Korona Günlerinde Hukuk

Eski Yargıç Tacan Reynar’ın Yeni Düzen gazetesindeki “9 Soruda Olağanüstü Durum ve Bakanlar Kurulu Kararları” başlıklı yazısına göre, hükümet korona günlerinde hukuku bir kenara bırakmış durumda. Aslında olağanüsü durum içerisinde ama ODUR ilanı verilmeden ODUR yetkilerini yasa dışı olarak kullanmakta.

“Bakanlar Kurulu şu anda kriz anında Anayasal yetkileri dışına çıkarak hareket etmekte, olmayan ve kendisine verilmeyen yetkileri kullanmakta ve hak ve özgürlükleri hali hazırda sınırlamaktadır.”

Bakanlar Kurulunun aldığı kararları inceleyen ve Cumhurbaşkanı tarafından ortaya atılan Olağanüstü Durum ilanı ile ilgili sorulara cevap bulmaya çalışan yazıda ODUR ve Tükyie’den aşina olunan ve çekinilerek bakılan OHAL’in farkı da izah ediliyor: “KKTC Anayasası ile TC Anayasası arasında bu konuda ciddi anlamda farklılıklar vardır. O yüzden KKTC Anayasası’ndaki ODUR ile OHAL durumunu bir birine karıştırmamak gerek. ODUR’da askeri hiçbir yetkilinin yetkisi yoktur.” 

ODUR ilan edilmeden de İngiliz idaresinden kalan Fasıl 156’ya dayanarak sokağa çıkma yasağının getirilebileceği belirtilen yazıda “Şu anda bu Yasa yürürlükte olduğu için uygulanabilir ancak uygulanması hali, kişi hak ve özgürlüklerine, dolaşım ve gezi özgürlüğüne ve hatta diğer temel özgürlükleri de engellediğinden ve/veya kaldırdığından kategorik yasaklama şeklinde olması nedeniyle bu yönde alınacak bir kararın anayasallığının çok tartışmalı olacağı da bilinmelidir.” deniyor.

Bulaşıcı Hastalıklar Yasası’nın ise “emrettiği komiteler Sağlık Bakanlığı’nın uhdesinde hayata geçirilmeden Bakanlar Kurulu yasayı uygulamaya çalışmaktadır. Şu anda bu Yasa’nın hiçbir kuralı uygulanmadan ve bu komitelerin aldığı bir karar olmadan Bakanlar Kurulu’nun yetkisi olmamasına rağmen vatandaşların BK kararlarına uymayanları bu yasaya göre cezalandıracağını söylemesinin hiçbir geçerliliği yoktur.”

Reynar’ın yazısına göre; “Resmi Gazetede yayınlanan her karar gerekçeli olmalı ve dayandığı yasal zemin belirtilmeli, bu kararı hangi bakanlığın aldığı yazmalıdır. Şu anda Bakanlar Kurulunun bir duyuru şeklinde yayınladığı ve hiçbir yasal zemin olmadan, sadece panik halinde olunduğu için, bir dizi karar üretilmekte olduğunu görüyoruz.”

Örneğin “BK, dernek, birlik faaliyetlerini kısıtlayıcı şekilde anayasaya aykırı olarak bu faaliyetlerin yürütülmesini engelleyici şekilde, toplantı yapılmasını yasaklayamaz.”

Halkın en fazla yönetilmeye ihtiyaç duyduğu anlar bu ve benzeri kaos anlarıdır, toplum sağlığının veya güvenliğinin ciddi tehlike altında olduğu zamanlardır. Eğer idare edenler kriz yönetimini, hukuk kuralları tanımadan, hukuku aşarak yapıyor ve karar üretiyorlarsa, bu ancak hedefe varmak için her yol mübahtır diyen bir zihniyeti gösterir ki, bu da hukuka ve düzene en fazla ihtiyaç duyulan bu zamanlarda toplumu daha fazla kaosa ve arzu edilmeyen hukuk dışı yönetim biçimlerine sürükler.