ÇİFTÇİLERİN ERDOĞAN’DAN MEDET UMAN PANKARTI BİZE NE ANLATIYOR?

ADL (ÖZEL)

Çiftçilerin açtığı “Yetiş Tayyip Erdoğan” pankartına tepki göstermek ve karşı çıkmak, Tayyip Erdoğan’a muhalif olan herkesin kolaylıkla gerçekleştirebileceği bir şey. Ancak iki şeyi akılda tutmak lazım; birincisi, eylemin asli örgütleyicilerinden biri olan Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğluları bir açıklamayla bu pankartı “provokasyon” olarak niteledi. Yani bu eylemin asıl meselesi olan hak arama boyutuna, sadece bu pankart üzerinden odaklanıp, bu eylemin niyetini tümden geçersiz kılmak yanlıştır. İkincisiyse, buna rağmen bu pankart gerçeği ortadadır ama bu pankarta sadece tepkisel bir şekilde yaklaşıp o pankartın açılma gerekçesini kavramamak, yani Marx’ın dediği “bugünü nasıl yargılayacağını ve kınayacağını bilen ama bugünü nasıl kavrayacağını bilmeyen bir eleştiricilik türüne” kapılmak zararlıdır. Yargılamak, kavramakla (ve ayrıca dönüştürme niyeti ve mücadelesiyle) el ele giderse anlamlıdır.

Erdoğan ‘yetiş’ çığlığının bizzat sebebidir…

Yargılama kısmında herkes hemfikir; o yüzden kavrama ve dönüştürme kısmını ele alalım : Kıbrıslı Türk halkının iradesinin Türkiye devleti tarafından kuşatıldığı onlarca yıllık bir gerçek. Öte yandan, AKP iktidarının özellikle son yıllarıyla birlikte bu kuşatma hamlesi ciddi anlamda ilerledi. Bugün Kıbrıslı Türk halkının iradesi, yani “yapabilme gücü” çok çeşitli açılardan ellerinden alınmış durumda : Ekonomi politikalarına, hükümette kim olursa olsun, AKP karar veriyor; kültürel alanda asimilasyon boyut değiştirerek (yani AKP’nin dini suistmal mantığına uydurularak) hız kazandı; politik alana baktığınızda her yerde AKP güdümlü ve AKP hayranı siyasetçiler görüyoruz. Emekçiler ve üreticiler, çok anlaşılır bir biçimde, Kıbrıslı Türk siyasetindeki nerdeyse her kesimin iradesizliğinin (ve bunu değiştirmek için mücadele vermemesinin) bir sonucu olarak, geçim dertlerinin çözümü için yüzlerini Kıbrıs’ın kuzeyindeki siyaset mücadelesine değil, başka odaklara çeviriyorlar. Son eylemde ise bu odak Tayyip Erdoğan oldu. Bu neden yanlıştır ? Yanlıştır çünkü başta tarım olmak üzere tarım ve hayvancılık politikalarına en büyük ve kalıcı darbeyi, 80’li yılların başında, bizzat Tayyip Erdoğan’ın örnek aldığı ve uygulamalarını arttırarak devam ettirdiği Turgut Özal indirmiştir. 80’li yılların başında, Özal’ın sarf ettiği “siz tarımla niye uğraşıyorsunuz siz turizm yapın memur olun” lafları halâ akıllardadır. Türkiye’nin ve yerli işbirlikçilerinin Kıbrıslı Türkleri üretimden kopardığı bir gerçekken ve bugün de AKP’nin politikaları ile halâ tarım ve sanayi alanında üretimin gelişmesine destek olmak bir yana mevcut kurumlar da bir bir elden çıkarılırken ve tarım politikaları da tarımcılar ve hayvancılar aleyhineyken, söylenebilecek tek şey şudur : Çiftçilerin “Yetiş Tayyip Erdoğan” imdadına Tayyip Erdoğan yetişemez, çünkü Tayyip Erdoğan o çığlığın zaten bizzat sebebidir.

Yanlış ama çare ne?

Öte yandan, çiftçilerin yüzünü Tayyip’e dönmesinin yanlış olduğunu dile getirmek, Kıbrıs’ın kuzeyindeki siyasal alanda yüzümüzü çevirebileceğimiz bir mücadele eksikliği sorununu gidermiyor. “Tayyip’ten medet ummayın” cümlesini samimi bir şekilde söylemenin tek yolu, siyasal alanda umulacak bir medet yaratmaktan, yani bir alternatif yaratmaktan geçer. Öte yandan, bu yeni alternatifin farkı, bugüne kadar bize “medet” diye sunulan AB, Kıbrıs Cumhuriyeti veya Türkiye gibi “dışardan medet uman” yaklaşımların askine, bizzat Kıbrıslı Türk halkının kendi bağrından doğacak olmasıdır. İşte Bağımsızlık Yolu, böyle bir alternatif olmak için yola çıkmıştır ve amacı halkın içindeki emekçileri, gençleri, kadınları, tarımcıları, hayvancıları, üreticileri yani çıkarı emeğin iktidarından, barıştan ve bağımsızlıktan geçen tüm kesimlerin içinde birlikte mücadele edebileceği bir siyasi odak oluşturmaktır : Ne başka yerlere “yetiş” çağrısı yapan, ne de içteki mevcut çaresizlik karşısında sadece tepki gösteren… Aksine, “yetiş” diye birilerini çağırmak yerine bizzat kendisi yetişen ve sadece tepki göstermek yerine kazanımlarla yapıcı ve kurucu bir şekilde ilerleyen…

Be the first to comment

Leave a Reply