“TMT’nin Bir Diğer Katli: Ahmet Yahya” Başlıklı Haberimize İlişkin Kişisel Tanıklığı Yayınlıyoruz

www.ankaradegillefkosa.org’un Ahmet Yahya’nın TMT tarafından öldürülmesi ile ilgili TMT’nin Bir Diğer Katli: Ahmet Yahya konu başlıklı haberi vesilesiyle dönemin tanığı olan İbrahim Aziz’in paylaşımını yayınlıyoruz.

İbrahim Aziz; Ahmet Yahya ile diğer solcu ve sendikacı gibi pek çok işçinin, gazetelere yazdığı “istifa yazılarını”  AKEL’den çıkan kararla yazdıklarını vurguladı.

Ayrıca Aziz,; AKEL ve yan örgütü PEO’nun, EOKA’nın Rum üyelerine saldırılarını kararlılıkla göğüslediğinin, kitlesel gösterilerle cinayetlerin işlenmesine ve iç savaş çıkarılmasına kararlılıkla karşı çıktığının ancak Türkler için aynı tutumu izleyemediğinin altını çizdi.

Aziz, kararı  AKEL Merkez Komitesi üyesi olan Derviş Ali Kavazoğlu’nun getirdiğini de belirtti.

TMT’nin Bir Diğer Katli: Ahmet Yahya

SEvgili Dostlar, Yoldaşlar,
Yuarıdaki başlık altındaki yazınıza bir düzeltme eklemek istiyorum. Ahmet Yahya ve diğer solcu ve sendikacı gibi pek çok işçi, gazetelere “istifa yazılarını” TMT’nin amansız baskılarına direnemedikleri için yazmamışlardı. AKEL’den bu yönde bir karar çıkmıştı. Kararı bize AKEL Merkez Komitesi üyesi olan Derviş Ali Kavazoğlu getirmişti. TMT’nin “Solcu Türkleri temizleme harekâtı” başlatılınca, birçok arkadaş PEO sendikasında toplanmış, ne yapacağımızı nasıl hareket edeceğimizi düşünüyor, tartışıyorduk. Önce Ahmet Sadi yoldaş hedef alınmış, amma olayın ciddiyetini Fazıl Önder’in katledilmesinden sonra fark etmiştik. Fazıl Önder’in katledilmesi başta Kavazoğlu, hepimizi sarsmıştı. Ne yapacağımızı, nasıl hareket edeceğimizi, nasıl korunacağımızı bilmiyorduk. Ben, henüz yirmi yaşlarında, köyümdeki TMT üyelerinin hareketlenmesi üzerine, tehlikeyi hissederek, PEO sendikasına sığınmış ve orada toplanan arkadaşlar arasına katılmıştım. F. Önder’in katledilmesinden hemen sonra, Derviş Ali, PEO sendikasından bazı Rum üyelerle birlikte çıkıp, AKEL lokaline gitmiş ve geri dönerek, bize parti kararını getirmişti. Parti liderliği de bir kararsızlık içinde bulunuyordu, ancak karar açık ve netti: Önde gelen kadrodaki veya diğer aktif (Türk-1) üyelerini koruma imkânı yoktu! Bu nedenle AKEL liderliği isteyenlere “Rumlarla ilişkileri yoktur” şeklinde açıklama yapmalarını veya yurt dışına gitmelerini; PEO’ya üye olan 3.000 dolayında işçiye de evlerine gitmelerini salık vermişti! Ahmet Yahya’nın “açıklaması” AKEL’in bu kararı üzerine basına gönderilmişti. Ancak açıklama ertesi gün basında çıkarken, kendisi de yatağında ölü bulunmuştu. Partinin “evlerinize gidiniz” kararından sonra PEO’ya üye olan işçiler evlerine çekilirken, tehlikeyi hissedenler basına açıklamalarını göndermeye başlamışlardı-2.

