Şiddet Eylemlerini Bu Sözlerle Savundular: “Çatışma Ortamı Yartılmaya Çalışılıyor”

Afrika Gazetesi’ne yapılan saldırılarla ilgili mahkeme süreci bugün de sürdü.

Dünkü duruşmada üzerinde anlaşılamayan “demir boru” konusunda savunma geri adım atarak savcılığın ithamnamesindeki tüm olguları kabul etti.

Sanıkların aleyhlerine gelen suçlamaları kabul etmesiyle birlikte savcılık olguların aktarılmasına geçti. Sanıkların ilk günden beri Avukatı olan Recep Soner Sağlam dünkü duruşmada da bulunmasına rağmen bugün “Umre’ye gittiği” için duruşmaya katılamadı.

Recep Sağlam yerine Av. Ulvi Yerlikaya ve bir diğer YDP milletvekili adayı Av. Mustafa Ulaş savunma avukatlığına katıldı.

Buna karşılık savcılıktan da üç savcının duruşmaya girdiği gözlemlendi. Savcılık olgularını aktarırken atılan taşlar, tabela profili, demir boru, ve diğer sert cisimler çeşitli görüntülerle birlikte emare yapıldı.

Sanık 3, yani AK Hataylılar Derneği Başkanı Mehmet İpek’in Mağusa’da ayaklanma suçundan hüküm giydiği ve şu anda yargılandığına benzer sabıkası bulunduğu da mahkemeye aktarıldı. Savunmanın olguları aktarmasının ardından savunma sözü aldı ve sanıklar adına mahkemeden özür dileyerek hafifletici sebeplerle ilgili hitabına başladı.

“ÜLKEMİZDE İÇ ÇATIŞMA ORTAMI YARATILMAYA ÇALIŞILIYOR”

Savunma Avukatı Enver Öztürk, ceza verilirken hangi faktörlere göre suçun işlendiğini mahkemenin dikkate alması gerektiğini belitti. Suçun işlendiği faktörleri açıklamak amacıyla Av. Öztürk, Ortadoğu’daki çatışmaları sıralayarak en son da Suriye’deki savaşı örnek gösterdi ve Afrika gazetesine emperyalist ajanlık yakıştırdığı konuşmasına şöyle devam etti:

“Adamızın bulunduğu coğrafyada 1974’ten beri tek kan akmayan, çatışma yaşanmayan, terörist faaliyetlerin yaşanmadığı ülke Kıbrıs’tır. Kan gölüne dönen ülkelerde her zaman Amerika, çoğunlukla Rusya ve diğer emperyalist ülkeler var. Emperyalist ülkelerin bu ülkeleri çatışmaya sürüklemek için uyguladıkları yöntemler teröristleri, anarşist grupları desteklemektir. Emperyalistler ajanlarına provokasyon yaptırarak bu çatışmalara sebep olmaktadır. Burada yapılan da budur. Ülkemizi huzursuzluk ve iç çatışmaya sürükleme hedeflerine bu gazete bilerek veya bilmeyerek alet olamkta, insanları tahrik ederek provokasyon yaratmaktadır. Türkiyeli-Kıbrıslı ayrımı yapıp insanları birbirine düşürecek yayınlar yapmaktadır.”

Şiddet Eylemlerini Bu Sözlerle Savundu: “Kan Dökülmeyen Tek Yer Kıbrıs”

1974’ten beri kan dökülmeyen tek yerin Kıbrıs olduğunu belirten Av. Öztürk, “Türkiye, güvenliği, istikrarı ve geleceği için Afrin harekatını başlattı. Savaş tehdidi ve korkusu hem sanıklara hem ailelerine zarar vermiştir. Herkesin bu acıyı anlaması ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bu vatan savunmasına saygu duyması gerekir. Fakat bu gazete “Türkiye’den bir işgal hareketi daha” manşeti ve Suriye ile Kıbrıs Barış Harekatından bahsederken bu insanların duygularını, acılarını alaya alıp aşağılayan yayınlar yapmıştır.” diyerek, Afrika Gazetesi’nin yayınladığı Erdoğan’ın kafasına işeyen heykel çizimini de mahkemeye emare yaptı.

AFRİKA ALEYHİNE SORUŞTURMA BAŞLATILDIĞI ORTAYA ÇIKTI

Savunmanın hitabında Afrika Gazetesi’nin yayınlarının ceza yasasına aykırı olduğu, yıkıcı niyet ve yabancı devlet yetkililerine hakaret içerdiği yönündeki beyanlarına savcılığın bunun yeri burası değil minvalinde yaptığı itirazda, Afrika aleyhine polis tarafından soruşturma başlatıldığı da ortaya çıktı. Mahkemede bu konuda daha fazla detay konuşulmasa da ilerleyen günlerde bir gazeteye yayınlarından ötürü ceza davası getirilmesi gibi antidemokratik bir uygulamayla karşılaşma ihtimali de sinyal verilmiş oldu.

YARGIYA GÖZ DAĞI MI VERİLMEYE ÇALIŞILDI?

Sanıklara uzun ceza verilmemesi için hitapta bulunan Av. Öztürk “Yargıya düşen görev toplumu bütün ayrışmalardan uzak tutacak söz eylem ve davranışlarda bulunmasıdır. Bu da buradaki sanıkları günah keçisi yapmayacak makul bir ceza vererek yapılabilir.” diyerek, yargıya eğer uzun süreli bir hapislik cezası verilirse olaylar yatışmayacak imasında mı bulunulduğu sorusunu akıllara getirdi.

“SANIKLAR ANAYASAL HAKLARINI KULLANIYORKEN TAHRİK EDİLDİLER”

Savunma hafifletici bir unsur olarak da, sanıkların anayasal bir hak olan gösteri yürüyüşü haklarını kullanırken, Afrika binası içerisinden bazı kişilerin pencereye çıkarak sanıklara el-kol hareketi yapması üzerine tahrik olarak bu yasadışı eylemleri gerçekleştirdiğini öne sürdü. Savcılık ise bu olgunun iddia makamının dosyasında yer almadığı ve ihtilaflı olduğu yönünde itirazda bulundu.

Tahrik unsuru hafifletici bir sebep olduğundan kritik bir ihtilaf olan bu konuda savcılık ve savunma arasında anlaşma sağlanamaması üzerine, bu konuda duruşma yapmak ve savunma tarafının Afrika binasından tahrik edici hareketler yapılıp yapılmadığını kanıtlamasına fırsat vermek amacıyla, mesai saatinin sonuna gelindiğinden, duruşma 9 Şubat Cuma, saat 11’e ertelendi.

Savunmanın itirazına rağmen savcılığın talebi ile mahkeme sanıkların tutukluluğunun devamına karar verdi.