Baraka: “Nasıl Oy Vereceğimizi Biliyoruz, Siz Nasıl Hesap Vereceğinizi Düşünün”

Baraka Kültür Merkezi, 7 Ocak Erken Genel Seçimleri ile ilgili açıklama yaptı.

Açıklamada, yeni Seçim ve Halkoylaması Yasası ile seçim sisteminin kaosa döndürülmesine ve halka “nasıl oy vereceğini” anlatan videolar hazırlanmasına gönderme yapan Baraka, “Nasıl Oy Vereceğimizi Biliyoruz, Siz Nasıl Hesap Vereceğinizi Düşünün” dedi.

“Nasıl oy vereceğimizi ve kime OY VERMEYECEĞİMİZİ çok iyi biliyoruz” denilen açıklamada, CTP, UBP ve DP Hükümetlerinin yaptıkları halk düşmanı icraatların bir kısmı hatırlatıldı.

Baraka’dan yapılan açıklama şöyle;

“Ülkemizde son 15 yılda hükümet koltuklarını paylaşan, biri sistemin kurucusu, diğeri koruyucusu olan iki partinin anlaşması üzerine yeni bir seçim sürecine girildi. Yine aynı iki partinin Meclis komitesinde oybirliğiyle şekillendirdiği yeni seçim yasası oy verme işlemini içinden çıkılamaz hale getirince, halka “nasıl oy verileceğini” anlatmak için kollar sıvandı.

Halk olarak haklarımıza, geleceğimize göz dikenlere tepki göstermekten hiçbir zaman geri durmayan, “başka bir kültür yaratma” çabasının yanında halkımıza yönelik tehditlere karşı da her zaman direnen bizler için seçimler; halkın düşmanlarından hesap soracağı günlerden biridir.

Ada üzerinde yaşayan halkların refahını, doğamızı ve geleceğimizi tehlikeye atan tüm girişimlere karşı sokakta mücadelemizi sürdürdüğümüz gibi, bu girişimleri uygulamaya koymakta kullanılan, kendi menfaatini toplumsal menfaatlerin önünde tutan halk düşmanı işbirlikçilere sandıkta da hesap sorulması gerektiğini savunuyoruz. Halkın haklarına göz dikenlere karşı tüm araçlar kullanılmalıyken, bugün seçimi boykot etmenin bir mücadele yöntemi olarak kabul edilebilmesi için sokakta sandığın meşruluğunu sarsacak ölçüde bir direniş durumu olmadığı da açıktır.

Gücünü ne Ankara’dan, ne de Brüksel’den alan, yalnızca halkına güvenen bizler, halkımızın nasıl oy vereceğini bildiğinden şüphe duymuyoruz.

Halkımız, kendine ait kurumları satan, kazanılmış haklarımızı gasp eden, gençliğimizi başka bir devletin iradesine teslim etmeye çalışanların kim olduğunu biliyor.

Halkımız, kamusal eğitim ve sağlığın kalitesini düşürerek, özel hastane ve okullara kendisini mahkum eden, parasız eğitim ve sağlık hakkını gasp edenlerin kim olduğunu da biliyor.

Dinsel gericiliğin önünü açan en büyük adımlardan biri olan ilahiyat kolejini kimin açtığını hatırlayan halkımız, trafikte verdiği canların hesabını hangi hükümet partilerinden soracağını da gayet iyi biliyor.

Nasıl oy vereceğimizi ve kime oy vermeyeceğimizi çok iyi biliyoruz!

Göç yasasını Meclis’e getirenlere de, Meclis’ten geçirenlere de oy vermeyeceğiz!

Karpaz’a elektrik direklerini dikerek talan edilmesi için süreci başlatanlara da, devam ettirenlere de oy vermeyeceğiz!

Bu ülkenin hava yollarını, KTHY’Yİ batıranlara da, kapatıp bizleri özel uçak şirketlerin insafına bırakanlara da, Ercan’ı özele devredenlere de oy vermeyeceğiz!

Laik sistemi ve toplum yapımızı tehlikeye atan, dinsel gericiliğin en önemli örgütlenme aracı olan kuran kursları için “ha kuran kursu ha tenis kursu” diyenlere, ilahiyat açılışında kurdele kesenlere oy vermeyeceğiz!

Atatürk Öğretmen Akademisi’ni kapatmak için her 5 yılda bir sıraya giren üçüzlere oy vermeyeceğiz!

AKP’ye yaranmak için halka saat kaosunu yaşatan, çocuklarımızı karanlıkta okula gönderen ve en değer verdiklerimizi canından edenlere oy vermeyeceğiz!

İmzaları atanlara, yerel su kaynaklarımızı TC’ye satanlara, halkımızı AKP’ye göbek bağıyla bağlamak için kılıktan kılığa girenlere oy vermeyeceğiz!

TC Yurtdışı Koordinasyon Ofisi Anlaşması ile ülke gençliğini AKP gericiliğinin ellerine teslim etmeye çalışanlara, binlerce gencin reddine rağmen yüzü kızarmadan Meclis’te anlaşmayı onaylayanlara oy vermeyeceğiz!

Devlet okullarının damı çöker, hastanemiz yeterli hizmeti veremezken, gıcır gıcır mercedesleri değiştirip yenilerini alanlara, “istersem porsche alırım” diyenlere oy vermeyeceğiz!

Türkiye’de demokrasinin fişini çeken AKP’nin Kıbrıs’ta düzenlediği sözde demokrasi mitinginin altına imza atanlara,

Sevgilisine vatandaşlık, oğluna üniversite arsası verenlere,
Yollar dökülürken mandrasının yoluna asfalt dökene,

7 buçuk yıl hükümette olup sığınma evi açmayana,

Kadının yıpranma payını kaldıran, Sosyal Güvensizlik Yasası ile emeklilik yaşını artıran eski bakanlara,

Meclis’te özel sektörde sendikalaşmanın aleyhinde oy verenlere,

Emekçi halka reva görülen gülünç asgari ücreti belirleyip, özelde sendikalaşmaya engel olanlara kontenjan adaylığı verenlere oy vermeyeceğiz.

Bizler, nasıl oy vereceğimizi de, kime oy vermeyeceğimizi de çok iyi biliyoruz. Sizler nasıl hesap vereceğinizi düşünmeye başlayın.