Yetki-sizsiniz – Besim Baysal

Tüm tartışmalara ve spekülasyonlara karşın emperyalizmin de yönlendirmeleri Kıbrıslı Elen ve Kıbrıslı Türk sağ liderliğini bir çerçeve metnine imza atmaya ikna etmiş bulunuyor. Bugünden itibaren çapraz müzakereler şekline dönüştürülen Kıbrıs görüşmelerinin seyri hızla değişerek yıllardır Kıbrıs Elen liderliğinin doğrudan Türkiye ile görüşmek isteyen talebine yanıt verecek şekle dönüştürüldü. Atina’da Kıbrıslı Türk müzakereci Kudret Özersay, Yunanistan ile temaslarda bulunurken diğer tarafta Kıbrıslı Elen müzakereci Andreas Mavroyannis TC yetkilileri ile görüşmeler gerçekleştirdi.

Hiç şeffaf olmayan ve daha önceki “Toplumlararası Görüşmeler”den farklı olarak görüşülen başlıkların dahi basına sızdırılmadığı bir süreç yaşıyoruz. Hem Lefkoşa’da hem Atina’da hem Ankara’da hem Brüksel’de hem de Washington’da son bir aydır en üst düzeyde Kıbrıs sorunu tartışılıyor. Konuşuluyor, anlaşılıyor ancak ne konuşulduğu ne anlaşıldığı bu ülke halklarına bilgi verilmiyor.

Kıbrıs sorununu bu ülkede yaşayan insanların günlük hayatta yaşadıkları sorunlardan farklı bir yere koyamayız. Yani Kıbrıs’ın güneyinde Troyka’nın kuzeyinde ise TC’nin ekonomik planları ile yoksullaştırılan ve sefalete mahkum edilirken insanlar çıkmaza sürüklenirken Kıbrıs sorunu da ayni derecede emperyalizme bağımlı bir hale getiriliyor. Bize, Kıbrıs karasularında bulunan petrolün ve gazın pazarlanmasına ve satışına mahkum edecek bir yapı dayatılıyor.

Basındaki dedikodularla tahmin edilen, görüşme sürecinde yönetim ve güç paylaşımı, garantiler, egemenlik ve federasyonun yetkileri gibi konularda pazarlıklar olduğu konuşuluyor. Ancak gel gör ki Kıbrıs’ın ekonomisi güney olsun kuzey olsun tam anlamı ile bağımlı bir ekonomik yapıda bulunuyor. Kendi parası olmayan, kuzeyde Ankara’dan güneyde ise AB siyasi ve ekonomik merkezlerinde; Brüksel ve Strasbourg’da alınan kararlarla yönetilen bir ülkede varolmanın yöntemlerini arıyoruz. Peki neticede bu siyasi merkezlerden bağımsız kendi kendimizi yöneteceğimiz barışa doğru üçüncü bir yol için mi çapraz müzakereler gerçekleştiriliyor? Birleşik bir Kıbrıs kendi üretimini, satışını, tarımını, hayvancılığını kısacası ekonomisini hatta kendi parasını mı yaratıyor?

image (1)

 

Diğer taraftan AB’ye tam üye ve NATO’ya resmi bir başvuruda bulunan Kıbrıs Cumhuriyeti devleti uluslararası üyelikleri ile hukuksal olarak egemenlik haklarını büyük oranda kaybetmiş bulunmuyor mu? Adına kktc denilen yapı TC uzantısı ve siyasi ve ekonomik olarak bağımlı bir devlet değil mi? NATO’nun kontrolüne girmeyi kabul ettikten sonra garantiler konusunda neler konuşuluyor? NATO’ya girilmesi ile birlikte egemenlik ve güç paylaşımı denilen başlığın içeriği zaten AB’ye ve ABD’ye hatta üsleri ile Birleşik Krallığa verilen yetkilerle boşaltılmamış mı?

Tamamı işgal altında bulunan ülkemizin kurtuluşunu hayal edenler olarak bu önümüzdeki yeni süreçte yeni bir mücadeleyi oluşturarak hayatımızı kendi elimize almanın yollarını oluşturmak zorundayız. İster referandum ile olsun, ister başka yöntemlerle olsun emperyalizm paylaşımını gerçekleştirmiş ve kendi sorununu çözecek yani uluslararası hukukun içine sokacak bir zemin yakalamış görünüyor. Artık biz de yani tüm Kıbrıs halkları olarak ülkemize bağımsızlığı getirecek onurlu bir kavgayı ortaklaştıracak zemini yakalamalıyız.

Ne Ankara ne Brüksel. Bağımsız Kıbrıs!

Besim Baysal

Baraka Aktiviti

Be the first to comment

Leave a Reply