Türkiye’de özel istihdam büroları: Kiralık kölelik

Kölelik Yasası olarak adlandırılan özel istihdam büroları yasa tasarısı TC Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi

Evrensel Gazetesi’nden Necla Akgökçe’nin haberine göre; 

Türkiye’de sol kamuoyunda ve bazı sendikalar nezdinde, Kölelik Yasası olarak adlandırılan özel istihdam büroları yasa tasarısı  TC Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi. Artık hemen hemen hepsi yandaş saflarına katılmış olan “büyük” gazetelerde, yeni bir müjde olarak sunuldu haber. Gazeteleri göz ucuyla taradığınızda, çoğunda haber fotoğrafı “konu mankeni olarak” kadınları gördük. En ilginç başlık ve fotoğraflardan biri de Milliyet gazetesindeydi: “Esnek Çalışma Tamam” manşetinin fotoğrafında, bilgisayar başında gözlüklü ve kucağında bebek olan modern bir kadın, sol eliyle bilgisayarı tutarken, sağ eliyle de dokunmatik telefonla mesajları (ya da işyerinden aldığı talimatları) karıştırıyordu. Bu fotoğraf esnek çalışmanın eğitimli kadınlar açısından ne kadar da faydalı olduğunun altını çizerken,TC Meclis’inde erkek oylarıyla kabul edilen yasadaki uzaktan çalışma, evden çalışmaya vurgu yapıyordu. Kucakta çocukla, o işlerin yapılamayacağını bütün kadınlar gayet iyi bilir. Fakat, zaten amaç patronlara ‘Bakın bu uzman emek türlerini artık böyle çalıştırabilirsiniz’ mesajını vermek.

Kadınlara yol açıyor(!)

Hürriyet’te TC Çalışma Bakanı Süleyman Soylu ile yapılan söyleşide Bakan da “Bu bir istihdam açma kanalıdır, özellikle kadınları, gençleri, uzun süre işsiz kalanları önemli ölçüde istihdamla buluşturmanın kendisidir” diyordu. Zaten uzun süredir gündemimizde olan özel istihdam bürolarına geçici işçi kiralama yetkisi verilmesinde gerekçelerden biri ve en önemlisi ‘kadınları doğum sonrası iş yaşamına alıştırma, ev işleri yapan kadınları kısmi süreli çalışmaya yönlendirerek kadın istihdamını artırmaydı. AKP, istihdam yaratmayan ekonomi koşullarında, ‘Kadın İstihdamı Yasa Tasarısı’ndan bu yana çeşitli metinlerde kısmi zamanlı, güvencesiz yani olabildiğince esnek ve kuralsız çalışmayı kadınlara ideal çalışma biçimi olarak ileri sürüyor. Bu çalışma biçimine engel teşkil eden süt izni, sınırlı da olsa kreş hakkı gibi sosyal hak kırpıntılarını da ortadan kaldırmak gerekiyordu. Olgunlaşmış biçimine (hâlâ TC Meclisinde beklemekte olan) Aile ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunmasına Dair Kanun’da rastladığımız bir dizi uygulamayı geçtiğimiz yıl ve bu yıl çeşitli torba yasalara yamayıp, yasalaştırıp bizlere kabul ettirdiler.

Türkiye’de sendikalar bu süreçte iyi bir sınav vermedi. Dünya örneklerinde de bir alanda kısıtlı kalacağı söylenen kısmi süreli, geçici işçilik, çekirdekteki düzenli iş gücünü zorladığında, üye kaybetmeye başladıklarında sendikalar ses çıkardılar. Şimdi aynı iş yerindeki geçici işçiliği toplu sözleşmeler yoluyla, bir yandan içine alarak, bir yandan da TİS’leri genişleterek çare bulmaya çalışıyorlar. Bizde de belki yapılacak birkaç iş daha var. Sendikaların, kadın kurumlarının ne olup bittiğini özellikle üzerlerinden söylem kurulan kadınlara, bu yasaların yeni haklar değil, elden giden haklar yasaları olduğunu anlatması gerekiyor. Bilmek de bir haktır sonuçta…

Köleliği yaşayanlar anlatıyor: Düşük ücret, kötü çalışma koşulları, mezarda emeklilik

Alman Sendikalar Birliği DGB 2013 yılında,  “Kısa süreli çalışma çıkmazı” isimli kısmi zamanlı işlerle ilgili bir rapor yayımladı. Raporda bu tür işlerde genellikle kadınların çalıştığı vurgulandıktan sonra tanıklıklara geçiliyor. 9 kişiden 8’i kadın, 50 yaşın üzerindeki kadınlar bu şekilde çalışanların çoğunu teşkil ediyor. Kadınların sendika üyesi olduğu gözden kaçırılmamalı. Bizde bu konu hala açıklığa kavuşmamış durumda.

56 yaşında Alman Hizmet Sendikası (VERDİ) üyesi Wally Schöne 70’li yıllarda doğum arası verdikten sonra, tekrar işe başladığında düzenli, güvenceli bir iş bulamadığını, bugün 50 yaşın üzerinde olmasına rağmen hala kısa süreli işlerde çalıştığını anlatıyor.

47 yaşında  gıda işçisi Helen Gärtner,  400 Euroya kısa zamanlı çalıştığını söylüyor. Çalışma süresi günde 6 saat. Hastalık hallerinde izin alamadığını vurgulayan, kadın 10 saati geçse de düzenli bir iş aradığını söylüyor.

52 yaşında bir ekmekçide çalışan Angelika Bartusch da, kısa süreli çalışmayı ‘durmadan çalışıp, izin alamıyorsun, aynı anda birçok işi birden yaptığın halde kıymetin yok, bunun bu biçimde gitmeyeceğini söyleyince de sana, işte kapı, diyorlar’ diye anlatıyor.

54 yaşında temizlik işlerinde çalışan Christa Rein  İnşaat İşçileri Sendikası üyesi, ‘güya kısmi zamanlı çalışıyoruz fakat çoğu zaman hadi şu işi de bitirin diye süre uzuyor. En büyük problemimiz emeklilik. Geç emekli oluyoruz, eş olunca onun sigortasından yararlanıyoruz. Emeklilik parası bizi geçindirmekten uzak, çok düşük’ diyor.

İlgili haberler: ITUC: Özel istihdam bürolarıyla ilgili TBMM’ye gelen taslak geri çekilsin