Yıllık İzin; Yanmaz, Kaybolmaz, Silinmez

Ücretli izinde olduğum sürenin parasını maaşım ile birlikte mi alırım?

Yıllık Ücretli izin hakkını yasal çerçevede uygulayan iş yerleri, izin ücretinin ödenmesi konusunda genel olarak yasanın ön gördüğü hükümleri yerine getirmezler. Ülkemizde ücretli izin hakkını uygulayan iş yerlerinin genel uygulaması; izinde geçen sürenin çalışılmış gibi ay sonunda maaş olarak ödenmesidir. Bu parasal olarak biz işçilere bir kayıp yaşatmaz. Ancak yasal olarak yanlıştır. İş Yasası’nın 48. Maddesi’nin 1. Paragrafı’nda şöyle denilmektedir:

“İşveren, yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye, yıllık izin dönemine ilişkin ücretini, ilgili işçinin izne başlamasından önce peşin olarak ödemek  veya avans olarak vermek zorundadır. Bu ücretin hesaplanmasında 41’inci madde kuralları uygulanır.”

Yani, izinde geçecek olan sürelere ilişkin ücretimizi, izne çıkmadan önce alma hakkımız, patronun da bu ücreti ödeme zorunluluğu vardır…

İzin ücretinin izne çıkmadan peşin olarak ödenmesine ne gerek var? İzinden dönünce maaş olarak alsak ne kaybımız olur?

Yukarıda da izah edildiği gibi, maddi olarak izin ücretinin önce veya sonra ödenmesi bizim açımızdan farketmez. Ancak İş Yasası’nın bu hükmü, biz işçilere maddi bir avantaj sağmak amacıyla değil; güvence sağlamak amacıyla yazılmıştır.

Ülkemizde işten durdurmaların büyük bir bölümü, uzun süreli izinler sonrasında yaşanmaktadır. İzne çıkan işçinin uzun süreli yokluğunda, patron işçinin yerine başka bir işçiyi çalıştırmakta; yeni işçinin daha az ücreti kabul etmesi veya yeni bir iş yerinde olmaktan kaynaklı yumuşak başlılığından dolayı da eski işçisini işten durdurarak yeni işçi ile işine devam etmektedir. Birçok işçi izin dönüşü işten durdurulduğunu öğrenmektedir.

İzinde geçecek sürelerin patron tarafından önceden ve peşin olarak ödenmesi, zaten ücretini ödediği bir işçiyi tekrardan çalıştırması için patrona az da olsa bir yönlendirmedir. Ayrıca izin dönüşü işten durdurulan işçilerin izin ücretini de alamamak gibi bir sıkıntı yaşamaması için kısmi bir önlemdir. Çünkü birçok patron, işçisini işten durdurduktan sonra izin ücretini ödemeye veya ihbar sürelerine ilişkin tazminat vermeye yanaşmamakta, zorluk çıkarmaktadır.

Son olarak, izin ücretinin önceden peşin olarak ödenmesi, biz işçiler için tatil planımızı yapabilmek ve tatildeki harcamalarımızı düzenlemek için bir avantaj sağlar.

Ülkemizde yasal olarak zorunlu kılındığı halde bu uygulama neredeyse hiçbir işyerinde bilinmemektedir. Ama bu bilinmeme durumu, biz işçilere değil patronlara avantaj sağlamaktadır.

İzinde olduğum dönemde, başka bir işte çalışıp bir miktar ek gelir elde edebilir miyim?

Hayır. Yıllık ücretli iznimizi kullandığımız sırada başka bir işte ücret karşılığı çalışmamız Yasa tarafından yasaklanmıştır. İş Yasası’nın 49. Maddesi şöyledir:

“Yıllık ücretli iznini kullanmakta olan işçi, izin süresi içinde, ücret karşılığı  herhangi bir işverenin yanında çalışamaz.”

Neden böyle bir kısıtlama var? Benim ek gelir elde etmemin ne gibi bir zararı olur?

İş Yasası’nın böyle bir kısıtlama getirmesinin iki sebebi vardır.

