Mesele Ağaç Değil, Sen Hala Anlamadın mı? – Celal Özkızan

Başlıktaki cümle, Gezi Direnişi esnasında popülerleşmişti. Haklı bir şekilde Gezi Parkı’nın yıkımını önlemek için başlayan protestolar, yine haklı bir şekilde, 11 yıllık AKP iktidarının yarattığı akıl almaz baskılara dönük bir tepkiye dönüşmüştü. O yüzden mesele ağaçlardı da elbette, Gezi Parkı’ydı da; ancak sadece ondan ibaret değildi. Değildi çünkü, ekoloji düşmanı bir iktidar orda durduğu müddetçe, tek bir park kurtarılabilse bile, geri kalan her şey tehlikede olacaktı.

 

***

Bu aralar bizim de bir ağaç meselemiz var. Bu ağaç meselesi etrafında dönen tartışmalar, bana “mesele sadece ağaç değil, sen hala anlamadın mı” cümlesini hatırlattı tekrardan, ama bu sefer farklı bir biçimde. Konuyu basitçe açıklayalım :

 

Lefkoşa’da tarihi bir ağaç kesiliyor :

 

– Ağacı kesen bir inşaat firması var.

– O ağacın kesildiği yere gökdelen dikecek olan başka bir şirket daha var.

– O ağaç bir özel mülkte olduğundan, ağacın kesimi için mülk sahibinden onay da gerekiyor ve özel mülkün sahibi ağacın kesilmesine onay veriyor.

– Bu onayın hayat bulabilmesi için Orman Dairesi’nden de izin alınması lazım. Orman Dairesi onay veriyor.

– Orman Dairesi, Bayındırlık Çevre ve Kültür Bakanlığı’na bağlıdır. Bu bakanlık, UBP’dedir.

– Ülkedeki tek tek her bakanlık, Başbakan’ın sorumluluğundadır. Başbakan, CTP’lidir.

– Genel olarak bakanlıkların ve başbakanlığın tümünün işleyişinden, iktidar sorumludur. İktidarda ise CTP-UBP hükümeti vardır.

 

Hikayenin “yasal” boyutu bu. Görüldüğü üzere, LTB’nin “yasal” açıdan hiçbir sorumluluğu, hiçbir müdahale yetkisi yoktur. Sorumlular, ağacı kesen inşaat firması, oraya gökdelen dikecek olan şirket, onayı veren özel mülk sahibi, onayı hayata geçiren Orman Dairesi, Orman Dairesi’nin bağlı bulunduğu UBP’li bakanlık, Bakanlık’ın bağlı olduğu CTP’li Başbakanlık, ve bunların parçası olduğu CTP-UBP hükümetidir.

 

Tüm durum böyleyken, ağaç kesimi sonrası ortaya şöyle bir durum çıkıyor :

 

