Bağımsızlık Yolu Yetkilileri: Servet Vergisi Hemen Şimdi!

Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Münür Rahvancıoğlu ve Bağımsızlık Yolu Parti Meclisi Üyesi Cansu N. Nazlı’dan servet vergisi çağrısı.

Rahvancıoğlu’nun paylaşımı:

EN BAŞTA YOKSULLARI SERMAYEYE YEDİRMEYECEKTİK!

Eğri oturup doğru konuşacaksak; Covid19 sürecinde hükümetin iki yüzlülüğü ve sermayedarların çıkarları için halkın sağlığını gözden çıkarması kadar toplumsal muhalefetin çelişkilerinden de bahsetmeli, iğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batırmalıyız!

– Kapanma döneminde, işsiz kalan işçiler ve dükkanı kapanan esnaf için mücadele edilmedi. Hem fiili olaylarda hem de idari kararlarda işçiler ve esnaf için ses verilmemesi; halk sağlığı önlemlerine olan desteğin altını oydu!

– Ülkeye karantinasız girişlerin kaldırılması ve önlemlerin tamamen buharlaşması karşısında, yeterince geniş bir kitle tabanı oluşmamışsa; #ServetVergisi gibi önlemler yolu ile ihtiyaçlı kesimlere ekonomik güvence sağlanmayacağı ortaya çıktığı ve emekçi kesimlerin dayanacak gücü kalmadığı içindi. Kendini izole edebilecek maddi gücü olanlar ve yaptıkları iş gereği korunması mümkün olanlar; kendini izole edebilecek maddi gücü olmayan veya yaptığı iş gereği korunması zor olanların derdini kendine dert etmedi!

– Ülkeye girişlerde karantina kalkarken; Türkiye ve Kıbrıs Cumhuriyeti arasında ne politik ne de bilimsel bir denge kurulamadı! Hükümet Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı Türkiye’yi gayırırken, aynısını toplumsal muhalefetin geniş kesimleri tam tersinden yaptı. Bağımsızlık Yolu’nun “bir standart belirlenmelidir, girişler ona göre yönetilmelidir” çağrısı bile; sağlık ile hiçbir ilgisi olmayan alengirli laf kalabalığı aracılığı ile başka yerlere çekildi!

– O güne kadar “14 gün karantina” diye bilinen önlem, birden bire öğrendiğimiz “R0” üzerinden tarif edilmeye çalışıldı. Güvendiğimiz tüm sağlık kurumları sürekli “R0” değerinden bahsetmeye başladı! Ne ilginçtir ki o günlerde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin R0 değeri 1’in altındaydı. Ama Kıbrıs Cumhuriyeti’nin de 1’ün üstüne çıktığı son 2-3 haftada, birden bire R0 değerinden de kimse bahsetmez oldu…

– Toplumsal muhalefet gardını güney için düşürüp çifte standarda başvurunca, hükümetin çifte standart yaptığı söylemi, “tencere dibin kara” gargarasından başka bir anlam ifade etmemeye başladı. Türkiye’den karantinasız girişlerin bu koşullarda engellenmesi mümkün müydü?

– Yoksulun derdi yoksulun, güvencesizin derdi güvencesizin olacak; bir yanda “devletten gelen maaşım kesilmesinciler” ile diğer yanda “işsiz kaldım ama işsizlik maaşı bile alamıyorum” durumunda olanlar herkes kendi başının çaresine bakacak; üstelik güney ile ilgili tek cümle söylemek günah sayılacak; ama hep beraber “Türkiye’den karantinasız girişi durdurmak için” mücadele edeceğiz!

Derdi aynı olmayanların, mücadelesi ne zamandan beridir beraber olmuş ki şimdi de olsun?- Hükümetin sermayedarların iyiliğini gözeterek aldığı kararlara bu koşullarda maruz kaldığımız koskoca 2 ay böyle geçerken; şimdi okulların açılmasının sağlığa uygun olup olmadığı tartışılıyor! Tıpkı R0 değeri mevzusundaki gibi, bir sürü doğru bilgi, tek bir kesimin derdi vesilesiyle gündeme boca ediliyor!

