ANKARA’NIN YANINDAYIZ – Ali Şahin

ankaraİsmi dahi Ankara değil Lefkoşa olan bir sitede bunu söylemek ilginç biliyorum.

Hele hele “Ankara elini yakamızdan çek” sloganını yegane slogan olarak benimsemiş bir yapının üyesinden duymak olayı daha da ilginç kılıyor.

Ama yanlış duymadınız, gerçekten Ankara’nın yanındayız.

Fakat bu bizim Ankara.

TC Devleti’nin resmi ideolojisini yayan meşhur bir şarkı vardır;

“Ankara, Ankara güzel Ankara, seni görmek ister her bahtı kara.”

İşte güzel olduğunu iddia ettikleri bu Ankara, bugüne kadar biz Kıbrıslı Türklere pek güzel şeyler yaşatmadı doğrusu.

“Yavru vatan”, “soydaşlarımız”, “kardeşlerimiz” söylemlerinin arkasında iradesizleştirme, üretimden koparma, bağımlı hale getirme, asimilasyon, aşağılama, gerileştirme vb. uygulamalar çıktı.

Bize görünen Ankara buydu halen de budur.

Ve bu, egemenlerin Ankara’sıdır.

“Ankara elini yakamızdan çek” deyişimizin, “Ankara değil Lefkoşa” söylemimizin sebebi bu Ankara’dır.

Ancak bir Ankara daha var.

Kentsel dönüşüm bahanesiyle evleri yıkılmak istenen Dikmen Vadililerin, ormanlarını korumak için Melih Gökçek’in kabusu olan ODTÜ’lülerin, AKP’nin gericiliğine karşı direnen Tuzluçayır’lıların,  statlarda AKP karşıtı tezahürat yapan Gençlerbirliği taraftarlarının, Gezi Direnişi sırasında sokakları dolduran çapulcuların ve bu direnişte polis kurşunuyla öldürülen Ethem Sarısülük’ün Ankara’sı var.

Yoksulların, ezilenlerin, yok sayılanların Ankara’sı var.

Yani Ankaralılar var.

İşte bu Ankaralılar yeni bir sürecin eşiğinde.

Türkiye’de 30 Mart’ta gerçekleştirilecek olan yerel seçimlerde sol bir blok Ankara’da boy gösteriyor.

AKP’nin Melih Gökçek’ine, CHP’nin faşist adayı Mansur Yavaş’a karşı bir araya gelen Halkevleri, Özgürlük ve Dayanışma Partisi(ÖDP), Türkiye Komünist Partisi(TKP) ve Emekçi Hareket Partisi(EHP) halka seçeneksiz olmadığını göstermek için ortak bir aday çıkarıyor.

AKP’nin yeniden adayı olan ve Refah Partisi, Fazilet Partisi ve AKP gibi partilerde bulunan

ve mevcut belediye başkanı olan Melih Gökçek biz Kıbrıslı Türkler için de tanıdık bir isim.

2008 yılında Lefkoşa Türk Belediyesi’ne Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan “yardımların”  ardından Lefkoşa Çağlayan Parkı’nın adı “Ankara Çağlayan Parkı” olarak değiştirilmişti.

İşte bu değişimle gönlü hoş edilmek istenen kişi Melih Gökçek’ten başkası değildi ve hatta parkın adı değiştirildikten sonra açılışını bizzat kendisi yapmıştı.

Bir anlamıyla TC Devleti’nin Kıbrıslı Türklere yaklaşımının bir örneğini gösteriyordu.

Yani yardım kisvesi altında kendi istediği kalıba sokmanın pratiğiydi bu.

İşte bu Melih Gökçek 20 yıldır Ankara’yı kendi istediği şekilde yönetiyor.

Bu 20 yıllık öykünün nasıl geliştiğini AKP’ye bakarak anlayabiliriz.

Öte yandan, sözde bir AKP muhalefeti ile sol ve demokrat oyları kendine yönelik destek olarak yorumlayan CHP faşist bir aday göstererek sağda sahip olduğu desteği artırmanın peşinde.

İşte tüm bu seçeneksizliğin ortasında sol, halka alternatifsiz olmadığını göstermek için elini taşın altına koyuyor.

Farklılıklarına rağmen bir araya gelen bu sol yapılar halka, ne AKP ne CHP sağa mahkum değilsiniz diyor.

Kazanma şansı yüksek olmasa da, sokağı merkeze alan bir seçim çalışması gerçekleştiren bu yapıların birlikteliği umut veriyor.

Ülkemizde de son dönemde gerçekleştirilen sol içi işbirliklerinin yaygınlaşması egemen siyaseti köşeye sıkıştırmak anlamında işlevsel bir role sahip.

İşte bu mantıkla egemenlerin değil halkın Ankara’sını yaratmak için uğraşanların yanındayız diyoruz.

Ve bir anlamıyla da tekrarlıyoruz, derdimiz Ankaralılarla değil egemenlerin başında bulunduğu Ankara’yladır.

Ali Şahin

Baraka Aktivisti

Be the first to comment

Leave a Reply