Baraka Kültür, “Taş Olsa Çatlar, Artık Yeter!” Dedi, Sorunları ve Talepleri Dikilitaş’a İletti

Baraka Kültür Merkezi, “Taş olsa çatlar, yeter artık!” diyerek Dikilitaş önünde basın açıklaması ve eylem gerçekleştirdi.

Baraka’dan yapılan açıklamada bu kez hükümet yerine dikilitaş muhatap alınırken, hayatını kaybeden masum insanların ardından, yaşanan acı ve üzüntüyü giderecek hiçbir şey yapılmamasını Dikilitaş’a şikayet etti.

“Gözünü Kar Hırsı Bürümüş Patronların Önüne Kimse Geçemiyor, Yollarımız Perişan, Saat Uygulamasında Israr Anlamsız”

Yol güvenliğinin sağlanması için gerekli politikaları gerçekleştirmeyen gelmiş geçmiş tüm hükümetlerin bu durumda payı olduğuna, gözünü kar hırsı bürümüş patronların önüne kimsenin geçmediğine, yollarımızın yatırımsızlıktan perişan halde olduğuna ve ülke şartlarına uygun olmayan saat uygulamasında ısrar edilmesinin anlamsızlığına dikkat çekilen açıklamada, haftalarca hükümete yapılan çağrı Dikilitaş’a yapılarak, talepler bir kez daha vurgulandı.

“Hükümet Koltuklarında Ne Söylediklerimizi Dinleyecek Bir Kulak Ne Acımızı Anlayacak Bir Vicdan Bulamıyoruz” Diyen Baraka, Taleplerini Dikilitaş’a İletti

“Hükümet koltuklarında ne söylediklerimizi dinleyecek bir kulak ne acımızı anlayacak bir vicdan bulamıyoruz” denilen açıklamada, Yol güvenliğinin sağlanması, yollarımızın onarılması, ağır iş vasıtalarının olur olmaz saatlerde yollarda cirit atmaması, özel sektörün sendikalaşması yoluyla işçilerin daha insani sürelerde ve koşullarda çalıştırılması, saatlerin geri alınarak ülkemizin coğrafi koşullarına uygun hale getirilmesi ve olayda ihmali bulunan yetkililerin istifa etmesi talepleri  bu kez Dikilitaş’a iletildi.

15628868_10154104625851981_1281197986_o

Baraka Kültür Merkezi’nden yapılan açıklama şöyle;

Sevgili Dikilitaş,

Üç insanımızı kaybettiğimiz ve bize kaza olduğu söylenen bir olay yaşadık. Çok daha fazla insan yaralı, aileler çaresiz ve toplum olarak acı içindeyiz…

Hükümete olan iki parti, hayatını kaybeden masum insanların ardından, yaşanan acı ve üzüntüyü giderecek hiçbir şey yapmadı. Sorumlular istifa etmedi, hiçbir önlem alınmadı, daha geçtiğimiz gün aynı bölgede yeni bir kaza meydana geldi ve acımızı yaşamamız için yas ilan etme gereği dahi duyulmadı…

Sevgili Dikilitaş,

Yaşanan olaylara baktığımız zaman; yol güvenliğinin sağlanması için gerekli politikaları gerçekleştirmeyen gelmiş geçmiş tüm hükümetlerin bu durumda payı olduğunu, gözünü kar hırsı bürümüş patronların önüne kimsenin geçmediğini, yollarımızın yatırımsızlıktan perişan halde olduğunu, ülke şartlarına uygun olmayan saat uygulamasında ısrar edilmesinin anlamsızlığını görüyoruz.

Yol güvenliğinin sağlanması, yollarımızın onarılması, ağır iş vasıtalarının olur olmaz saatlerde yollarda cirit atmaması, özel sektörün sendikalaşması yoluyla işçilerin daha insani sürelerde ve koşullarda çalıştırılması, saatlerin geri alınarak ülkemizin coğrafi koşullarına uygun hale getirilmesi gibi makul taleplerimiz var. Ve üç insanımızı yitirmemize neden olan yetkililerin istifa etmesini istiyoruz…

Haftalardır bu doğrultuda mücadele etmemize, yağmurda, soğukta, çamurda, karanlıkta, rüzgarda hep birlikte durmamıza rağmen, sesimizin var gücüyle acımızı haykırmamıza rağmen; hükümet koltuklarında ne söylediklerimizi dinleyecek bir kulak ne acımızı anlayacak bir vicdan bulamıyoruz.

Sevgili Dikilitaş,

Tüm bunlar yetmezmiş gibi, acımızı paylaştığını, taleplerimizi sahiplendiğini, mücadelemizi omuzlayacağını söyleyen sendikaların yöneticileri de kendi zümresel çıkarları için hükümet ile benzer bir tutum takınmış durumda…

İlk günlerde, onlar henüz eylemsizken, vicdanlarımızın sesini dinleyerek doldurduğumuz sokaklarda, sonradan gelip buldurlar bizi… Aynı talepler için, birlikte mücadele edeceğimizi söylediler. Toplantılar yaptılar, demeçler verdiler, televizyonlara çıktılar, konuştular, konuştular, konuştular…

Ama ne zaman ki, hükümet tarafından kendi ellerindeki hakların alınması ile tehtid edildiler; o zaman kendi dertlerine düşüp toplumsal mücadeleyi ikinci plana aldılar. Üyelerinin mesai saatlerinin korunması için, toplum olarak başta mücadelesini verdiğimiz talepleri unuttular…

Sevgili Dikilitaş,

Bu ülkede huzurlu, mutlu, sağlıklı bir hayatı hakeden çok fazla insan var. Bir yolunu bulup hükümet olmuş bu iki parti, bizi temsil etmiyor…

Sevgili Dikilitaş,

Mevcut sendikalarda, toplumsal çıkarları kişisel olanların önüne koyan binlerce insan var. Bir yolunu bulup yönetici koltuklarına kurulanlar, onları temsil etmiyor.

Sevgili Dikilitaş,

Özel sektörde, geleceğin patronunun iki dudağın arasında olup, ne okul saatine ne ülke saatine ne de yolların haline sesini çıkaramayan onbinlerce insan var. Hükümeti, muhalefeti, sendika bürokratı, değil onların fikrini, varlığını bile önemsemiyor.
Biz bu hayatı hak etmiyoruz Dikilitaş… Biz Yol Güvenliği, İstifa ve Saatlerin Geri Çekilmesini istiyoruz. Karanlıkta okula gitmek, karanlıkta işe gitmek istemiyoruz.
Biz yetkili makamlarda oturanların, duvar gibi sessiz, taş gibi duygusuz ve hiç sevmemiş hiç sevilmemişçesine vicdansız olmamasını istiyoruz…

Sevgili Dikilitaş,

Sesimize kulaklarını tıkayanları, sana şikayet ediyoruz…

#YolGüvenliği #İstifa #SaatlerGeriAlınsın
#KaranlıktaOkulaGidilmez

Baraka Kültür Merkezi