPATILSIN!

Bir kız kardeşimizin daha, gece kulübünde çalıştırılırken düşerek (!) yaşam mücadelesi verdiği bu topraklarda zorla çalıştırılan, insanlık dışı muameleye maruz bırakılan, öldürülen tüm kadınların hesabını devletten soracağız. Gece kulüplerinde çalıştırılan kız kardeşlerimiz de dahil, bu ülkede emeğini satarak hayatını idame ettirebilen herkes özgürleşinceye değin bu mücadele bitmeyecek. Emeğimiz de bedenimiz de bizimdir. Gece kulüpleri kapatılsın!

Cansu N. Nazlı
Bağımsızlık Yolu Üyesi