– Özel sektör emekçileri her gün işine gidip gelirken, kamunun birçok dairesi tıklım tıkış ortamlarda hizmet verirken, herkes kendi maskesinden, dezenfektanından ve “hayatından” sorumluyken okulların açılmaması mümkün müdür? Dikkatinizi çekerim, “açılması doğru mudur” diye sormuyorum, doğru olmadığı kesin zaten… “Açılmaması mümkün müdür” diye soruyorum!

– Siyaset doğrularla yanlışların mücadelesinden ibaret değildir. Siyaset doğrularla yanlışların güç ilişkileri ile de ilgilidir. Yanlışları savunanlar her tür pisliği, adiliği, çifte standardı yapabilir güç elde etmek için… Ama doğruları savunanların en büyük güç kaynağı, haklılıkları ve meşruluklarıdır; bu yitirildiğinde geriye hiçbir şey kalmaz…

– Parlamento içindeki ve dışındaki toplumsal muhalefet ve kamu sendikaları; kapanma döneminde özel sektör emekçilerini ve esnafı koruyacak önlemlerin alınması için, bedelin zenginlere ödetilmesi için hamle yapmayarak ve kendi imkanı ile kendini koruyan entelektüeller de örgütsüz rahatlıkları içinde mütemadiyen ahkam kesip örgütlü mücadele yolu ile yoksullardan yana çıkmayarak meşruluk zeminini kaybettiler. Ardından gelen KC ile TC çifte standardı ve yükselip düşen R0 simülasyonu bu zeminde kendine rahatça yer buldu…

Şimdi okulları falan konuşuyoruz ya; biz en başta Ermeni’yi dövdürmeyecektik, yoksulları sermayeye yedirmeyecektik!

Bilmeyenler için fıkrayı fotoya koyuyorum. Ve bunca sözden sonra hala sloganları merak edenler için de aşağıya hastagları bırakıyorum…#ServetVergisi#SendikasızÇalıştırılmakYasaklansın#KarantinasızTÜMGİRİŞLEREHayır#ÖrgütlüMücadele#BağımsızlıkYolundaÖrgütlen

Nazlı’nın paylaşımı:

Panik olup eve kapanmaknan, tamamen açılıp salınmanın arasını bulan tedbirli bir istikrar tutturmamız gerektiği bir gerçek. Hepimiz birlikte tedbir alırsak birbirimizi bireysel olarak korumak için önlem almış oluruk ama bunun yine de fazlası gerek. Kapalı bir alanda klimada çalışırsanız maske takabilirsiniz belki. Ama inşaatlarda çalışan işçiler, ustalar, yol kenarlarını süpüren, otları söken, çiçekleri budayan belediye emekçileri, yol yapımında, taşocağında çalışan taşeron işçileri, hammallar vb. 40 derece sıcakta dışarıda çalışırken maske takamaz, takarsa da nefes alamaz. Bu yüzden gerekli önlemleri almakta eşit olmadığımız göz önünde tutulmalı.

Kamusal sağlık ve eğitimin devamlılığının gerektirdiği ihtiyaçların giderilmesi için özel hastanelerin, özel üniversitelerin, pandemide ertelenen kredi taksitlerinden bile faiz alan bankaların, 5 yıldızlı otel ve casinoların sahibi ultra zenginlere servet vergisi bir an evvel getirilmeli! İşsizlerin, özel sektör emekçilerinin, esnafın, serbest çalışanların, göç yasasıyla istihdam edilen kamu emekçilerinin, emeklilerin, kısacası yaşamını çalışarak idame ettirebilen halkın cebine elinizi attığınızda bulacağınız hiçbir şey kalmamıştır.Adaya giriş çıkışların kısıtlanması ve sağlık tedbirlerinin alınması hemen şimdi!

Pandemi hastanesi hemen şimdi!

Servet vergisi hemen şimdi!