Kıbrıs’tan Türkiye’ye, Halklar Dayanışma İçinde: “Nuriye Gülmen ve Semih Özakça Yalnız Değildir”

Türkiye’de AKP iktidarının gerici görüş ve uygulamalarını benimsemediği ve muhalif olduğu gerekçesiyle Kanun Hükmünde Kararname (KHK) yoluyla görevinden ihraç edilen binlerce kamu görevlisi için Lefkoşa’da dayanışma eylemi gerçekleştirildi.

Eylemde yanıbaşımızdaki ve halkları ile kardeş olduğumuz Türkiye’de yaşanan politik gelişmelerin, Kıbrıs halklarını da doğrudan etkilemekte olduğu belirtildi.

Eylemde okunan açıklamada, Türkiye’de demokratik örgütlenmelerin, protestoların, çeşitli hak ve özgürlüklerin keyfi olarak engellenmesi, gözaltı uygulamaları ile cezaevindeki koşulların ağırlaştırılması, cezaevlerindeki görüşmelerin engellenmesi gibi çok ciddi insan hakları ihlallerinin yaşandığına dikkat çekildi.

KHK ile görevden alınan ve görevlerine geri dönmek talebiyle açlık grevi yapan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın gözaltına alınmasına tepki gösterilen eylemde, iki eğitimcinin sağlık durumlarının kritik olduğuna dikkat çekilerek, “söz konusu tutuklamalar açık bir cinayet girişimidir” denildi.

Türkiye’de KHK ile görevlerinden ihraç edilen akademisyen ve öğretmen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, işlerine geri dönme talebiyle başlattıkları açlık grevinin 74. gününde “Gezi olaylarının bir benzerine sebep olabilecekleri” gibi gerekçelerle geçtiğimiz hafta evleri basılarak gözaltına alınmıştı.

“Ne AKP’nin kurmak istediği diktatörlüğe, ne Türkiye’nin Kıbrıs üzerindeki baskılarına, ne de Semih ve Nuriye’ye karşı başlatılan cinayet girişimine sessiz kalmayacağız” ifadelerinin yer aldığı açıklamada, Kıbrıs’ın devrimci-demokrat öznelerinin insan hakları ve demokrasi temelinde mücadelesini sürdüreceği belirtildi.

Lefkoşa’da üzenlenen dayanışma eyleminde okunan mesaj şöyle;

Basına ve Kamuoyuna,

Uzun süredir Türkiye’de devam eden AKP rejiminin gerici ve baskıcı politikaları, 15 Temmuz başarısız darbe girişimi bahane edilerek AKP’nin kendi politik darbesini gerçekleştirmesiyle birlikte artarak devam ediyor. Bu sürecin beraberinde getirdiği OHAL uygulaması;

– Demokratik örgütlenmelerin, protestoların, çeşitli hak ve özgürlüklerin keyfi olarak engellenmesi

– İktidarın gerici görüş ve uygulamalarını benimsemeyen, muhalif olduğu gerekçesiyle KHK’lar aracılığıyla 100 binden fazla kamu emekçisinin görevinden ihraç edilmesi

– Gözaltı uygulamaları ile cezaevindeki koşulların ağırlaştırılması, cezaevlerindeki görüşmelerin engellenmesi ve çok çeşitli insan hakları ihlallerinin yapılmasıyla sonuçlanıyor.

Yapılan bu uygulamalar ülkede bulunan demokratik koşulların tamamen ortadan kaldırılmasını hızlandırmakta, KHK ‘lar aracılığıyla ihraç edilen 10 binlerce emekçinin hayatlarını, ailelerini ve çevresinde bulunan bütün insanların hayatını etkilemektedir. İhraç edilen insanlar her türlü sağlık güvencesinden yoksun olarak, büyük bir geleceksizlik ve çaresizlik içerisinde yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadır.

Birlikte paralel bir tarihte yaşadığımız en yakınımızda ki ülkede olan biten bu politik gelişmeler, Kıbrıs halkını da doğrudan etkilemektedir. AKP iktidarı tarafından Kıbrıs halkının ve kurumlarının iradesi yok sayılmakta, Ankara’dan gelme direktif ve baskılarla kararlarımıza ve özgürlüğümüze müdahale edilmeye çalışılmaktadır. Türkiye’de şiddet ve baskı aracılığıyla kurulmak istenilen bu gerici diktatörlüğün uygulamalarının sonuçlarından birisi olarak, son dönemde yakından takip ettiğimiz bir durum söz konusu. İhraç edilen 10 binlerce kamu emekçisinden yalnızca iki tanesi olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın Ankara, Yüksel’de başlatmış olduğu açlık grevi bütün engellemelere, gözaltılara ve tehditlere rağmen 77 gündür sürmekteydi. Üç gün önce, 22 Mayıs gecesi evlerine yapılan baskın sonucu gözaltına alınan açlık grevi direnişçisi Nuriye ve Semih, 23 Mayıs akşamı oldukça absürt bahanelerle tutuklanmıştır. Bu tutuklama açık bir cinayet girişimidir. Sağlık durumu kritik seviyede olan bu onurlu insanlara karşı uygulanmaya çalışılan psikolojik ve fiziksel baskı, tecrit koşullarıyla sürdürülmek isteniyor. Daha net bir ifadeyle AKP’nin hukuksuz ve anti-demokratik uygulamalarına bedenlerini açlığa yatırarak direnen Nuriye ve Semih, sessiz sedasız, gözlerden uzak bir şekilde katledilmek isteniyor.

Bizler bugün burada, Türkiye’ye ve Kıbrıs halklarına sesleniyoruz; ne AKP’nin kurmak istediği diktatörlüğe, ne Türkiye’nin Kıbrıs üzerindeki baskılarına, ne de Semih ve Nuriye’ye karşı başlatılan cinayet girişimine sessiz kalmayacağız. Bizler Kıbrıs’ın devrimci-demokrat özneleri olarak sürdürdüğümüz insan hakları ve demokrasi temelinde mücadelemize devam edeceğiz.

Destekleyen örgütler;

Bağımsızlık Yolu, Baraka Kültür Merkezi, Dayanışma, Devrimci Komunist Birlik, Kıbrıs Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, KTOEÖS, KTÖS, NEDA, Öğrenci Mücadelesi Dayanışması, Kuir Kıbrıs, YKP, DAÜ Öğrenci İnisiyatifi, Feminist Öğretmen İnisiyatifi, Üretim Merkezi, Daü-Sen