“Onlar Mangala Biz Alana” Eylemi Yasa Dışı Yasağa Rağmen Yapıldı: Polis TC Elçiliği Önüne Gidilmesini Engelledi

Bağımsızlık Yolu, Sol Hareket, Baraka Kültür Merkezi’nin düzenlediği, “Onlar Mangala Biz Alana” eylemi yapıldı.

Polis ve Kaymakamlığın yasa dışı olarak Lefkoşa’da açıkladığı gösteri yasağına rağmen bugün 14.00’da yürüyüş gerçekleştirildi.

Eylem, Pronto Çemberi olarak bilinen noktada başlayan yürüyüş polisin meclisin güney kısmında kalan yolda kordon ördüğü yerde yapılan basılan açıklamasıyla devam etti. Polis eylemci kitlenin TC Lefkoşa Büyükelçiliği önüne gitmesine izin vermedi.

Basın açıklamasının ardından belirli bir süre daha slogan atan kitle, eylemin başlangıç noktasına doğru yürüyüşüne devam etti.

Eylemde, “Biat Değil ÖZgürlük”, “Ankara Elini Yakamızdan Çek”, “Erdoğan Elini Yakamızdan Çek”, “Son Son Son İşgallere Son”, “Evine Dön Ayşe”, “Bağımsız Kıbrıs Bütün Halklar Kardeştir” şeklinde sloganlar atılırken; “Emek, Demokrasi, İrade”, “Tak Sepeti Koluna Haydi Herkes Yoluna”, “Müdahale , Kriz ve Pandeminin Mağduru Biz Emekçileriz! Kıbrıslı-Türkiyeli Değil Kardeşiz”, “Acıların Üstünden Piknik Olmaz” yazılı pankartlar taşındı.

Eyleme Yeni Kıbrıs Partisi, TDP, Basın Sen, TKP ve CTP de destek verdi.

Eylemde okunan açıklama şöyle:

EMEK İÇİN DEMOKRASİ İÇİN İRADE İÇİN BURADAYIZ Bu topraklara gönül vermiş örgütler olarak Kıbrıslı Türklerin iradesini yok sayanlar şov için piknikteyken, güzel bir gelecek için alandayız. Kıbrıs’ın kuzeyinde emekçiler her geçen gün ağırlaşan kriz altında daha fazla ezilirken, dünya genelinde pandemi tehlikesi hızlanarak sürerken, krizi yönetecek hükümet kurmaya bile zahmet etmeyen işbirlikçiler, AKP-MHP şov yapsın diye irademizi hiçe sayarak acıların üzeride piknik yapmak için Maraş’a gittiler. Tüm dünyada hissedilen ekonomik kriz, Kıbrıs’ın kuzeyinde daha da bir katmerli şekilde hisssedilmektedir. Bunun sebebi, hükümet ettiğini sanan ibirlikçilerin sadece bir avuç zenginin çıkarları için seferber olması, işsiz kalan, işsizlik parası dahi azaltılan, esnek çalışma adı altında sefalet ücretlerine çalıştırlan kökeni fark etmeksizin tüm Kıbrıslı Türk emekçilerin yok sayılmasıdır. Pandemi tüm dünyayı karanlık bir bulutcasına sarmaya devam ediyor. Yerli işbirlikçilerse toplum sağlığı ile ilgilenmek yerine ancak kumarhanelerin çıkarları için karantinasız girişlerin yolunu açmasını biliyorlar. Biz, “sağlıkta olsun milliyetçilik yapılmasın” derken, Kıbrıs’ın güneyinden dayanışma için ücretsiz gelen ilaçları bile almayız diyor, sonra Tayyip Erdoğan’a şov yapmak için güneyden iş araçları ve malzemeleri fahiş fiyatlara kiralamaktan çekinmiyorlar. Asgari Ücretin artırılması gerektiğinde hükümet yok! Tüpe, benzine zam yapılacağında ise var! İrade için ses çıkarılması gerektiğinde hükümet yok! Ama Türkiye’den gelen yetkililere el pençe divan durulacağında var! Bugün burada bulunan meclis iradesizliğin sembolü haline gelmiş durumdadır. Burada bulunan TC Elçiliği aracılığı ile Ankara’dan dayatılan ekonomik paketler, yasalar, Koordinasyon Ofisleri’ne karşı Kıbrıslı Türkler yıllardır irade, demokrasi ve yaşam mücadelesi vermektedir. Türkiye’deki AKP-MHP iktidarı ise Kıbrıs’ın kuzeyinde basın özgürlüğüne dahi tahamül edememekte, ifade özgürlüğü linç edilmekte, meclis damında provakasyonlar organize etmektedir. İrademize yönelik belki de en kapsamlı saldırı ise seçim döneminde yaşanmış, seçimlere Ersin Tatar lehine ve Mustafa Akıncı aleyhine açıkca müdahale edilmişti. Bu müdahale söylem düzeyinde de kalmamış, kendilerinin de övünerek bildirdiği gibi tüm kurumları, yandaş basını, trolleri ve milletvekilleri aracılığı ile gerçekleşmiş ve kirli sermaye ilişklileri ile de bunu perçinlemişlerdir. Tüm bu yaşananları bizim midemiz dahi kaldırmazken, onlar bunun üstüne gelip Maraş’ta, adamızda yaşayan herkesle dalga geçer gibi piknik yapıyorlar! Maraş ile ilgili tüm girişimlerini, tüm paydaşların gözü önünde, hiçbir çağrıyı dinlemeden, kayyumlarına dahi son gün haber vererek, orada yaşanmış acıların üstüne yapıyorlar. Kıbrıs’ın geleceği ile ilgili kritik bir konuyu kendi iç siyasetlerine meze ediyorlar! Belirtmek isteriz ki biz Türkiye Cumhuriyeti’ne düşman değiliz ve Türkiye halklarına düşmanlık değil, kardeşlik duyguları besliyoruz. AKP-MHP iktidarının Kıbrıslı Türklere reva gördüğü emekçi düşmanlığının, irade gaspının, korku ve sindirme politikalarının kat ve kat fazlasını her gün Türkiye halklarına uyguladığını biliyoruz. Bizler buradan dünyanın tüm ezilen halklarının olduğu gibi, Türkiye halklarına da egemenleri ile mücadelerinde yanlarında olduğumuzu belirtiyoruz. Burada bulunan örgütler olarak, geleceğimize yönelik bu saldırılara karşı sessiz kalmıyor ve sokakta onurumuza, sağlığımıza, emeğe ve barışa yönelik bu saldırının sorumlularına ifşa ediyoruz. Geleceğimize, demokrasimize ve irademize yönelik bu saldırıları kınıyoruz. Mücadelemiz Kıbrıslı Türkler iradelerini kendi ellerine alana kadar, barışa ulaşana ve emek sömürüsü son bulana kadar durmayacaktır! Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz! Baraka Kültür Merkezi, Sol Hareket ve Bağımsızlık Yolu