ODTÜ ORMANI, MEDYA VE DİRENİŞ – Mustafa Keleşzade

imageDaha ilk oluşum anından itibaren en iyi dostlarımdan biri vasıtası ile Ankara’da yaşanan ODTÜ Ormanı olaylarını takip etme imkanı buldum.

Orada yaşananlar henüz tüm TC’ye yayılan bir Haziran Ayaklanması olmasa da, TC tarihine geçecek bir direnişin örüldüğü kesin.

Fakat ODTÜ’de yaşananlar polis şiddetinin ve direnişin boyutları Haziran İsyanı’na eklemlense de topluma Haziran İsyanı kadar nüfuz etmemiş durumda.

Bu duruma kaynak olarak çeşitli sebepler sunabiliriz . Ama bana kalırsa en önemlisi deneyim kazanan iktidar.

Medya ve ODTÜ Direnişi

AKP iktidarı artık anaakım medyayı daha sıkı denetlemekte.

AKP açısından “Çürük Yumurta” denilebilecek aydın gazeteci ve yazarların çoğu Haziran Ayaklanması’nın ardından bağlı bulundukları gazete ve televizyonlardan atıldı.

AKP yeni medya denetim kurulları oluşturdu ve hatta sosyal medyayı etkli kullanmak için profesyonel ekipler dahi kurdurdu (“Rabia” kampanyası bu profesyonellerin ilk kampanyası olarak öne çıkmakta).

Tabi iktidar ile birlikte muhalefetin de deneyimlendiğini görmezden gelemeyiz.

Kuşkusuz çatışmalar esnasında çapulcunun gözünden canlı yayın yapan Çapul TV’nin kurulması bu konuda önemli bir adım.

Artık devrimciler eylem haberleri açısından sadece ulusalcı medyaya bağlı değil.

Bu durum uzun vadede devricilerin örgütlenmesi ve kurumsallaşması açısından muazzam bir etki potansiyeline sahip, fakat ilk etapta ulaşılan kitlenin ise daralmasına sebep olmakta.

Neden Direniş?

ODTÜ, Sovyetler’e karşı doğrultulmuş silah şekli ile bir Amerikan ünivestitesi olarak kurulmuştur.

İronik bir şekilde 60’lı yıllardan itibaren ise devrimciler için bir kaleye dönüştü.

O dönemin devrimcilerinin diktiği fidanlar bugün birer ağaca dönüşerek ODTÜ Ormanı’nı oluşmuş durumda.

İşte direniş de bu ormanı korumak için şekillendi.

Belediye Başkan i. Melih Gökçek yeni bir rant yolu açmak ve ODTÜ’ye girip sembolik bir önemi de olan bu ormanı yok etmek istiyor.

Bu yolun açılmış ve ODTÜ arazisine bir şekilde girilmiş olmasının uzun vadede ODTÜ’ye bağlı olan Eğmir Gölü’nün de Gökçek’in rant operasyonlarına dahil edilmesini sağlayacağı ise ayrı bir nokta.

Ayrıca Gökçek’in egoist karakterinin Haziran İsyanı’nın rövanşını almaya da çalıştığı görülüyor.

İşte tüm bu nedenlerlerin birleşimi ile saldırı ve direniş başladı.

Direnişe ODTÜ öğrencileri dışında Haziran İsyanı’nın ardından oluşan mahalle forumlarından ODTÜ’nün komşusu 100. Yıl Mahalle forumu da katılıyor.

Yani Haziran İsyanı’nın ruhu örgütlülüğe dönüşerek ODTÜ Ormanı’na da yansıyor.

Gökçek’in bu direnişi kırmak için sadece polis gücünü değil kendine bağlı sivil faşistlerini de kullandığını belirtelim.

Bu durum yerini garanti gören muhafazakar bir siyasetçinin ne kadar tehlikeli olabileceğini de bize gösteriyor.

Direniş hala sürüyor, polis kontrolünde belediye ekipleri ağaçları sökülüyor, eylemciler yerine yeni ve daha fazla fidanlar dikiyor.

Polis ve belediye ekipleri eylemcilere saldırıyor, farklı fraksiyonlardan eylemciler birleşerek direniyor.

Polis, ağaçları gaz fişekleri ile yakmaya çalışıyor, eylemciler ekipler kurup söndürüyor.

ODTÜ öğrencileri ve Yüzüncü Yıl halkı direniyor, Yusuf, Hüseyin, Ulaş ve daha niceleri bir yerlerde gülümsüyor.

Mustafa Keleşzade

Baraka Kültür Merkezi Aktivisti

Be the first to comment

Leave a Reply