Sessiz Sedasız Yeni Yasa: “Kuran Kursları Yasallaşacak, Din İşleri Bütçesi Özerkleşecek, İthal ‘Din Görevlileri’ Memur Sayılacak”

Halkın ve kamuoyunun tepkisi işbirlikçi hükümetin belirli kesimlere yaptığı peşkeş ve kıyaklarla meşgulken, hükümet gericiliği artıracak Din İşleri Dairesi (Değişiklik) Yasası’nı sessiz sedasız geçirmeye çalışıyor.

Değişiklik Yasası Neleri Beraberinde Getiriyor?

Din İşleri Dairesi (Değişiklik) Yasa Tasarısı ile yurt dışından gelen din görevlilerinin, devletin, yani Din İşleri Dairesi’nin maaşlı bir memuruna dönüştürülmesi hedefleniyor (Madde 7A).

Yeni yasa ile ayrıca, Din İşleri Dairesi’nin bütçesi özerkleştiriliyor ve bütçe ile ilgili Bakanlar Kurulu onayına gerek duyulmuyor (Madde 12).

Din İşleri Değişiklik Yasa Tasarısı ayrıca, küçük yaştaki çocuklara her türlü istismara açık şekilde verilen Kuran Kurslarını Din İşleri Dairesi’nin görevleri içerisinde tanımlayıp, yasal hale getiriyor (Madde 6).

Laik bir devlet, her dine, her inanca eşit mesafede durmalıyken, kktc devleti bu anlaşma ile ülkemizde yaşayan -yerli veya göçmen fark etmeksizin- insanlarımıza ve kültürümüze uymayan, dışarıdan ithal din anlayışını dayatılmak için kolları sıvıyor.

5 Haziran’da Meclis’te Görüşülüyor

Meclis komitesinde hiçbir muhalefete uğramadan geçen yasa, Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda 5 Haziran günü görüşülerek yasalaştırılmaya çalışılacak.

“Toplumsal Muhalefet Yasal Zemine Getirilmek İstenen Muhafazakarlaştırma Politikalarını Reddetmelidir”

Yaptığı açıklama ile konuyu gündeme getiren Baraka Kültür Merkezi, söz konusu yasanın muhafazakarlaşma anlamında taşıdığı tehlikelere dikkat çekerken, toplumsal muhalefeti halkımıza yıllardır dayatılan ve şimdi yasal zemine getirilmek istenen muhafazakarlaştırma politikalarını reddetmeye çağırdı.

Baraka Kültür Merkezi’nden yapılan açıklamanın tamamı şöyle;

“Hükümetin halk düşmanı, doğa düşmanı, yalnızca kendi dar çevrelerine ve büyük sermayeye çıkar sağlamaya yönelik icraatları bitmek tükenmek bilmiyor. Halkımız haklı olarak bunlara tepkili ve kamuoyu bunlarla meşgulken, işbirlikçi hükümet, sessiz sedasız bir yasa geçirmeye çalışıyor: Din İşleri Dairesi (Değişiklik) Yasası.

Öncelikle şunu belirtmek isteriz ki laik bir devlet, her dine, her inanca eşit mesafede durmalı, din ve vicdan hürriyetine saygı duymalıdır. Halkımızın geleneklerinde ve kültüründe yer alan; birbirine hoşgörülü, gösterişe dayanmayan, kendine has din ve ibadet anlayışına, dayatma politikalarla müdahale edilmemelidir. Geleceğimiz olan çocuklarımız, küçük yaşta dini baskılarla değil bilim, sanat, kültür ve sporla büyütülmelidir.

 

Oysa bu Yasa ile;

Yurt dışından gelen din görevlileri, Din İşleri Dairesi’nin maaşlı bir memuruna dönüştürülmektedir (Madde 7A). Türkiye’den gelen din görevlileri, ülkemizde devlet memuru gibi çalışacak ve Daire bütçesinden aylık alacaktır. Anayasaya göre “Devletin genel yönetim ilkelerine göre yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerinin gerektirdiği asıl ve sürekli görevler, kamu görevlileri eliyle yürütülür.” Dolayısıyla hem Anayasa’ya aykırı bir Yasa yapılmakta hem de ülkemizde yaşayan yerli veya göçmen fark etmeksizin burayı yurt edinmiş insanlarımıza ve kültürümüze uymayan, dışarıdan ithal din anlayışı dayatılmaktadır.

