ANAYASA REFERANDUMUNDAN ARTA KALANLAR – CELAL ÖZKIZAN

Anayasa referandumu geride kaldı ve hayır oyları, evet oylarını neredeyse ikiye katladı…

Referandum, öncesiyle ve sonrasıyla çeşitli boyutlardan değerlendirilebilir ve değerlendirilmelidir de…

 

Ankara Değil Lefkoşa sitesinde de referandumdan sonra konunun çeşitli boyutlarına eğilen yazılar çıktı son 4 günde; ben de bu yazıların bir devamı olarak konunun başka bir boyutuna eğilmek istiyorum…

 

 

 

***

Benim değinmek istediğim konu, anayasa değişiklik referandumu için “evet” çağrısı yapan kesim, örgüt, sendika, parti ve kişilerin referandumdan sonra takındıkları tavır ve sorumluluk meselesi…

 

Bu yazıda, referandum öncesinde “evet” çağrısı yapanların, çıkan sonuç ile yüzleşmemeleri üzerinde durulacak…

 

Devrimci sol dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi Kıbrıs’ın kuzeyinde de pek çok kez yenilginin tadına baktı ve geniş kitleler içinde bir karşılık bulamamanın sorunlarını yaşadı…

 

Yine de samimi bir şekilde devrimci mücadeleye sahip çıkan kesimler, pek çok zaman, yenilgilerinin ve karşılık bulamayışlarının hesabını dönüp en önce kendilerinden sordular (ve sormalıdırlar)…

 

Öte yandan, bugüne kadar pek çok zaman hep merkezde yer teşkil etmiş yapıların, referandumda istedikleri sonucu alamadıktan ve tabiri caizse anayasa referandumunun “marjinalleri” haline gelmelerinden sonra; yani yenilgiyi ve kitleler nezdinde karşılık bulamama duygusunu tattıktan sonra verdikleri tepkiler ciddi anlamda sorunlu…

 

Kendi aldıkları bir kararın ve savundukları bir pozisyonun gerçekleşememesinin sorgulamasını en önce kendi içlerinde ve kendilerine karşı yapmak yerine sürekli “dış mihraklar” aramaları, savunduklarını iddia ettikleri demokrasi, değişim ve özeleştiri gibi kavramlardan en önce kendilerinin ciddi anlamda uzak olduğunu da gösteriyor…

 

Elbette burda, bir seçim sandığından çıkan sonuçları kutsallaştırıp “halk bu kararı aldı, bu karar mutlak bir doğrudur ve onunla ezik bir biçimde yüzleşmek zorundasınız” mesajını vermek istemiyorum…

 

Dile getirmek istediğim tek şey, bir başarısızlıkta kendilerine dönük en ufak bir sorgulama gerçekleştirmeyen kesimlerin çelişkilerini ortaya koymaktır

 

***

Örneğin referandumda “hayır” diyecek olanların “ortalama zekanın altında” olduğunu dile getiren köşe yazarı Ali Tekman, bundan sonraki bütün seçimleri boykot mu edecek ? Ne de olsa yaklaşık yüzde 65’i (yani Aziz Nesin’in varsaydığından da fazlası) ortalama zekanın altında olan bir halkın kararlarına saygı duymak mümkün olmasa gerek…

 

 

Referandumda hayır çıkması üzerine “demokratik süreçlere bağlı olarak sivilleşmeyi de içerecek, kendi evimizin efendisi olma arzumuzu da somutlaştıracak küçük adımları dahi atmaya henüz hazır değiliz” açıklamasını yapan Birikim Özgür, derhal milletvekilliği görevinden istifa edecek mi ? Ne de olsa Birikim Özgür,  demokrasiye ve sivilleşmeye hazır olmadığını söylediği insanların vekili olduğuna ve onlar tarafından seçildiğine göre, yani kendisi demokrasiye ve sivilleşmeye hazır olmayanları temsil ettiğine göre ortaya iki ihtimal çıkıyor : ya aynı insanlar Birikim Özgür’ü de kendileri gibi demokrasiye ve sivilleşmeye karşı gördükleri için seçmeyi tercih etmişlerdir; ya da Birikim Özgür’ü yanlışlıkla seçmişlerdir. Her iki ihtimalde de bu kişinin artık milletvekili olmasının bir anlamı yoktur.

