İKİYÜZLÜ CTP – Celal Özkızan

iki-yuzlu-adam-1Size bir hikaye anlatacağım :
Zamanın birinde, bir mahalle varmış…
Bu mahallenin başında bir otopark mafyası belası varmış…
Bu mafya sayıca azınlık olmasına rağmen korkuyla, baskıyla hatta yeri gelince cana kıyarak kontolü elinde tutuyormuş…
Mahalleliler, kendilerinin üzerine asfalt döküp sonra da beyaz çizgilerle uygun bir şekilde boyadıkları boş ve toprak araziye bu otopark mafyası tarafından zorla el konulması, mafyanın park eden her arabadan yüklü paralar talep etmesi ve mafya aleyhinde ses çıkaranlara karşı mahallede terör estirmesiyle çok zor bir hayat yaşıyorlarmış…
Günlerden bir gün, yıllardır mahallenin içinde güçlenen başka küçük bir grup, mafyaya ciddi şekilde kafa tutmaya başlamış…
Mahalleliler çok büyük bir umutla bu yeni küçük gruba bel bağlamışlar, destek vermişler ki başlarındaki bu büyük mafya belasından kurtulabilsinler…
Gerçi bu yeni güçlenen küçük grubun da mafyavari hareketleri varmış ama halk, başlarına çok uzunca zamandır bela olan o otopark mafyasından kurtulmak için bu tür hareketlere pek önem vermiyor, bunları görmezden geliyormuş…
Bir zaman sonra, çalkantılı zamanlardan sonra hem de, bu yeni küçük azınlık grup, eski azınlık grubu bir şekilde devirmiş…
Aslında dikkatli gözlerle bakılınca, yeni mafyanın eski mafyayı devirmesinden ziyade, yeninin, eski mafyada kendine en çok sorun çıkaranları mahalleden kovmasından başka bir şey değilmiş bu durum…
Yine de halk, bu duruma sevinmiş; ne de olsa eski mafyanın en bilindik ve öfke duyulan yüzlerinin mahalleden kovulması halka bir iç rahatlama getirmiş…
Ancak bu yaşananların üzerinden çok zaman geçmeden, hatta neredeyse göz açıp kapayıncaya kadar, bu yeni küçük grubun da eski otopark mafyasından hiçbir farkı olmadığı fark edilmiş…
Mahallelilerin üzerine asfalt döküp sonra da beyaz çizgilerle uygun bir şekilde boyadıkları boş ve toprak araziye bu yeni otopark mafyası da aynı şekilde el koyup, park eden her arabadan yüklü paralar almaya devam etmiş ve kendisine karşı ses çıkaranlara da terör estirerek mahallede aynı zor hayatın sürmesine neden olmuş…
İşin en acıklı kısmı ise, bu otopark mafyası ne zaman köşeye sıkışsa, ne zaman mahallelinin ayaklanması ile karşı karşıya kalsa, hemen eski otopark mafyasından yardım istemişler, hatta eski mafyadan en kavgalı oldukları kişileri dahi yardıma çağırmaktan çekinmemişler…
***
Bu mahallede bunlar olup biterken, bu mahalleye komşu olan bir diğer mahallede ise konu biraz daha farklıdır.
Bu komşu mahallede, diğer mahallede olan bitenler dikkatle takip edilmektedir çünkü diğer mahalledeki otopark mafyasının bu komşu mahallede bir şubesi bulunmaktadır…
Haliyle bu mahalledekiler de, diğer mahallede eski otopark mafyası ile gittikçe güçlenen yeni grup arasındaki kavgayı ilgiyle izlemektedir…
Otopark mafyasının bu mahalledeki otopark şubesini ise on yıllardır mahallenin beyaz saçlısı ve saçsızı idare etmektedir…
Diğer mahallede yeni güçlenmeye başlayan grup, eski otopark mafyasına ciddi şekilde karşı gelmeye başladıkça, bu komşu mahallenin has evladı ve ikamet edeni oluğunu söyleyen ama nedense günün her saati -uyurken bile- takım elbiseyle gezen bir başka grup da burda ortaya çıkmış…
