AKP’nin Savaşı-Ahmet Karakaşlı

“Dünyanın en kötü hali; cehaletin örgütlü eyleme geçme halidir” diye uyarır bizi Alman yazarı Goethe… Yaşadığımız bugünlerde tanıklık ettiğimiz onca olay bize fazlasıyla gösteriyor zaten…
Cehaletin beslendiği iktidar odakları savaş diyor; kan diyor…
Ölün! Öldürün diyor…
Her yerde üstümüze geliyor…
Kar topu oynarken ölüyoruz…
Ekmek almaya giderken ölüyoruz…
Kadınlar korkuyor otobüse binmeye, yalnız yürümeye…
Çocuklar korkuyor, okuluna gitmeye: Böyle bir ülke yarattı cehaletin vücut bulduğu AKP iktidarı…

Okuyan, sorgulayan bir toplum yerine; biat eden, inanan ve din ile uyutulmuş bir toplum hayali ile hareket ediyor AKP iktidarı… En acısı da bunu gizlemiyor: “Kindar bir gençlik” yetiştirme hayalini çoğu kez ekranlarda tekrarlamaktan hiç utanmadı…

Kendi çıkarları neyi gerektiriyorsa, toplumun ihtiyaçlarını da o yönde kanalize ediyor…
Dönem dönem değişiklik arzetse de, emrine amade onlarca gazetesi, televizyonu, yazarı, çizeri ile hep bir ağızdan aynı bakış açısı ile cehalete çanak tutuluyor…
***
Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz 7 Haziran seçimlerinden önce AKP; büyük başkanlık hayali ile hareket ederek, iki ileri bir geri seçimlere hazırlananırken, garanti olarak gördüğü seçim sonuçlarıyla HDP sayesinde büyük bir bozguna uğratıldı…
Sandıktan çıkan sonuç üzerine kimsenin HDP ile ilgili en ufacık bir sıkıntısı yokken -yani başkanlık hayalleri suya düşen AKP ile- bugün yaşanan savaş halinin yarattığı kamuoyu ile HDP düşmanlığının körüklenmesi tesadüf olamaz…

Bugün bir seçim stratejisi olarak yaşanan iç savaş halinin baş mimarı olan AKP’nin, toplum tarafından pilavcısından, beşiktaşlısına kadar herkesin lanetlediği pozisyondayken, bugün tüm bedduaların HDP ve Kürt halkına yöneltilmesi nasıl bir tesadüfün eseridir…
İşte cehaletin örgütlenerek eyleme geçme halinin birebir yansımasıdır bu…
Bugün barajı aşarak parlementoya giren HDP, istediğini almışken neden savaş çıkartmakla ve bu savaşın birinci faili olarak suçlanıyor?
Bu savaşın neden ve nasıl başladığı ile ilgili en ufacık bir fikir sahibi olmayan  insanların bugünkü aldığı pozisyonunu yani HDP düşmanlığı nereden kaynaklanıyor…
HDP ve PKK bu savaşın sorumlusu ise neden geçen seçimlerde parlementoya girmek yerine, savaş çığırtkanlığı yapmadı…
Cehaletten beslenen iktidarın, yaymaya çalıştığı “HDP’ye giden her oy kalaşnikofa giden bir mermidir” algısı doğru değildir… Ancak bugün kesin olan tek şey; HDP’ye söylenen her söz, yapılan her düşmanca tavır, AKP’nin savaş suçuna ortak olmaktır…
Bu savaş Türkler ve Kürtler arasında yaşanan bir savaş değildir!
Bu savaş AKP’nin ve planlarının bir stratejisidir…

Ahmet Karakaşlı