 

Meclisteki Anayasa Komitesi başta olmak üzere milletvekillerinin neredeyse tamamı, bu maddelerin olumlu ancak yetersiz olduğunun farkında olduklarını söyleyip insanlara “siz buna evet deyin, biz bu paket geçtikten hemen sonra yeni ve yeterli bir paket için çalışmaya başlayacağız” mesajı vermişlerdir. Kısacası vekiller de, yeni değişikliklerin referandumdan sonra gündeme geleceğini söylemişlerdir. Peki şimdi aynı vekiller, sırf referandumda “hayır” çıktı diye bu çalışmalardan vaz mı geçecekler ? Eğer niyetleri “hadi siz bunu kabul edin de biz daha iyisini hazırlarız ilerde” diyerek blöf yapmak değilseydi ve gerçekten halkın başta 10.madde olmak üzere dile getirdiği talepleri içeren bir paketi samimi bir şekilde hazırlamaya niyetleri varsaydı, referandumdan sonra yeni paket için derhal çalışmaya başlamaları gerekmiyor mu ? Halk tarafından Meclis’e gönderilen ve işleri yasa yapmak olan insanların, sırf halk tarafından reddedildiler diye “küstüm oynamam” tavrına girmeye hakları var mı ?

 

Anayasa referandumu için “evet” çağrısı yapan KTAMS’ın, referandumdan sonra genel başkanı Ahmet Kaptan aracılığıyla “şimdi düşünmesi gereken siyasilerdir. Neden halkı bu noktaya getirdiklerini düşünmelidirler. Eğilmeden, bükülmeden başka noktaya da çekmeden karar üretmeli ve bu halkın güvensizliğini temizlemelidirler” açıklamasını yapması, sorumluluktan kaçmak değildir de nedir ? Kendisi de Meclis’teki siyasilerin çoğu gibi evet çağrısı yapan KTAMS’ın hiçbir sorumluluk hissetmemesi kabul edilebilir bir şey midir ? Çıkıp ya “biz halâ kararımızın arkasındayız, ancak kararımız halktan destek görmedi, ya biz derdimizi yeterince anlatamadık ya da biz insanların derdini yeterince anlayamadık” ya da “biz artık kararımızın arkasında şu şu sebeplerden dolayı değiliz, insanları yanlış yönlendirdiğimiz için de özür dileriz” demeleri gerekmiyor mu ?

 

Anayasanın reddedilmesini “halkın yeterince bilgilendirilmemesine” bağlayan kesimler eğer samimiyseler, halkın geçmişte de yeterince bilgilendirilmiş olamayabileceği ihtimaline karşı bu güne kadar yapılmış bütün seçim ve halkoylamalarını da reddetmek zorunda değil midirler ? En başta da, geçtiğimiz seneki genel seçim sonuçlarını reddedip mevcut Meclis’in istifa etmesini talep etmeleri gerekmiyor mu ? Yok eğer bugüne kadarki bütün seçimlerde ve halkoylamalarında “halk yeterince bilgilendirilmişse” ve sadece bu referandumda bilgilendirilmemişse, durup bize “halkın yeterince bilgilenmesi” olayını etraflıca anlatıp geçmişteki seçimlerle bugünkü referandum arasında bu açıdan ne gibi bir fark olduğunu ve bu farkın nasıl oluştuğunu anlatmaları gerekmiyor mu ?

 

Liste uzatılabilir, uzatılmalıdır da, ancak yazıyı daha fazla uzatmamak adına, biz şimdilik burda duralım.

 

Celal Özkızan

Baraka aktivisti

Be the first to comment

Leave a Reply