Baraka’dan 1 Eylül Açıklaması: “Barış Masada değil, Sokakta Var Edilir”

Baraka Kültür Merkezi, 1 Eylül Barış Günü’ne yönelik bir açıklama yaptı.

Barışı müzakere masasına sıkıştıranların aksine barışın sokakta olduğunun hatırlatıldığı açıklamada, ülkemizde yaşanan ekolojik tahribat, emek sömürüsü, seks köleliği ve diğer pek çok konu hakkında adım atmayan iktidarların barış nidalarının çıkarcı olduğu vurgulandı. Barışın ada halklarının vereceği mücadele ile sağlanacağını belirten açıklama “Barış Bizlerin Ellerindedir, Yaşasın Halkların Kardeşliği” sözleri ile son buldu.

Açıklamanın tam metni şöyle:

“Uzun yıllardır adamızda egemenlerin çıkarları doğrultusunda birbirinden ayrılmış, bölünmüş halklar olarak yaşam mücadelemizi sürdürüyoruz.Barışı, iki lider tarafından imzalanacak anlaşmalara sıkıştıran ve yıllarca bu adanın halklarının kaderlerini müzakare masalarından alınacak kararlara bağlayanların aksine barışın sokakta, emekten yana, günlük sıkıntılarımızın çözümleri doğrultusunda ve Kıbrıs halklarının bugünleri ve gelecekleri hakkında söz, yetki,karar ve iktidar hakkına sahip olmasıyla var olacağına inanıyoruz.

Gözlerini kar hırsı bürümüş sermayenin kıskacında olan adamızda büyük bir ekolojik tahribat yaşanmaktadır. Otellerin bir yandan anayasal haklarımızı gasp ederek kıyılarımızı işgal ettikleri, bir yandan da denizlerimizi kirlettikleri apaçık ortadadır. Nesli tükenen hayvanların avının serbest hale getirildiği, bakanlarımızın Mercedes sevgisinin orman sevgimizden değerli sayıldığı ülkemizde barışı insanın doğa üzerindeki hakimiyetiyle değil insan ve doğanın uyumu ile gerçekleştirebiliriz.

Gece kulüplerindeki seks köleliğine, özel sektördeki emek sömürüsüne, kadına yönelik şiddete, homofobiye, milliyetçiliğe ve gericiliğe karşı bir mücadele yürütmeyen, ada halklarının kaynaşmasına katkı sağlayacak sınır kapılarını açmayan adadaki iktidarların barış nidaları samimiyetsiz ve çıkarcıdır.

ABD gibi emperyalist güçlerin adamız coğrafyasında yürüttükleri kanlı savaşların bedelini yine halklar ödemektedir. Karşılıklı ekonomik tehditlerle birbirleriyle didişen egemenler, dış borçlarla, emek ve doğa sömürüsüyle yarattıkları ekonomik krizlerin sefasını sürecekken bu krizlerin cefasını çekecek olan yoksul ve emekçi insanlar olacaktır.

Bu adada barışı bir kağıda imza atacak liderler değil ekonomik krizi, ekolojik tahribatı, emek sömürüsünü, gericiliği en derinden yaşayan ve bunlarla mücadele eden Kıbrıs halkları sağlayacaktır. Unutmayalım ki

Barış Bizlerin Ellerindedir

Yaşasın Halkların Kardeşliği”