Avustralya ve Kırmızı Çiçek – Şifa Alçıcıoğlu

Mowgli (Mogli)’yi hemen herkes tanır: Ormanın çocuğu… 1895 yılında Hindistan’da yaşayan bir İngiliz; Rudyard Kipling tarafından yazılan “The Jungle Book” (Ormanın Kitabı) isimli çocuk kitabının kahramanıdırMowgli. O, küçük yaşta ormanda bulunarak, bir kurt sürüsü tarafından yetiştirilir. Arkadaşları kara panter Bagheera ve ayı dostu Baloo ve düşmanı kaplan ShereKhan’la Hindistan ormanlarında karanlık ve eğlenceli maceralar peşinde koşar. 

Mowgli’nin yaşadıkları, sinema dünyasında ise ilk kez 1967 yılında Disney yapımı müzikli bir animasyon olarak karşımıza çıkar. Daha sonra çeşitli yıllarda filmleri yapılan “Ormanın Çocuğu”nun 2016 yılında yapılan versiyonunda ise hayvan dostlarının en büyük düşmanı “kırmızı çiçek” damgasını vurur filme. Onun şerrinden korkan hayvanlar, bir insan evladının kırmızı çiçeğe hükmedeceğini sanır. Gerçekten böyle mi olur? Bunu filmi izleyince anlarsınız. Hayvanların kırmızı çiçekolarak tasvir ettiği şey; ateştir. Ateş, insanların onubilinçli olarak kullanmaya başladığı yıllardan bu yanahem en iyi dostu hem de en kötü düşmanı olmuştur. Son günlerde ise kırmızı çiçek Avustralya kıtasında pervasızca açmaya başlamış, kontrol altına alınamayarak başta ormanda yaşayan canlıları ve kıta sakinleri olmak üzere dünyaya hatta gezegenimize büyük bir kabus yaşatmıştır.

Güney yarım kürede yer alan Avustralya’da bu aylarda yazın en sıcak günleri yaşanır ama bu yıl sıcaklık mevsim normallerinin epey üstünde seyrediyor. Eylül ayında başlayan ve yayılarak tüm ülkeye ulaşan yangınlar kontrol edilemez halde her şeyi yok etmeye devam ediyor. Eylülden bu yana Belçika’nın iki katı büyüklüğünde bir alanın yok olduğu gelen bilgiler arasında. Şu ana kadar yangınla atmosfere salınan karbondioksit miktarı ise Avustralya’nın toplam yıllık karbondioksit değerinin yarısına ulaşmış durumda.Ayrıca Sydney Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Avustralya orman yangınının çok sayıda vahşi hayvanın ölümüne neden olduğu, bu rakamın ise 480 milyonu aştığı yönünde. Bir diğer önemli sorun ise hayatta kalan canlıların hayatlarını nasıl idame ettirecekleri oluyor. Açlık ve barınma gibi sorunlar hayvanların gelecekleriyle ilgili kocaman bir soru işaretini de beraberinde getiriyor. Avustralya’nın simgesi olan koalaların habitatlarının yüzde 30’luk bir kısmının ise yok olduğu tahmin ediliyor. Şu ana kadar 24kişinin de hayatını kaybettiği yangın hala sönmedi. Son yüzyılın en büyük felaketlerinden biri olarak nitelendireceğimiz bu yangın habitatta yarattığı tahribat ve küresel iklim felaketi olarak tarihe kara bir leke olarak yazıldı bile.

Bu yangınlar kader mi?

Eylül ayında çalıların tutuşmasıyla meydana gelen yangının akıl almaz bir biçimde büyümesinin ardındaki gerçeklerden biri de küresel ısınma olabilir. Küresel ısınmayla birlikte dünya genelinde sıcaklıklar birkaç derece artmış durumda. Sıcak havayla iyice kuruyan dalların erken tutuşmasına rüzgar da yardım edince felaketi kaçınılmaz duruma getirebiliyor. Geçtiğimiz yıl dünya genelinde çıkan yangınlar oldukça büyük tahribata yol açtı. Dünyanın akciğerleri olarak tanımlanan Amazonlarda 2019’da çıkan yangında yaklaşık 900.000 hektar, ABD’de California’da ise 800.000 hektar kaybedildi. Avustralya da ise şu ana kadar 3 milyon hektar arazinin yok olduğu biliniyor. Ormanlarla birlikte yok olan ekosistemin yarattığı etki ise rakamlarla ölçülemeyecek kadar büyük!

