KIBRIS’IN KUZEYİNDE HÜKÜMETVEKİLLERİ KiMLER? – Mustafa Keleşzade

Bu soru bir süredir kafamda dolaşıyor. Gerçeklikte CTP’nin büyük ortaklığı ile bir CTP-UBP hükümeti olduğunu biliyorum. Yine de kafam karışıyor. Neden mi? Normalde bir ülkede yaşanan iyi ve kötü şeylerin sorumlusu o bölgenin hükümeti olur. Yaptıkları ve yapmadıkları üzerinden eleştirilirler, bu eleştirileri alan hükümet kanadı vekilleri de, hükümet ettikleri sürecin bir muhasebesini yapar, böylece ya daha iyi bir yönetim oluşur, ya da hükümetler düşer.
Bizde ise gariptir ki son dönemde CTP’li vekillerin soldan gelen eleştiriler konusunda dokunulmaz bir hale geldiğini hissetmeye başladım ve bu durum beni korkutuyor; eleştirinin yetişemediği, baskılandığı coğrafyalarda faşizmin yetiştiği malumunuz. “Abartıyorsun, öyle bir eleştiriyi boğma gibi bir durum yok” derseniz hemen birkaç örnek vereyim.
Sanırım son örneği eşit işe eşit ücret ve özel sektöre sendika hakkı gibi konuları da kapsayan bir eylemle hükümete ( özellikle de bu sese kulak vermesi daha olası görülen CTP’ye ) seslerini duyurmak için sokağa çıkan sendikaların eleştirilerin hedefi haline dönüşmesidir. Hak, hukuk, adalet talep eden sendikalar, bazı “sol” gazeteler ve kalemler tarafından geri kalmışlık ve eylemsel kabızlık ile eleştirilmeye başlandı. Hatta sosyal medyada bu durum bir linç kampanyasına kadar gitti. Hem de emek örgütü olan sendikalar böyle pervasızca yıpratılırken, hükümet partisi CTP’nin meclise kendi sunduğu kamuda eşitsizliğin kaynağı halindeki Göç Yasası’nı neden kaldırmadığı, her gün artan iş cinayetlerinin ve inanılmaz bir sömürü çarkı haline gelen özel sektörde sendikasızlığın neden üzerine gidilmediği ise hiç gündeme getirilmedi bu kalemler ve gazetelerce.
Diğer bir yakın örnek ise kadın mücadelesi alanında gerçekleşti. Malumunuz 25 Kasım kadına şiddete karşı uluslararası mücadele günüdür. Dünya genelinde 25 Kasım’lar kadın hakları için bir eylem günü olarak hafızalara kazınmış durumda. İlerici örgütler adamızın kuzeyinde de 25 Kasım’da birleşerek sokağa çıkarak kadına şiddete karşı ses verir ve taleplerde bulunur. Bu sene ise süreç tam da böyle şekillenmedi. Baraka ve Bağımsızlık Yolu ortak yürüyüşe çağrılmadı.
Bu örgütler CTP’yi kadının yıpranma payını kaldırdığı için eleştiriyor, kadının toplum nezdine alınır-satılır bir eşya gibi algılanması sonucunu ve seks köleliğini yaratan gece kulüplerinin kapatılması için hükümete baskı yapılması gerektiğini savunuyordu. Gericiliğin yaygınlaşmasının kadına şiddeti arttırdığını ve devletin bunun önüne geçmesi gerektiğini savunuyordu. Baraka ve Bağımsızlık Yolu 25 Kasım etkinliklerine TCE Platformu tarafından çağrılmadı. Böylece bir yanda CTP’nin yoğun katılımıyla kadına şiddet ardındaki hükümetin elini görmezden gelen “Yüzümüze Bakacak Yüzünüz Olsun” sözünü CTP’nin taşıdığı paradoksal bir yürüyüş, bir yanda ise hükümetten dönüştürücü talepleri olan bir yürüyüş gerçekleşti.
Boru ile su getirme meselesinde üç maymunu oynayan CTP’nin kahraman gibi gösterilmeye çalışılması, Birikim Özgür’e yönelik eleştirilerin değersizleştirmeye çalışılması gibi örneklerle bu durum çeşitlendirilebilir. Gördüğüm o ki CTP eleştirildiğinde, hele bazı vekiller eleştirildiğinde bir takım çevreler CTP’nin uzantılarıymışçasına harekete geçerek “muhalefetin en büyük bileşeni”, “kurtarıcı” eleştiriliyormuş gibi bir tavırla, CTP’ye kalkan olmaya, eleştireni ise marjinalleştirmeye ve ezmeye çalışıyor.
Hal böyle olunca insan sormadan duramıyor bu ada yarısında hükümet vekilleri kimler?
Göç Yasasının devamını sağlayanlar kimler?
Özel sektör çalışanlarının sesinin çıkmasını sağlayacak sendika yasasının önergesini meclise götürmeyenler kimler?
Kadın yıpranma payının kaldırılışını görmeyen, her biri gece kulüplerine göz yumarak pezevenkleşen hükümet vekilleri kimler?
5 yaşında başlayan kuran kursları ve zorunlu din derslerini devam ettiren vekiller kimler?
Bu ülkede yıllarca solu baskılayan faşist UBP ile ortak hükümet kuran vekiller kimler?
Cevap verir misiniz hangi vekiller bu kötülüğün parçası, hangileri değiller? Kimler eleştirilebilir, kimler eleştirilemezler?

Mustafa Keleşzade

Bağımsızlık Yolu