Nenemin Deyişiynan Demek… – Şifa Alçıcıoğlu    

Hayat dediğimiz şey, bir rotayı izlemek, bazen o rotadan çıkıp kendi yolumuzu bulmaksa eğer, yolda karşılaştıklarımız da hikayemize yön verenlerdir. Her hikayenin bir de kahramanı olur ya, işte benim dehikayemin kahramanı “nenem”di. Onun anlattıkları, yaşadıklarıyla adeta bir zaman tüneline giriyor; onun gözünden görmeye çalışıyordum anlattıklarını. Onun gibi kah develeri güden katarı, kapı arasından gözetleyen bir kız çocuğu oluyor, kah amansız hastalığına çare bulmak için bindiği trenin trollisinden Mesarya’yı seyre dalıyor, kah permanantlı saçlarla gezdiğimi düşünüyor; gizlice onun dünyasına sızıyordum.

Bana anlattıklarıyla ilham veren nenem sayesinde, yakın geçmişimizde üreten ve emek veren bir halk olduğumuzu daha da net gördüm. Emek ve üretim arasındaki doğru orantı, kültürün hayatımızdaki yerinin ne denli değerli olduğunu ortaya çıkarıyordu. Çünkü, en genel anlamıyla kültür, bir toplumun yaşayış biçimidir. Konuşma biçiminden tutun da giyim tarzına, yemeklerine, oyunlarına kadar aslında her şey kültürün bir parçasıdır. Bir toplum ne üretiyorsa kültürü de o olur. O yüzden kültür durağan değil, yaşayan bir olgudur. Günümüz koşullarında, her şeyin değişmesi gibi kültür de değişiyor çağa ayak uyduruyor.Zaten kültürü sadece nostaljik bir öğe olarak kurgularsak onu geçmişe hapsetmiş oluruz. Oysa kültür içinde geleceği de barındırmalı, bizimle yaşamalı ve yaşattıkça çoğalmalıdır. Bu anlamda birçok değerimizin unutulmaya yüz tutması, kültürümüzün sadece belli başlı birkaç öğeye indirgenmesi gerçekten can sıkıcı…

***

“Nenemin Deyişiynan-Kıbrıs Kültürü Üstüne Yazılar” minallayaları anlamak ve anlatmakla başladı yolculuğuna. Atalarımız/analarımızdan nine-dedelerimize geçen, onlara da kendi büyüklerinden miras kalan bu ilkel hava tahmin metodunun ardından peş peşe yazılar, merak ve heyecanla; sorulup, okunup, dinlenip öğrenildikten sonra kendini var etmeye başladı adı gibi inatçı Argasdidergimizde. Bilgi paylaşıldıkça çoğalır felsefesinden yola çıkarak; ürettiklerimizle var olduğumuz o zor ve güzel zamanları anlatmak ve yaşatmak için tarih ve kültürümüzde yer etmiş olay ve olguları kitapta toplamaya çalıştım. Her bir yazıda merkezine insanı alan sözlü tarihle, belgeli gerçekleri harmanlayarak kültürümüzden örnekler sunmak gayesiyle, yüzyıllardır göç alan adamızda yaşayan hiçbir topluluğu unutmadan ve aslında onların getirdiği alt kültürlerden de beslenerek bir kültür oluştuğunu da vurgulamak istedik. Bununla birlikte kültürel asimilasyona karşı direnmenin de önemini de belirttik. Kıbrıslı Türk kimliği ve kültürü asimilasyon politikaları karşısında direnişini sürdürmeli, aynı zamanda ülkemize farklı coğrafyalardan gelmiş olan kültürlerle de halkların kardeşliği temelinde kaynaşarak kaçınılmaz değişimini yaşamalıdır. Umudumuz ve çabamız bu değişimin, barıştan, doğayla bütünleşmekten, eşitlikten, özgürlükten yana; daha iyiye, güzele doğru olmasıdır. İşte bu bakış açısıyla yazdığım yazılardan kitabımız meydana geldi. Kitap, Argasdi Yayınlarının 4. kitabı olarak yayınlandıktan sonra da yollara düştük. Yolda bulduk kültürüne hasret kalanları, memleketine sahip çıkanları, geride bıraktıklarımızı ya da kaybolanları… Ama herkes kendinden bir şey buldu; kimi çocukluğunu, kimi yaşadığı mahalleyi, kimi geleceğini. Belki de anlatılan senin hikayendi(*)

***

Yola çıkarken arşivleriyle destek olan Mehmet Altuner ve Mustafa Korkut, kitabın basılmasında maddi katkı sağlayan Kültür Dairesi, yayına hazırlayan Argasdihammaliye kurulu, kapak fotoğrafını bizlerle paylaşan annem Fatma Alçıcıoğlu, kapak ve sayfa tasarımıyla kitabımıza hayat veren Erkal Tülek ve Mustafa Batak dostlarımız emeğiniz ödenemez. Çıktığımız bu yolda da bizlere inanan yanımızda bulunan dostlarla daha da büyüdük, başta Baraka Kültür Merkezi aktivistleri ve ailem olmak üzere; hiçbir maddi bir çıkar beklemeksizin kitap tanıtımı için mekanını bizlere açan Tango Cafe byColorido, gerçekleştirdiğimiz kitap tanıtım etkinliklerindeeşsiz hellimleriyle yanımızda bulunan Seheroğlu ailesi, imza günü için davet eden Alibaba ailesi ve Gloria JeansKüçükkaymaklı, kitabın dağıtımını yapan Khora Kitabevi, kitabı yeni yıl hediyesi olarak olarak üyelerine sunan Çağ-Sen, bizi adeta evimizdeymiş gibi hissettiren Akçay Ak-Der, tv programları ve röportajlarla kitabın tanınmasını sağlayan tüm medya mensupları, kitabımızı alan, satan, okuyan, neneme selam gönderen herkese çok teşekkür etmek isterim. Yolculuğumuz hala sürüyor. Gittiğimiz her bölgede, ulaştığımız her insanla kültürle geçmişle yoğrularak geleceği adım adım örmeye devam edeceğiz. 2 Şubat cumartesi saat 12’de Lefkoşa’da Khora Kitabevi’nde bu serüvene ortak olmaya ne dersiniz?

(*) Anlatılan senin hikayendir, Latince de te fabulanarratur, olarak kullanılan ve Marx’ın1884 el yazmaları” kitabında Alman işçiler için kullandığı tabirdir.

Şifa Alçıcıoğlu

Baraka Aktivisti