Birincisi yıllık izinde olduğumuz süre içerisinde çalışmamız, yıllık izin hakkının amacına terstir. Yıllık izin hakkkımız vardır çünkü, her insan yılda belli bir süre dinlenmek, sevdikleri ile vakit geçirmek ve kendini yenilemek ihtiyacı hisseder. Biz eğer yıllık ücretli izin süremizde de çalışmaya kalkacak olursak, biriken yorgunluk iş kazalarına, dikkatsizliklere, verimin düşmesine ve mutsuz olmamıza neden olacaktır. Bu sebeple izin süremizde, dinlenmeliyiz.

İkinci sebep ise, bir patronun yanında kayıtlı olduğumuz, sigorta yatırımlarımız o patron tarafından yapılmakta olduğu için, başka bir patronun yanında çalışmamız, sigortasız/kayıtsız çalışmak anlamına gelecektir. Böyle bir durumda bizi izindeyken çalıştıran patron sigorta, ihtiyat ve vergi yatırımları bakımından suç işlemiş, biz de yaşanacak herhangi bir kazada kendimizi sigortalı olmanın avantajlarından mahrum bırakmış oluruz.

Bu sebeplerle yıllık ücretli iznimizi kullandığımız sırada, başka bir patronun yanında ücret karşılığı çalışmamız, Yasa tarafından yasaklanmıştır.

İşimden istifa ettim ve başka bir işte çalışmaya başladım. Ancak eski iş yerimde hak kazanıp kullanmadığım izinlerim var. Bu izinler yanar mı?

Hak kazanıp da kullanılmayan yıllık ücretli izinlerimiz, işten nasıl ayrılmış olursak olalım bize parasal olarak ödenmek zorundadır. Patronlar, bir işçi yanlarından ayrıldığı zaman işçinin kazanılmış haklarından da vazgeçtiğini varsayar. Ödenmemiş maaşlar veya hak kazanılıp da kullanılmamış izinleri ödemek konusunda isteksiz davranırlar. “Beni bıraktı gitti, işlerim onun yüzünden aksadı, bir da üstüne para mı verecem?” cümlesi, patronların tipik yakınmasıdır. Ancak ister patron işten atsın, ister işçi işi bıraksın, hak kazanılıp da kullanılmamış izinleri parasal olarak ödemek patronun yasal zorunluluğudur, aynısı maaş için de geçerlidir. İş Yasası’nın 50. Maddesi’nin 1. Paragrafı bu konuda açıktır:

“İşçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin süresi için ücreti, hizmet akdinin her ne şekilde olursa olsun sona ermesi halinde, akdin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine ödenir.”

İzinlerin “yanması” diye bir şey söz konusu değildir. İzin hakkı hiçbir zaman kaybolmaz, yanmaz, silinmez, yok olmaz. Yasa bu konuda çok nettir, “hizmet akdinin her ne şekilde olursa olsun sona ermesi halinde” ifadesi, sadece istifa veya atılma durumlarında değil; patronu zarara uğratma, hakaret, darp, hırsızlık gibi durumlarda bile, patronun izin ücretini ödemek zorunda olduğunu açıkça gösterir.

Patron bana yazılı uyarı vererek, 3 hafta sonra beni işten durduracağını bildirdi. Ancak bu sürenin bir haftasında kullanılmamış izinlerimi kullanmamı istiyor. Bu durumda benim 1 haftalık ücret kadar kaybım oluyor. İzne çıkmak zorunda mıyım?

Patron bizi işten durdurmadan önce, kıdemimize göre hak kazandığımız süreler kadar önceden yazılı olarak bildirmek zorundadır.

Eğer işten durdurulacağımız bize 3 hafta önceden yazılı olarak bildirilmiş ve bu sırada henüz kullanılmamış bir haftalık iznimiz varsa; patron ihbar süremiz sırasında izin kullanmamız için bizi zorlayamaz. Ayrıca ihbar sürelerimiz dahilinde hakkımız olan yeni iş arama izinlerimiz için de aynı durum geçerlidir. İş Yasası’nın 50. Maddesi’nin 2. Paragrafı’nda bu durum açıkça belirtilmiştir:

“İşveren tarafından süresi belirsiz hizmet akdinin feshedilmesi halinde, bu Yasanın 12’nci maddesinde belirtilen bildirim süreleriyle, bu Yasanın 17’nci maddesi kuralları uyarınca işçiye verilmesi zorunlu yeni iş arama izinleri, yıllık ücretli izin süreleriyle iç içe giremez.”

