YÖDAK’ı hepimiz biliriz…
Afilli bir ismi vardır; Yükseköğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu…
Vay be…
Duyan da gün 24 saat, yıl 365 gün harıl harıl çalıştığını sanır…
Türkiye’de 80 faşist darbesinin doğurduğu YÖK’ün kktc’deki muadilidir kendisi…
Ancak bir kötü kopyadan fazla birşey de değildir…
Web sayfasını ziyaret etmeniz ne demek istediğimi anlamanız için yeterlidir…
“Hakkında” linkini tıklayın boş bir sayfayla karşılaşırsınız…
“Üniversitelerimizi” tıklayın aylardır yapım aşamasındadır…
Kurallar koyar kimse takmaz, kendi kendine çalar söyler…
Hasılı YÖDAK kumdan bir kaledir…
Rüzgar esti mi aşınır, su geldi mi yıkılır…
İşte o YÖDAK’a dair bir yasa geçti geçen aylarda…
Maksat görünürde güçlendirmekti ancak merkezileştirerek ve daha fazla YÖK’leştirerek…
İşte o YÖDAK yazılar göndermeye başladı üniversitelere YÖK’e öykünerek…
Yükseltmelerde benim kriterlerim geçerli olacak dedi mesela…
Mesela öğrenci disiplin yönetmelikleri tüm üniversiteler için aynı olacak dedi..
Dedi demesine de yine kendi kendine çaldı söyledi…
Yanlış anlaşılmasın YÖDAK sempatizanı falan değilim…
Hatta yıkılsın gitsin diyenlerdenim…
Hele hele Suat Günsel hanedanlığından dünyanın herhangi ciddi bir üniversitesinde okutman bile olamayacak birinin YÖDAK’ın başına getirilip orayı da kendi hanedanlığına çevirmesinden sonra daha da sertleşti söylemlerim…
Neyse konuyu dağıtmayalım…
YÖDAK’ta bunlar olurken aynı zamanda başka şeyler de olmaya devam etti…
Dedik ya üniversitelerimiz hakkında soru sorduğunuzda YÖDAK’tan alacağınız cevap “yapım aşamasında” diye…
YÖDAK’ın şu anki asli görevi her köşe başı üniversite pırtlatmak çünkü…
Kimler tarafından pırtlatılmakta peki bu üniversiteler?
Tabii ki TC ve kktc sermayesi tarafından…
Ha bir de unutmadan yazalım; Denktaş hanedanlığının günümüzdeki varisleri tarafından…
YÖDAK’ın neden merkezileştirildiği, YÖK’leştirildiği dolayısıyla hükümetleştirildiği şimdi daha iyi anlaşıldı sanırım…
Şimdi eş zamanlı gelişen başka bir olaya bakalım ve pırtlatmayla ilişkilendirmeye çalışalım…
Tam ismiyle “Doğu Akdeniz Üniversitesi Eğitim ve Yönetim Kurumu ve Doğu Akdeniz Üniversitesi Kuruluş Yasa Tasarısı” ivedilikle görüşülmekte meclisin bir komitesinde…
Yıllarca önce yüksek öğrenimde örgütlü tek sendika olan DAÜ-SEN’in (Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası) DAÜ’yü demokratik ve özerk bir yapıya kavuşturmak için meclise sunduğu yasanın ta kendisinden bahsediyoruz…
Yalnız yasanın ismine dikkat edelim; Doğu Akdeniz Üniversitesi Eğitim ve Yönetim Kurumu…
DAÜ’yü biz bir eğitim kurumu olarak bilirdik…
Yönetim Kurumu???
Devam edelim…
Yasayı incelerseniz Vakıf Yöneticiler Kurulu yerine Yöneticiler Kurulu kavramının kullanıldığını görürsünüz…
Neden?
DAÜ’nün esas sahibi olan Kıbrıs Türk Eğitim Vakfı’nın malları varolan yasalara göre satılamaz…
Ancak siz yasayı değiştirir DAÜ’yle vakıf arasındaki ilişkiyi yok ederseniz satılabilir…
Özelleştirmenin yolunun açılması olarak okuyabilir miyiz bu değişikliği?
Bal gibi okuyabiliriz…
Devam edelim…
DAÜ emekçilerinin sendikaları üzerinden yıllarca verdiği mücadeleler sonucunda bugün DAÜ’de bölüm başkanından, dekana ve rektöre kadar tüm makamlara seçimle atama yapılmaktadır…
Üstelik bununla ilişkili yasal bir zorunluluk olmamasına rağmen…
İster beğenin ister beğenmeyin senato, üniversite yöneticiler kurulu zaman zaman muhalif tutumlar sergileyebilmektedir…
Son örnek VYK tarafından alınan ve bir güzellik yarışmasında dereceye girecek olanlara DAÜ tarafından burs verileceği kararıdır…
Bu karara tüm üniversite bileşenleri karşı çıkmaktadır…
Neyin sayesinde? İçselleştirilmiş demokrasi sayesinde…
Peki yeni yasayla ne olacak?
Yöneticiler Kurulu üniversitenin neredeyse tek hakimi olacak…
Kararları o alacak, alımları ve işten çıkarmaları o yapacak…
Yani DAÜ’de yıllardır verilen demokrasi ve özerklik mücadelesi bu yasayla tam bir başarısızlığa uğrayacak…
Şimdi pırtlatılan üniversiteleri ve DAÜ’deki olası gelişmeleri ilişkilendirelim…
DAÜ hükümetlerin dümen suyuna tamamen girdiğinde, özelleştirilmesinin yolu açıldığında, üniversitelere yatırım yapan sermaye için dengesizlik oluşturacak dev bir kurum yoldan çekilmiş olacak…
Bu yüzdendir ki meclisin İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi harıl harıl yasayı tamamlamak için uğraşırken YÖDAK da harıl harıl üniversite pırtlatmak için çalışıyor…
Bizleri ise yeni bir mücadele alanı bekliyor…
Fatih Bayraktar
Bağımsızlık Yolu Üyesi