– Bazı CTP’liler, CTP’li Lefkoşa Belediye Meclisi üyeleri ve CTP’li yetkililer, ısrarla, sırf çamur atmak amacıyla, “eleştirilerini” sürdürüyorlar. Önce yasal sorumluluğun Harmancı’da olduğunu söyleyen bu kişiler, yasal açıdan Belediye’nin hiçbir sorumluluğu olmadığı ortaya çıkınca, “LTB ağacın kesilmesine engel olamıyor madem, bari süreci uzatmak için bir şeyler yapsaydı, ağacın kesilmesini erteleseydi, belki o arada bir şeyler yapılabilirdi” noktasına geçiyorlar. Harmancı bu sefer, “eğer böyle bir şey yapsaydık, ilgili firma tüm izinleri Orman Dairesi’nden aldığı için ve yaptığı iş yasal olduğu için, bizi mahkemeye verebilir, tazminat davası açabilir, böylece zaten mali zorluklar yaşayan Belediye’ye bir ek mali külfet daha doğabilirdi, zaten davayı da kaybederdik” diyor. Bu CTP’li kesimler yine geri adım atıyorlar, ama bu sefer de “o zaman Harmancı bir birey olarak gidip kendini ağaca zincirleseydi Gezi Parkı’nda yapıldığı gibi” diyorlar. Bunu diyen CTP’li kişiler, kesilen ağaç, CTP Lefkoşa İlçe binasının tam karşısında olmasına rağmen olaya hiçbir şekilde müdahale etmeyen kişiler aynı zamanda. Yine bu CTP’li kişiler, çok duyarlı olduklarını iddia ettikleri bu ağacın kesilme emrini veren Orman Dairesi’ne ve onun bağlı olduğu kendi iktidarlarına ise tek bir laf dahi söylemiyorlar. Yetmiyor, Yenidüzen’den CTP’li bir köşeyazarı, Harmancı’yı suçlamak için, ağacı bizzat kesen firmanın sorumlularından birinin aslında ne kadar ağaçsever olduğunu öve öve anlatıyor ! Bir Lefkoşa Belediye Meclisi üyesi, eğer Belediye’de sorumluluk varsa zaten kendisinde de sorumluluk olacağı gerçeği ortada yokmuş gibi, ısrarla “Harmancı neden bir şey yapmadı” diye sorguluyor. LTB eski belediye başkanı Kadri Fellahoğlu, Harmancı’yı “eşek sudan gelene kadar dövmekle, başını kesmekle” tehdit eden bir “televizyon programcısının” programına katılıp ordan Harmancı’yı eleştiriyor.

 

– Peki bu arada Harmancı ne yapıyor ? Belediye’nin ve dolayısıyla kendisinin hiçbir yasal sorumluluğu olmamasına rağmen, Lefkoşa’yı bir belediye başkanı olmasının ötesinde bir insan olarak da gerçekten sahiplendiği, kentin tarihi değerlerini dert ettiği için, sorumluluk hissedip konuyla ilgili sürekli bilgilendirmelerde bulunuyor, sonrasında neler yapılabileceğiyle ilgili açıklamalar yapıyor, hatta “yasal sorumluluğumuz yok diye işin içinden sıyrılmak doğru olmaz, mesela ben geçici hükümette Turizm ve Çevre Bakanı iken, AKSA’nın yaşattığı petrol sızıntısı felaketinde, hiçbir yasal dayanağımız olmamasına rağmen, kamuoyunun gücünü arkamıza alarak AKSA’ya 5 milyon dolarlık temizlik yaptırdık” diyor. Ağaç kesimi meselesinde ise önceden haberim bile yoktu, olsa, yasal sorumluluğumuz olmamasına rağmen, sorumluluk hissedip elimden geleni yapardım, bundan sonra da yapacağım, ama asıl yasal sorumlululara dair tek bir laf dahi söylemeyenlerin günlerdir beni eleştirmesini anlamak mümkün değil diyor haklı bir şekilde.

 

Sonuç

Ortada, hiçbir yasal sorumluluğu olmamasına rağmen, meseleyi gerçekten dert edinen, “yasal olarak yapacak bir şey yok” kolaycılığına kaçmadan neler yapabileceğini düşünen, sorumluluğu olmamasına rağmen sorumluluk hissedip eleştirileri dinleyen, bilgilendirmeler ve açıklamalar yapan bir Harmancı var bir yanda. Diğer yanda ise, doğrudan bu meselenin yasal sorumluları olup (ya da bu sorumlu odakların destekçisi olup) en ufak bir şekilde dönüp kendine bakmayan, üstüne üstlük Harmancı’ya çamur atmak için birçok asılsız iddiada bulunan, kendilerini gözlerinin önünde olan ağaç kesimi için kıllarını kıpırdatmazken, olaydan haberi dahi olmayan Harmancı’ya “gidip kendini ağaca zincirleseydin” diyen, Harmancı’yı eleştirmek için bizzat ağacı kesen şirketin “ağaçseverliğinden” söz edecek kadar gözü dönmüş olan bazı CTP’liler var.

 

Mesele sadece ağaç meselesi değil, sen hala anlamadın mı ?

 

Celal Özkızan
Bağımsızlık Yolu üyesi