Burada sözü geçen 12. Madde, ihbar süreleri ile ilgili maddedir. (Bakınız: http://www.ankaradegillefkosa.org/ihbar-tazminati-nedir-nasil-hesaplanir/) 17. Madde de yeni iş arama izni ile gilgili maddedir. (Bakınız: http://www.ankaradegillefkosa.org/ozel-sektor-emekcilerinin-yeni-is-arama-izni/)

Ben işi kendi isteğimle bırakıyorum. Bunu yasal süre içinde yazılı olarak patronuma bildirdim. İhbar sürelerim dahilinde yıllık iznimi kullanmak istersem, bunu yapamaz mıyım?

İhbar süreleri ile yıllık ücretli izin ve yeni iş arama izninin birleştirilememesi sadece işveren tarafından gerçekleştirilen durdurmalarda geçerlidir. Yukarıdaki yasa maddesinin ilk cümlesinde geçen “işveren tarafından süresi belirsiz hizmet akdinin feshedilmesi halinde” ifadesi bunu vurgulamak içindir. İşçi istifa ettiği zaman, bu madde kuralları zorunlu değildir.

İşten ayrıldım. Hiç izin kullanmadığım halde, patron izin kullandığımı iddia ediyor ve hak kazanıp da kullanmadığım yıllık ücretli izinlerimin parasını ödemiyor. Benden izin kullanmadığımı ispatlamamı istiyor. Ne yapmalıyım?

İşçinin izin kullanmadığını ispatlama zorunluluğu yoktur. İşçi o işyerinde altıı aydan uzun bir süre çalıştığını ispatladığı anda yıllık ücretli izinlerini kullandıırdığını veya izin parasını ödediğini ispatlama zorunluluğu patronundur. Yani işçi izne çıkmadığını veya izin parasını almadığını ispatlamayacak, patron yıllık izin kullandırdığını veya izin parasını ödediğini ispatlayacaktır. İş Yasası’nın 52. Maddesi’nde bu açıkça yazmaktadır:

“Her işveren, işyerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izinlerini kullandıkları  süreleri ve kendilerine bu süreler için yapılan ödemeleri gösteren kayıtları  tutmak zorundadır.”

Patron ödeme yapmayı reddediyorsa, çalıştığğını bölgedeki Çalışma Dairesi’ne başvurarak şikayetçi olmalısınız. Patron izin kayıtlarını tutmak, tuttuğu izin kayıtları ile iddialarını ispatlamak ve eğer ispatlayamıyorsa da parasal olarak ödemek zorundadır. Bu patronun yasal yükümlülüğüdür.

Mazeret izni nedir?

Haftasonu izni, resmi tatil ve yıllık ücretli izinlerimiz dışında, günlük hayatımızda karşılaşacağımız özel olaylar ile ilgili de izin haklarımız vardır. Bu haklara mazeret izni denilir. Her İşçinin evlenmesi halinde 3 gün, birinci derece akrabalarının ölümü halinde 2 gün veya eşinin doğum yapması halinde 2 gün ödenekli mazeret izni vardır. Bu günlerde işçi işe gitmez ancak patronu tarafından çalışmış gibi ücretini ödenir.

İş Yasası’nın 53. Maddesi’nde bu hakkımız düzenlenmiştir:

“İşçinin evlenmesi halinde üç gün, ana veya babasının, eşinin, kardeşlerinin veya çocuklarının ölümünde veya eşinin doğum yapması halinde iki gün ödenekli mazeret izni verilir. Bu süreler asgari olup, hizmet akitleri veya toplu  iş sözleşmeleri ile artırılabilir.”

Gelecek hafta; İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği konularında bizz işçilerin hak ve yükümlülüklerini genel olarak inceleyeceğiz.

Tüm yazı dizisine şu linkten ulaşabilirsiniz: http://www.ankaradegillefkosa.org/category/soru-ve-cavaplarla-calisma-yasaminda-haklarimiz/