Bu mahallede ortaya çıkan yeni grup, diğer mahallede yeni güçlenen ve eski otopark mafyasına kafa tutan grubun propagandasını da yapıyormuş her gün…
Diğer mahallenin yeni güçlenen grupla birlikte ne kadar güzelleşmeye başladığından söz eden bu takım elbiseli grup, diğer mahalledeki yenilik ve ilerlemelerin kendi mahallelerinde de gerçekleşebileceğine dair insanlara durmadan bir şeyler anlatıyorlarmış…
Bu takım elbiseli yeni grup, mahallelilere diyorlarmış ki, eğer şubeyi beyaz saçlının ve saçsızın elinden alıp şubeye biz geçersek, her şey çok daha güzel olacakmış…
Her ne kadar arada bazı “şubeyi kimin aldığının önemi yok, mahallemizde başka mahallelerin mafyalarının şubesini istemiyoruz” gibi cılız sesler çıksa da, öteki mahalledeki yeni güç eski gücün tahtını salladıkça, bu mahallede de takım elbiseliler, saçsızın ve saçlının şubedeki on yıllar süren kontrolünü alaşağı edecekmiş gibi duruyorlardı…
Takım elbiseliler her nedense, şubeye el koymanın yolunun, diğer mahallede yeni güçlenmekte olan ve eskiyi kısa bir süre sonra devirecek olanı övmekten geçtiğini düşündüklerinden, sürekli diğer mahalledeki kavgayı yeninin kazanmasının kendi mahalleleri için de ne kadar hayırlı olacağından dem vurmaktaydılar…
Diğer mahallede kavga yeninin lehine gelişirken, saçsız gider, saçlıyı da ortalıktan uzaklaştırırlar bir süre; şubenin yeni sahibi takım elbiselilerdir…
***
Neyse, mevzu şu…
Zamanında (ki içlerinden bazıları halâ daha) “Türkiye’de adalet yok, hukukun üstünlüğü yok, askeri vesayet ve yargı vesayeti var” deyip AKP’nin ideolojik anlamda tam yanında yer alan CTP’nin (hem kurumsal olarak yapılan açıklamalar anlamında CTP, hem de içindeki (y)etkililerin açıklamaları ve tavırları anlamında CTP), kendi coğrafyasında olmayan adaletin, olmayan hukukun üstünlüğünün ve yargı vesayetinin trajikomik bir şekilde açtığı davalar ve yaptığı yargılamalar karşısında yargılanan kişiler ve örgütlerle mahkemede yan yana olmak şöyle dursun, bu konuda tek bir laf bile etmemesi gibi bir gerçek var ortada…
http://yargilaniyoruz.org/’dan da görülebileceği üzere saçma sapan sebeplerle açılan, (traji)komik şekillerde süren ve niyeti adalet temin etmek değil egemenlerin baskıcı politikalarını meşrulaştırmaya çalışmak olan mahkemelerin, kısacası “yargı vesayetinin” Türkiye’deki haline karşı yoldaşları olan AKP’liler ile birlikte “yetmez ama evet” diyerek ‘direnen’ CTP’liler, Kıbrıs’ın kuzeyindeki “yargı vesayetine” karşı “pekmez ama börek” demeyi tercih etmişlerdir…
Başka bir ülkenin egemeni olan AKP’nin yargı ile karşılıklı savaşına “yetmez ama evet” deyip destek vereceksin, ama kendi memleketinde yargının halka karşı savaş açması karşısında “sin da gulle geçsin”. İşte bu parti, doların rengi olması ve sermayeye yanaşmayı ifade etmesi anlamında, kendine gerçekten çok yakışan o yeşil bayrağı kullansa bir şey değil de, ne zaman ki o kızıl bayrakları çıkarıp asıyorlar, işte o zaman dünyada bir tane gül daha soluyor tam ortasından kanayarak.
Celal Özkızan
Baraka Aktivisti

Be the first to comment

Leave a Reply