AYŞE’Yİ BAŞKA ve ADAŞ AYŞELERLE BİRLİKTE YENECEĞİZ – ALİ DOĞANBAY

   …Tabi biz tatilde olan ve artık bilfiil göbekten büyüyerek karnımızın ortasına oturan Ayşe’yi tanıyoruz. Bizim tanıdığımız Ayşe’yi, ki Ayşe robot değil, insan, o yüzden insanca bir kağıda çizerek benzetecek olursak; kırklı yaşlarında, boyalı-sarışın, güneş-gözlüklü, perma saçlı, bol basenli, orta boylu, sonradan zengin, eskiden kasabalı, ve Cuma akşamları uçağa binip Pazar gecesi dönmeye alıştırdığı seyrüseferini bazen zar atarak, çoğu azar atarak, bazen atmasa da olur yapıp atarak, ve genelde atmasaydım kurtulamazdınız atışıma kurban olun zarıma şükran diyerek, geçiyor ömrümüzden, ve gerçekten geçiyorken ömrümüzden..

      Ama insanın zihnine olur olmaz yerlerinde hayatın, bazı olur bazı olmazsa da olur şeyler geliyor, çünkü çoğu şeyler insan için, insana rağmen. Başka yerlerinde hayatın, ya da sana öyle geliyor olabilir, belki de hayatının ta kendisinde kendin, insana rağmen insanı büyütmek istiyor. İnsana rağmen ne acayip kelime.. Bütün Ayşelerin aynı Ayşe olma ihtimalini düşürüyorsun bütün ismi Ayşe olanlardan. Bazı adaş yalnızlıklar sana benzeyen meyveler verebiliyor, böyle baharlar var, böyle ağaçlar mümkün..

     Çünkü tatilde olmayan Ayşe, ki o da robot değil, insan, ve onun için haritanın herhangi bir yerine bakman yeterli. Çünkü haritaların herkese bir Ayşe hüznü bıraktığı bir dünyadayız. O hüzün ki, adlarını değiştirip başka türlerde faşizmlerle üzse de insan ciğerini, hepimizi kurtaracak olan, o adaşlıktan büyüteceğimiz ve yepisyeni doğacak çocuklarımıza vereceğimiz Ayşelerle olacak çünkü..

Benim Ayşe hüznümden çocuk cıvıltılı bir ilkokul teneffüsüne koşacaksa ülkem o sabah, zili başka ve adaş Ayşeler –benimkilerle birlikte çalacaklar..

Erkek terörü yüzünden her gün öldürülen, katledilen, cinayete kurban verilen, ve hepsi “çok sevildiği” için ölen Ayşeler.. Ya da yapacak başka işleri olmadığı için ve yapacak başka işleri olmasın diye, katırlarla sınırdan geçerken çocuklarının üstüne bombalar yağdırıp kemiklerini tek tek toplayan, ve hepsi çok “vatanperver bulunmadığı” için öldürülen çocukların anneleri.. Üzerine su sıkılan, biber gazı sıkılan, oğlu ekmek almaya giderken vurulan, oğlu onurlu bir direnişteyken vurulan, kocası göçük altında bırakılan, evladı karakolda kaybedilen, Galatasaray Meydanı’nda her Cumartesi oğlunun sadece bir kemiğine bile razı bırakılan..

Bunların hepsi Ayşe..

Ben, benim Ayşe’mle kavga ederken, başka bir Ayşe ile de, ki biliyor musun bunlar aslında aynı Ayşe, bizi kandırıyorlar, birlikte-yan yana kavga vermenin –insana rağmen- insan için, insanla birlikte yapılacağına inanıyorum..

Bu dünyada herkesin bir Ayşe’si vardır.

Filistin’in, Küba’nın, Afganistan’ın, Irak’ın, Ukrayna’nın..

İstedikleri odur ki, sen bugün olduğu gibi Filistin’e bakıp Filistin’in haklılığı için “kavga ederken” yani, beri yandan İsrail’den nefret edesin. Öyle bir nefret ki, Hitler’i anan, yad eden, mezarında döndüren, yazılar, konuşmalar, yorumlar yapasın. Ki bunlar bugün haylice var. Seni, sen ederken bile, yani en sen edeceğin, en insani durumda bile insan yanından uzaklaştırmak istiyor. Oysa sen insana rağmen kavga etmelisin. Bişeyi seviyorsan, karşındakinden nefret etmelisin, diyorlar sana. Çünkü istedikleri odur ki, herkes kendi Ayşe’sine kızarken, başka ve adaş Ayşe’sinden nefret ederken, dünyanın bütün Ayşeleri bir araya gelip, gerçek ve hakiki kötünün daha büyük bir coğrafyaya hükmettiğini görmesin..

Ben, benim Ayşe’mi sevmiyorum. Sevmediğim bana dayattıkları, zorladıkları ve biat etmemi istemesi.. Ve kırk yıldır kibirli tavrından geri adım atmayarak buna şükran etmemi istemesi.. Ama haritanın hemen yukarısında ya da herhangi bir yerinde insan coğrafyasının, adının ne önemi var, diyelim ki Ayşe, hepsiyle aynı yoldan yürüyeceğiz. O Ayşelerle birbirimizi anlayacağız.

 

O Ayşeler ki, başka Ayşeler yüzünden, başka bir nefret ve kin siyaseti yaratmamızı isteyenlere inat, sevgiyle, kardeşlikle, hoşgörüyle, anlayışla büyüyerek kuracağımız bir dünya olacak.

 

Ayşe’nin kibir dolu işgalinin kırkıncı yılında, Ayşe’ye rağmen ve inat, başka ve adaş acılar çektiğimiz dünyanın bütün kardeş Ayşelerine bin selam olsun..

 

Ali Doğanbay

Be the first to comment

Leave a Reply