“Yasalar Çiğnendiği İçin Demokrasi Tehlikede Değildir; Demokrasiye Sahip Çıkmadığımız İçin Yasalar Çiğnenmektedir”

Bağımsızlık Yolu Partisi Genel Sekreteri Münür Rahvancıoğlu, kktc’de yasaların nazara alınmadığına ilişkin açıklama yaptı.

Açıklama şöyle:

Sanırım memlekette mahkemeler dışında yasaları takan kişi veya kurum kalmadı. Varsa birkaç istisna, onlar da kusura bakmasın… Bu durum son cumhurbaşkanlığı seçiminden önce de bu şekildeydi ama seçim dönemi zirve yapmıştı: Seçim yasaklarına rağmen tören düzenlenmesi, YSK’nın uyarısının da kulak arkası edilmesi en çok hatırda kalan örnek… Seçimlerden sonra da aynı pratik, aynı hızda devam etti. Tatar bey başbakan olmadığı halde “başbakan” diye imza attı, pandemi hastanesine kaçak elektrik bağlandı, kaymakamlık Anayasa’ya aykırı olduğu halde 15 Kasım’da Lefkoşa’da eylem yapmayı yasakladı… Saymakla bitmez ve herkes onlarca daha örnek sıralayabilir. Tüm icraatların üstüne, son Meclis başkanlığı seçiminde Meclis’in kendisi tüy dikti ve kendi yaptığı Meclis iç tüzüğünü çiğnedi!Mevcut durum böyleyken, bence yakınma konusu yapılması gereken şey “yasaların çiğneniyor olması” değildir. Zaten toplumdan ayrı bir “yasa uygulama pratiği” yoktur ve olamaz! Bu yüzden ben “yasadan insana” değil, “insandan yasaya” gidilmesini savunurum. Hukuk devleti, çağdaş ve adil yasalar elbette iyi bir şeydir. Ancak yasaların arkasında toplum gücü, insan gücü yoksa; yasa bir hiçtir! İnsanlar yasaya uymadığında, kurumlar yasaya uymadığında, polis ve hatta Meclis yasaya uymadığında; nerede ne yazıyor olursa olsun aslında o toplumda yasa yoktur!Diğer yandan, örgütlü insan gücü bir tutumun arkasında durduğunda, bir pratiği güçlü bir şekilde savunup uygulanmasını sağladığında; o konunun yazılı bir metni olmasa da o bir yasadır! Zaten yazılı yasalar da böyle yapılır veya böyle yapıldığı zaman kalıcı olurlar!Bu yüzden bugün yasaların sakız gibi çiğneniyor olması; sorunun kaynağı değil sadece sonucudur. Yani yasalar çiğnendiği için demokrasi tehlikede değildir; demokrasiye sahip çıkmadığımız için yasalar çiğnenmektedir. Yapılması gereken ise; soyut bir “yasa sevicilik” ile oluşan pratiğe göz yaşı dökmek değil, örgütlü mücadele ile hukuğa ve demokrasiye sahip çıkma cesaretini göstermektir. Yoksa birileri yukardan aşağıya düzgün yasalar yapacak ve geriye kalanlar da inanmadığı halde onlara uyacak diye beklersek; olacağı birilerinin diktatörlüğü pekiştirmesi, geriye kalanların da buna boyun eğmesidir!Bu yüzden kağıtlarda yazılı cümlelerden medet ummayı bırakıp, kendi hayatlarımızın sorumluluğunu üstlenmenin vakti gelmiş de geçmek üzeredir. #FaşizmdenKorkmaGeçKalmaktanKork#Örgütlenin