Kuran kursları yasal hale getirilmekte, herhangi bir yaş sınırı konulmaksızın küçük yaştaki çocukların, pedagojik olarak yaşlarına uygun olmayan, her türlü istismara açık bu gibi kurslara gönderilmesinin yasal olarak önü açılmaktadır. (Madde 6 Din İşleri Dairesinin Görevleri)

– Mevcut Yasada, Dairenin görevleri arasında sayılan “İslam dinini taassup, gerici, istismarcı ve siyasi faaliyetler dışında tutmak” ifadesinin çıkarılması da Yasayı yapanların veya onlara bu Yasayı yaptıranların niyetini ortaya koymaktadır.

– Halkın günlük hayatını doğrudan etkileyen ve yetersizliklerden dolayı kabusa çeviren sağlık, eğitim, sosyal hizmetler, çalışma yaşamı, kadına şiddetin önlenmesi ve sığınma evi gibi pek çok konuda kamu kaynağı ayrılmazken Din İşleri Dairesi, hem personel hem de görev ve yetki alanı olarak genişletiliyor. Dairenin kadro sayısı 67’den 364’e çıkarılırken yeni müşavirliklerin önünü açan Başkan Yardımcılıkları da ekleniyor.

Din İşleri Dairesinin bütçesi özerkleştiriliyor; Vakıflar İdaresi’nden ayrılıyor ve Bakanlar Kurulu onayı kaldırılıyor (Madde 12). Daireye, yurt içinden veya dışından gelen bağışları kendi bütçesine alıp harcama yetkisi veriliyor. Böylelikle hükümetin politikalarından veya önceliklerinden bağımsız olarak yurt dışından alınan paralar ve dolaysıyla talimatlarla din işlerinin yönetilmesi amaçlanıyor.

Tüm bunlar, halkımızın yaşama biçimini beğenmeyen ve din kültürünü yetersiz bularak bizlere dayatılan muhafazakarlaştırma, Sünni İslamlaştırma ve gericileştirme politikalarının bir yasada vücut bulmuş halidir. Koordinasyon Ofisi ile yapılması planlanıp gençlerin direnişi ile durdurulan politikalar, farklı bir yöntemle Din İşleri Dairesi eliyle yapılmak istenmektedir.

Geleceğimizi önemli ölçüde etkileyecek olan böylesi bir Yasa, kamuoyunda hiç tartışılmadan, Meclis komitesinde muhalefete uğramadan oybirliğiyle komiteden geçmiştir. 5 Haziran Pazartesi günü ise Meclis’te görüşülmesi planlanmaktadır.

Toplumsal muhalefete düşen ise bu Yasaya karşı çıkmak, ülkemize ve halkımıza yıllardır farklı şekillerde dayatılan ve şimdi yasal zemine getirilmek istenen muhafazakarlaştırma politikalarını reddetmektir.

Baraka Kültür Merkezi (a)
Nazen Şansal

Bağımsızlık Yolu: Din İşleri Değişiklik Yasa Tasarısına Karşı Mücadele Edelim

Meclis’in gündeminde olan ve bugün Baraka tarafından yayınlanan basın bildirisi ile kamuoyu ile de paylaşılan Din İşleri (Değişiklik) Yasa Tasarısı, hangi inançtan olursa olsun tüm insanlarımızın vicdan hürriyetini ve en önemlisi de ülkemizdeki dinsel huzur ortamını bozucu nitelikte…

Mevcut Yasa’daki “İslam dinini taassup, gerici, istismarcı ve siyasi faaliyetler dışında tutmak” şeklindeki bölümü tamamen çıkararak hükümet, gericiliğe dayalı İslam politikasını yasal hale getirmek için ilk adımı atmış bulunuyor…
Bu doğrultuda, Din İşleri Dairesi’ne bütçe özerkliği sağlanarak, harcamalarında Bakanlar Kurulu onayı kaldırılıyor ve personel sayısı 67’den 364’e çıkarılıyor… Ayrıca Kur’an kursları yasallaştırılırken, tüm pedagojik ilkeler ihlal edilerek yaş sınırı da uygulanmayacak…
Devrimci Laiklik anlayışı ile hareket eden
Bağımsızlık Yolu olarak, bir dinsel inanç biçimini siyasal özne kılmak arzusundaki egemenlerin karşısında, Kıbrıslı Türk halkının tüm ilerici, çağdaş, açık fikirli unsurlarıyla birlikte; vatandaş-göçmen, inançlı-inançsız demeden ortak bir mücadele yürütmek azmindeyiz. Ülkemizin ılıman dinsel ortamını bozmanıza ve bizi kara taassubun esiri kılmanıza izin vermeyeceğiz… Tüm birey ve örgütlere çağrımız, yaşam tarzımıza yönelik bu saldırıya karşı her alanda direniş örgütlenmesi için acilen harekete geçilmesi yönündedir…
Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri
Münür Rahvancıoğlu