YEREL SEÇİMLERE DAİR NOTLAR – MUSTAFA BATAK

29 Haziranda gerçekleştirilecek olan Yerel Yönetimler ve Belediye Seçimlerine çok kısa bir süre kaldı.
Haliyle bu yönde gerçekleştirilecek olan propagandalar başlamış durumda.
Normal şartlarda böyle zamanlar, bölge ve mahalleleri doğrudan etkiyeceği için halkın ihtiyaçarına dönük hareket edilmesi gerekmektedir.
Ancak bu durum ne yazık ki pek de mümkün görünmüyor…
Nasıl görünsün ki?
Yıllardır bitmek tükenmek bilmeyen yol sorunu halen düzeltilememişken seçime ramak kala asfaltlama çalışmalarının hızlandırılması, park ve bahçelerin temizlenip düzenlenmesi, bir türlü önüne geçilemeyen su sorununa rağmen son günlerde sunun kesilmeden verilmesi seçime dair çalışmalar yapıldığını, çözüm adına ise yapısal hiçbir değişim olmadığını gözler önüne seriyor.
Artık halkın geneli, yürüyüş ve bisiklet yolu eksikliğinden, yüksek kaldırımlardan veya şehircilik anlamında yaşamımızı kolaylaştıran yönlendirmelerden ya da kadın sığınma evi gibi eksikliklerden söz etmek yerine, suyun kesintisiz verilmesi ve hatta çöplerin dahi düzenli toplanmasının yetebileceğinden söz ediyor…
Belediyecilik Hizmetleri çarpık bir halde ilerliyorken yönetimlerin de bunu doğrultmak yerinde günü kurtarmak adına attığı adımlar halkı bıktırmış durumda.
(Fakat bu noktada insanların kendilerini de sorgulaması gerektiği gerçeğini göz ardı edilmemelidir)
Diğer bir taraftan özellikle Lefkoşa Belediyesi’nin uzun yıllardır zor zamanlardan geçmesi sözünü ettiğimiz propaganda sürecine de yansıyor.
Belediye’nin batmış durumda olması ve imkansızlıklar arasında daha iyi hale getirilmeye çalışıldığından bahsedilmesine rağmen gözle görünür bir değişimin olduğunu söylemek pek de mümkün değil.
Bundan bir yıl önce büyük mücadeleler sonrası Cemal Bulutoğulları ve UBP yönetimi istifa ettiğinde, halkın beklentileri ortak bir sol aday yönünde yükselmişti.
Ancak buna rağmen, ‘Belediyecilik Bizim İşimiz’ şeklinde söylevlerle CTP seçime tek başına girmiş, diğer sol yapılar ise son dakikaya kadar süren görüşmelere rağmen bir araya gelememiş ve seçimlere bölünmüş bir halde girilmişti.
Bu duruma tepki olarak Baraka bağımsız bir belediye meclis üyesi adayı çıkararak halkın tepkisini yansıtmaya çalışmıştı.
Bu çabaların sonunda genel seçimlerde BKP TVG oluşmuş, bugün ise TDP, BKP, Baraka gibi örgütler yan yana gelerek oluşmaya başlayan ittifak kültürünü daha da kitleselleşmiştir…
Bugün Kıbrısın kuzeyinde çeşitli bölgelere yayılan bir ittifak var önümüzde. Büyük sözler yerine halkın ihtiyaçlarına dönük çalışmayı önüne hedef olarak koyuyor bu ittifak.
Halkın görüşlerini dikkate alarak özelleştirmelere, dayatmalara karşı onurlu bir mücadeleden bahsediliyor. Halka sanki altında kaynayan bir kazan yokmuş gibi “hizmet” etmekten bahsetmek yerine, halkla birlikte mücadeleyi önüne hedef koyuyor. Yani uzun lafın kısası laf salatası yerine onurlu bir alternatifi sunuyor…
Peki her şeyi ile mükemmel mi bu ittifak?
 Hayır! Ama halkla birlikte yoğrulmaya açık bir harç var karşımızda.
Bu harcı halk şekillenirip varoluşunun temelini kendisi atabilir artık.

Be the first to comment

Leave a Reply