Şunu da ekleyeyim: Aynı dönemde EOKA, AKEL’in aktif Rum üyelerine saldırılarını başlatmış, Prodótes- hain: EOKA davasına-mücadelesine ihanet ederler ithamıyla, AKEL üyelerine saldırmaya başlamış, birçoklarını katletmişti.
Kıbrıs, ada olarak henüz İngilizlerin yönetiminde bulunuyordu ve Kıbrıs’a bağımsızlık tanıma aşamasına gelinmiş, bu amaçla görüşmeler sürecine girilmişti. Görüşmeleri başlatan ve yöneten İngiliz Amerikan diplomatları, kurulması amaçlanan “Bağımsız Kıbrıs’ta” sol güçleri zayıflatıp, yönetimi sağ kanada teslim etme planlarını devreye sokmuşlardı. Rum ve Türk sol güçlere saldırılar bu planlamalar üzerine başlatılmıştı.
Kıbrıs’a bağımsızlık tanınması için görüşmeler sürecine girilirken, İngiliz – Amerikan politikaları “Ya Taksim Ya Ölüm” planlamalarını da yapmışlar, Denktaş ve TMT liderliği ile dönemin Türkiye yetkililerini de Taksim planlamaları içine çekerek, “Bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti” görüşmelerini kendi çıkarlarını gözeterek sonlandırmışlardı.
AKEL ve yan örgütü PEO, Rum üyelerine saldırıları kararlılıkla göğüslemiş, kitlesel gösterilerle cinayetlerin işlenmesine ve iç savaş çıkarılmasına karlılıkla karşı çıkmışlardı. Ben, o günlerde PEO sendikası Genel Sekreteri olan Andreas Jartidis’in sendika binası balkonundan yaptığı konuşmaları ve “İÇ SAVAŞA HAYIR” diye gür sesiyle bağırdığını hatırlıyorum-3.

1. O günlerde Kıbrıs’ta henüz Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum değildik. Rumlar-Elenler veya Türkler idik.
2. Bu olayı yaşamış olan Kamil Tuncel’in “Düşmana inat bir gün daha yaşamak” kitabında oldukça ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz.
3. EOKA’nın askeri kanat lideri Grivas, siyasi kanat lideri de Makarios idi. EOKA’nın askeri kanadına Grivas’ın getirilmesi, Atina’da yapılan özel toplantılarda kararlaştırılmıştı. Grivas, Amerikan İngiliz diplomatlarının etkisi altında bulunan bir askeri komutandı.
EOKA’nın enosis mücadelesine karşı Kıbrıs’a (Makarios’a) bağımsızlık sürecini dayatan İngiliz Amerikan diplomasisi, EOKA askeri kanat lideri Grivas üzerindeki etkilerini kullanarak, iç savaşı tetiklemeyi planlamışlardı. AKEL liderliği (Papayuannu) buna karşı EOKA’nın siyasi kanat lideri Makarios üzerinde etkisini kullandı. Makarios’un siyasi kişiliği ağır bastı, Rumlar arasında iç savaş engellendi.
AKEL liderliği Türkler için aynı tutumu izleyemedi, Türklerle Rumlar arasında iç savaş çıkmasını engellemek amacıyla etkisini kullanamadı veya kullanmak istemedi, aynı çabayı harcamaktan kaçındı. Partideki “Rum bütünlüğü-birlikteliğini” korumak amacıyla, Rum milliyetçiliği ile bütünleşti. Enosis kulvarında Makarios ile at başı koşmaya devam etti. Enosis yolunda Türkleri küçümsedi, “evlerinize gidiniz” kararı ile işçi sınıfı birlikteliğini terk etti. PEO sendikasında örgütlü üç bin dolayındaki Türk işçilerini de Denktaş’ın TMT’nin ve Taksim politikası ile Kıbrıs’a yayılma politikası güden Ankara’daki dışa bağımlı siyasilerin inhisarına terk etti.
Parti istihbarat sorumlusu Yannis Katsuridis, ben AKEL kadrosunda iken, benim de hazır bulunduğum özel toplantılarda, Makarios ile yaptıkları görüşmelerde iç savaşı önlemek amacıyla, Makarios’u tehdit ettiklerini de şöyle açıklamıştı: Makarios’a; “Bizlerden (AKEL liderlerinden) birini vurup öldürürseniz, tetikçinin kim olduğunu bulma sürecine yönelmeyeceğiz. Biz de sizlerden birini vuracağız ve sizlerden biri siz kendiniz de olabilirsiniz” şeklinde Makarios’u tehdit ettiklerini söylemişti. Bu iddialı ve kararlı tavırları üzerine Makarios’u iç savaştan caydırdıklarını söyledi, AKEL istihbarat sorumlusu. Her nasılsa Türklerle iç savaşı engelleyemediler, engellemek amacıyla aynı kararlı tavırlarını sergileyemediler.

İlgili haber;

TMT’nin Bir Diğer Katli: Ahmet Yahya

TMT’nin Bildirileri: