BİR AYRILIK MEKTUBU – Ali Şahin

Aslında bu mektubu yazıp yazmamayı uzun süre düşündüm.

imageAdeta kendime karşı direndim.

Ancak bir süre sonra bunu yapmanın kaçınılmazlığı ile duygularımı serbest bıraktım.

“Madem duyguların bu kadar yoğundu neden bu kadar zor oldu bu mektubu yazmak?” diye sorabilirsin.

Sanırım bunu yapmanın zorluğu, bunca zamandır kafamda seninle ilgili yarattığım algı, bu ilişkiye yüklediğim anlamla ilgiliydi.

Biliyorsun seninle çok uzun zamandır sürdürdüğümüz hatta bu sağlıksızlığıyla o kadar uzun ki, yaşadığımız şeye uzatmalı diyebileceğimizi bir ilişkimiz var.

Önceleri hiç böyle hissetmiyordum halbuki.

Sen benim için; yaşadığım kötü ortamın, o acı dolu yılların içinden beni çekip alan bir kurtarıcı gibiydin.

Aramızda olduğunu hissettiğim ya da en azından öyle olduğuna inandığım şey sıradan bir sevginin çok ötesinde gibiydi.

Benim algımda biz zaten beraber olması gereken fakat fiilen bir ayrılığına maruz kalmış iki sevgiliydik.

Nasıl da sevinmiştim evinden tatil bahanesiyle çıkıp yanıma geldiğin gün…

Onca yıldır beklediğim yanımdaydı artık ve yaşadığım şey tarifi imkansızdı.

Şimdi bakıyorum da ne kadar safmışım…

Aslında saf değil de, saf dediğim duyguları hissetmekten başka bir çaresi olmayan konumdaymışım.

Yıllarca acıların arasında kalmış, tek sevdiğimin ve beni de tek sevenin sen olduğuna ve gelirken benim için geldiğine inanmıştım.

Ancak aradan geçen bunca zaman bunun böyle olmadığını bana acı bir şekilde öğretti.

O kadar acı ki senin yeniden kurduğuma inandığım hayatım meğer bir yok oluş sürecinin başlangıcıymış.

Çünkü sen benim için değil tamamen kendi çıkarların için buradaymışsın.

Sen benim yoksunluğuma yardım etmek için değil aksine yoksunluğumdan faydalanarak burada olmaya çabalamış ve başarmış birisiymişsin.

Hatta o kadar ki beni daha da yoksunlaştırarak kendi çıkarların için bana ait ne varsa elimden almak için çabalayan birisiymişsin.

Seni beni ben olarak seven değil, beni senin istediğin gibi biri olduğum sürece yani senin isteklerine boyun eğdiğim sürece seven biriymişsin.

Sen iki tarafın bağımsız hür iradesiyle yaşadığı bir ilişkiyi değil, baskın olmayı, hatta iki kişilik bir ilişkiyi tek taraflı yönlendirmeyi isteyen birisisin.

Seni beni yarattığın tahakkümle sana bağlı kılmaya çalışan birisin.

Ancak şunu anlaman lazım;

Zora dayalı bir ilişki senin iddia ettiğin gibi bir gönül ilişkisi değil, olsa olsa bir tahakkümdür.

Ve benim böyle bir ilişkiyi sürdürmeye hiç niyetim yok.

Aramızdaki ilişki senin iddia ettiğin gibi bir aşk değil.

Çünkü “Aşk,
Otoritenin, hiyerarşinin ve kurumların ötesinde aşktır.
Aşk,
Özgürlük varsa yaşanır..”[1]

Senin “stratejik çıkarların” bu özgürlüğün yanından bile geçmiyor.

Daha fazla uzatmanın bir anlamı yok.

O yüzden; “Evine Dön Ayşe.”



[1] Rosa Luxemburg

 

Ali Şahin

Baraka Kültür Merkezi Aktivisti

Be the first to comment

Leave a Reply