TC ELÇİSİ, ŞOK DOKTİRİNİ VE ŞENLİK ATEŞİ – Hasan Yıkıcı

fireÇok değil, daha üç-dört yıl önceye kadar TC Elçiliği’ne valilik diyerek kapısının önünde eylemler yaptığımız zaman, marjinal dediler bize…

Sonra Türkiye’den gelen misafirlerimiz oldu, ellerinde çantalar, kollarının altında dosyalarla… ‘Ankara elini yakamızdan çek’ dedik… Bir grup marjinal idik yine muktedire göre…

Sonra zaman içinde ‘farklı propagandalar’ haline geldik… Halkda ilgi ve destek uyandı ya; hemen ardından açıklama geldi yine valilik konağından: “farklı propagandalara prim vermeyin’ şeklinde…

Sonra bir de baktık, Elçi geçen gün yaptığı açıklamada söyle diyor:

“Programda, dünya konjonktürüne göre doğru zamanlama ve doğru hedefler seçilmiş olmakla beraber, önemli bir kesimin ekonomik dönüşümün olabileceğine yeterince inanmadığı görülmüştür.”

 

Elçi’nin de iç dünyası karışık anlaşılan… İnsan inanmak istemediği bir gerçekliğe kendisini inandırması zaman alan bir süreç… Fakat görünen odur ki, Akça da kendisi için durumun ne kadar vahim olduğunu idrak etmiş durumda… Onların demesiyle ‘marjinallerin’ veya ‘faklı propaganda kesimlerinin’ ‘provakasyonu’ değil bu yaşananlar… Bu güne kadar anlamamakta ısrar edenlerin artık anlamaya başladıkları şey, bu halkın ekonomik, kültürel ve siyasal dayatmaların, neoliberal dönüşümleri kabullenmiyor ve kabullenmeyecek oluşudur…

 

Yani kısacası muktedirin, Elçinin, AKP’nin, Ankara’nın terminolojisine göre Kıbrıslı Türkler bugün ‘marjinalleşmiştirler’…

Şimdi hep birlikte yeni ve yeniden açılan bu perde de bu kitlesel marjinalleşme karşısında muktedirin atacağı adımları, oynayacağı kozları bekliyoruz…

Az çok da tahmin ediyoruz… Elçi ve memleketimizin liberal aydınları ‘dönüşüm’ kelimesini dillerden düşürmemekte…

Onlar büyük ‘dönüşüm çağını’ başlatacaklar; biz de mücadelenin şenlik ateşini tutuşturacağız…

 

***

Elçi ne diyordu…

“Dönüşümün önünde olan önemli bir kesim var…”

Dönüşüm kelimesinin caf caflığına aldanmayın…

Kelimelerin içinin nasıl doldurulduğu önemli…

Sanki kendileri toplumsal eşitlik, refah ve iyiye doğru bir dönüşüm hedefliyorlarmış da bunun önünde de ‘gerici muhalefet’ engeli varmış gibi bir takdimin tuzağına düşmemek lazım…

Vali bey zaten ardından dönüşümden ne kastettiğini anlatıyor…

Ve başlıyor listesindekileri sıralamaya…

Elektrik özelleştirilecek…

Telefon özelleştirilecek…

Liman işletmeleri özelleştirilecek…

Yeni ekonomik programın uygulanması kritik önemdedir…

2013-2015 programı uygulanacak…

Al sana dönüşüm işte…

Tüm alanlarda özelleştirme…

Tüm alanlarda yoksullaştırma…

Tüm alanlarda yoksunlaştırma…

Sendikasızlaştırma…

Emeğin örgütsüzleştirilmesi…

 

***

Naomi Klein’in ünlü kitabı ‘Şok Doktrini’nde, darbelerle birlikte gelen neoliberal dönüşüm politikalarının uygulandığı topraklarda meydana gelen toplumsal yoksulluğu ve yıkımı çarpıcı ve abartısız bir şekilde işlemekte… Klein özelleştirme ve güvencesizleştirme ekseninde uygulanan politikalara ‘Şok Doktirini’ diyor… Bunun uygulanmasına ise ‘şok terapisi’…

İşte tam da bizim yaşadığımız süreç de bu şok terapisi sürecidir…

AKP’nin, AKP sermayesinin, Elçi’nin çantasında, Dünya Bankası’ndan, İMF’den postalanmış şok doktirinleri var işte… Bunun adına da ekonomik program diyorlar…

 

***

Şimdi masa başlarında planlar, tartışmalar yapılıyor…

Bu şok doktirini nasıl bir şok terapiyle uygulanacak diye…

Malum artık onların da terminolojilerinde marjinal gruplar yok…

Toplumun büyük bir kesimi var artık…

Belli ki muktedirler cephesinde işler yolunda gitmiyor…

Şok terapisinde tıkanma var…

Bu halk bu acı reçeteyi hazmedemiyor, hazmetmeyecek…

Egemenler sürekli konjonktürden bahsediyor…

Liberaller keza öyle…

İşbirlikçiler zaten bir koro, önlerinde ne görüyorsa onu tekrarlıyor…

 

***

Evet itiraf etmek gerekir ki biz de konjonktürden bahsediyoruz…

Ama biz konjonktürden sizin gördüğünüzü görmüyoruz…

Biz konjonktürden dünyada bir şenlik ateşi gibi alev alev parlayan halk ayaklanmalarını görüyoruz…

Varsın siz üzerimize gelin durmadan…

Biz şenlik ateşimizi yakacağımız zamanın sabırsızlığındayız…

 

 

Hasan YIKICI

Baraka Kültür Merkezi Aktivisti

 

Be the first to comment

Leave a Reply