İnsanlığın özellikle son yüz yıl içinde yaptığı tahribatın bir sonucu olarak toprak ve su ile birlikte havanın da bileşimi önemli ölçüde bozuldu. Dünya genelinde artan şehirleşme, egsoz dumanları, sanayii bölgelerinden çıkan sera gazları ekolojinin dengesini iyice bozarak, havanın ısınma eğilimini de gittikçe arttırdı. Bu da adınaküresel ısınma denilen canavarın buzulları eritmesinde, toprağı kumlara dönüştürmesinde, denizlerin seviyesinde değişikliklere neden olmasında etkin oldu. Küresel ısınmayı doğuran endüstriyel kapitalist sistemin kazanmasına seyirci kalmak kaderimiz olmamalı. 

Avustralya’da yaşanan bu felaketin sorumluları da kapitalist açgözlü sermaye sahipleridir. Avustralya borsasında yer alan en büyük 30 şirketin altısı madencilik ya da fosil yakıt şirketleridir. Her yıl fosil yakıtı şirketlerine milyarlarca dolar hibe eden hükümetin, itfaiyecilerin taktıkları maskeleri bile almadığını onları kağıttan maskelere hapsettiğini görüyoruz. Önümüzdeki süreçte yaşanan bu felaketi bile kar amacına dönüştürmeyi düşünen kapitalist düzen patronlarının,arkalarına politikacıları da alıp ülkenin yeni bölgelerini fosil yakıtı ve madencilik sektörüne açarak güçlerine güç katacağına hiç şüphe yok!

Ülkemizde de günden güne artan ekolojik talan derelerin doldurulmasıyla, sermayenin otellerinin denizleri kirletmesiyle, dağların oyulmasıyla, orman arazilerinin betonlaşmaya açılmasıyla çirkin yüzünü gösteriyor. Son yıllarda yağan yağmurlarla taşan dereler, sel baskınları da bunun bir sonucu olarak karşımızda bulunuyor.

Peki biz ne yapmalıyız? 

Yaşadığımız bu dünya sadece bize aitmiş gibi davranmaktan vazgeçmekle işe başlayabiliriz. İnsanlar, doğanın hükmedeni değil onun bir parçasıdır. Gerek insan eliyle gerekse küresel iklim değişikliği nedeniyle küçük bir kıvılcımla harlanan ateşin dev alevlere dönüşmesi sanıldığı kadar zor değil. Avustralya’da kırmızı çiçeğin oluşturduğu felaketi çok değil bundan 25 yıl önce Beş Parmaklar’da biz de yaşamıştık. Felaketler yaşandığı için üzgünüz, ağaçlar yok olduğu için üzgünüz, insanlar evsiz kaldığı, yaralandığı ve öldüğü için üzgünüz, telef olan orman hayvanları ve evsiz kalan onca canlı için üzgünüz, havaya salınan karbondioksit için üzgünüz, gezegenimizi bu hale getirdiğimiz için de üzgünüz… Evet üzgünüz ama üzülmekle bir yere varamayız. Bu üzüntüyü, örgütlü ve bilinçli bir şekilde ekosistemin devamlılığını düşünerek hareket edeceği bir mücadeleye evriltmeliyiz. Doğayı mahveden sistemle her şeye zam yapıp yolları dahi yap(a)mayan mantığın esas amacının sermayeyi zengin etmeye hizmet ettiğini anlamalı ve her yanı saran yangına bütünlüklü bir şekilde cevap verebilmeliyiz.

Not: Ocak ayının birçok orman ağacını dikme ayı olduğunu biliyor musunuz? Hade ağaç dikmeye…

Kaynak:

https://en.wikipedia.org/wiki/The_Jungle_Book
https://www.bbc.com/news/world-australia-50980386
https://www.a3haber.com/2020/01/08/avustralyanin-kar-odakli-mahseri-aylardir-suren-yanginlarin-perde-arkasinda-ne-var/?fbclid=IwAR2xqIOmTMUvreg_fcxQ-zTABMHD04JORItQx-LOL72xMAsDkaTwpSdjNmY

Şifa Alçıcıoğlu

Baraka Aktivisti