YARGI, DEVLET VE ÖZEL ÜNİVERSİTELER ARASINDAKİ KİRLİ İLİŞKİLER – KIVANÇ MANYERA

Yüksek mahkeme başkanı ve hukuk fakültesi bulunduran üniversiteler kktc’de hukuk eğitiminden beklentiler konulu bir toplantı yaptı. Bu toplantıda ülkede varolan hukuk öğrencisi ve avukat çokluğuna veya yerli üniversitelerdeki mevcut derslerin kalitesine dair hiçbir görüş bildirilmemiştir.

Varılan sonuca göre ülkedeki hukuk fakültelerine 3 tane zorunlu ders konulmuş ve yurt dışında okuyan öğrenciler bu dersleri mezun oldukları zaman görmemiş olacakları için baro sınavına girmeden yerli üniversitelerde kurs alma zorunluluğu getirilmiştir. Böyle bir toplantıda ülkedeki hukuk eğitimiyle ilgili eğitimin kalitesi ve ülkemizde ihtiyaç olan bölümlere teşvik yetersizliğinden dolayı oluşan aşırı hukukçu ve hukuk öğrencisi yığılmasına değinilmemesi ilginç. Ya da belki de çok da ilginç değildir. Belli ki öğrenciye nitelikli eğitim vermek yerine onları ayaklı para olarak gören üniversitelerimiz kendilerine yeni bir pazar bulmuş. O da yurtdışında okuyan öğrencilere zorunlu kurs vermek. Hemen bunun kılıfı da hazırlanmış ve yüce “bilirkişiler”in katıldığı bir toplantıda gerçek sorun yurtdışında okuyan öğrencilerin kktc hukuğuyla yabancılığı olarak tespit edilmiş.

Toplantıda bulunan yüksek mahkeme başkanı Şafak Öneri’nin geçmişte üniversitelerle olan münasebeti zaten kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştı. Hafızalarımızı tazelemek adına bunu baştan hatırlatalım. 2012 yılında yüksek mahkeme başkanı Nevvar Nolan ve yüksek mahkeme yargıcı Şafak Öneri özel bir üniversitenin sahibinin özel jetiyle Cannes film festivaline gitmişti ve tüm tatil masrafları ayni kişi tarafından karşılanmıştı.

Üniversite sahipleriyle rüşvet denilebilecek olaylar yaşayan bir mahkeme başkanından da tarafsızlık beklememiz zaten bizim saflığımız olurdu. Bir ülkede bağımsız ve en güvenilir kurumlar olması beklenen mahkemelerin başkanı adadaki özel üniversite sahipleriyle rüşvet sayılabilecek münasebetlerde bulunup bugün de hukuk eğitimine olacak faydasından çok özel üniversite sahiplerine faydası olacak bir tasarıyı memnuniyetle kabul edip onaylıyor. Devletin yozlaşmasını ve halkı ezmesini önlemek ana görevi olan mahkemeler, bizim ülkemizde hiçbir iradesi olmayan ve birkaç zengin kişinin her istediğini rahatlıkla dayatan devlete yardımcı olmayı borç biliyor.

Bu hukuk öğrencilerine dayatılmaya çalışılan kurs ülkemizde bir ilk de değildir. TC ve kktc dışında okuyan mimarlık ögrencilerine de benzer bir uygulama var. Ülkemizin mimari yapısını öğrenmediği gerekçesiyle yurtdışından mezun olan mimarların kurs alması zorunludur. Bunun sebebini geçmişte birkaç mimarlık okuyan arkadaşım sorduğunda da “e siz cami çizmeyi bilmezsiniz” tarzı cevaplar alınmıştır. Uzun lafın kısası bu hukuk eğitiminden beklentiler isimli toplantı üniversitelerimizin hukuk eğitiminin kalitesini veya hukuk öğrencisi yığılmasını (ki hukuk eğitimimizdeki en büyük sıkıntılar bunlardır) ele almak gailesi ile düzenlenmemiştir.

Bu toplantının tek amacı özel üniversitelerin kendileri için yeni bir fırsat görmüş olması ve karlarını artırma isteğidir. Bu isteklerine de karşı çıkacak iradeye sahip ne bir meclis, ne bir bakanlar kurulu ne de bir yargı sistemi vardır.

Be the first to comment

Leave a Reply