Bir Heteroseksüelin Günlüğü – Nehir Özkızan

Sevgili Günlük!

Kendimde bazı değişiklikler hissediyorum. Bugüne kadar sorgulama izni verilmeden bana öğretilen her şey anlamsız geliyor. Oysa ailem bana her zaman her şeyin “en doğrusunu” anlatır. Hatta benden “hayırlı bir oğlan, gurur duyulacak bir erkek evlat” olarak bahsederler. Benim ne kadar “düzgün” bir kişi olduğumla hep övünürler. Ancak şu an hissetmeye başladıklarım bana bugüne kadar öğretilen her şeyle ters düşüyor. Neler oluyor bilmiyorum.

Sevgili Günlük!

Bugün, sana en yakın arkadaşlarıma hatta aileme dahi anlatamadığım şeyler anlatacağım çünkü artık dayanamıyorum. Sana bir süre önce kendimde bazı değişikler gözlemlediğimi söylemiştim. Artık neler olduğunu biliyorum. Ben bir kadından hoşlanıyoum! Bir erkekten hoşlanmak için elimden geleni yaptım. Ancak hoşlandığım kadını gördüğümde kalbim yerinden çıkacak gibi atıyor ve ben bu heyecanın aynısını bir erkekte duyamıyorum. Bu durumu ailemle paylaşmak çok korkutucu geliyor çünkü onları hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum. Babalarıma bir kadından hoşlandığımı nasıl söylerim ki?

Sevgili Günlük!

Bugün aynı zamanda evli bir çift olan en yakın iki arkadaşıma açıldım, onlara bir kadından hoşlandığımı söyledim. Sanırım söylediklerim onları çok rahatsız etti. Birbirlerine imalı bakışlar atıp durdular. Ancak sanırım beni “kırmamak” adına tiksinmiş gibi değil de hayrete düşmüş gibi davranıyorlar. Hatta söylediklerim üstüne birbirlerinin ellerini sıkıca tuttular. Benim için üzülüyor olmalılar. Kendilerinin sahip olduğu aşka çok değer verdikleri ortada. Acaba ben de bir gün hoşlandığım kadının elini böyle korkusuzca sokakta tutabilecek miyim?

Sevgili Günlük!

Uzunca bir süredir vefasızlık yaptığımın farkındayım. Ancak inan ki sana çok defa yazmak istesem de son aylarda yaşadıklarımı kağıda döküp daha da gerçek kılmak istemedim. İşte şimdi yazıyorum. Daha genç olan babamla her şeyimi paylaşırız. Bu yüzden ona daha fazla yalan söyleyemedim. Zaten sürekli hayatımda bir erkek olup olmadığını soruyordu. Ben de ona kadınlardan hoşlandığımı söyledim. Hatta hayatıma kadınların girdiğini ama tereddüt ettiğim için onunla hiç tanıştıramadığımı anlattım. Babam sessizce ağladı, sadece ağladı. Babam neden bu kadar çaresizce ağlıyordu? Yaptığım şey çok yanlış olmalıydı çünkü babam bana artık farklı gözle bakıyordu. Diğer babam ise hala her şeyden habersizdi. Ancak bir süre sonra ilk defa eve bir kız arkadaşımı getirdim. O da o gün işten eve erken gelmişti. Durumu anladığında gözlerindeki bana karşı olan nefreti okuyabiliyordum. Babamı bu kadar öfkeli daha önce hiç görmemiştim.

Sevgili Günlük!

Neden benim de tüm diğer erkek arkadaşlarım gibi erkek arkadaşım yok? Neden ben karşı cinsten hoşlanıyorum? Diğer türlüsü çok daha kolay olmaz mıydı? Yine de bir parçam, kız arkadaşımı düşündüğünde her şeye değdiğini söylüyor. Çünkü onu çok seviyorum. Keşke bunu arkadaşlarım da anlayabilse. Bana neden kendim gibi bir erkekten hoşlanmayı denemediğimi sorup duruyorlar. Hatta henüz doğru bir erkekle tanışmadığımı iddia edenler de var. Bir kısmı ise benimle artık takılamayacağını yoksa “heteroseksüel damgası yiyeceklerini” söylüyorlar.

Sevgili Günlük!

Kız arkadaşım beni çok sevdiğini ancak belki de en iyisinin tıpkı tüm diğer çiftler gibi kendimizle aynı cinsten hoşlanmamız gerektiğini ya da en azından öyleymiş gibi davranmamızın daha iyi olacağını söylüyor. Ailesi onunla görüşmeyi reddediyor ve en sevdiği arkadaşları ona sırtını çevirdi. Üstelik gittiğimiz üniversitede bize sürekli zorbalık yapılıyor. Birkaç kere fiziksel şiddete uğradık ve tehdit mektupları aldık. Sosyal medyalarımıza her gün nefret içerikli mesajlar geliyor. Kız arkadaşım sevdiği için öldürülmek istemediğini söylüyor. Hayat ve aşk arasında seçim yapmak zorunda bırakılmak ne kadar kötü bir şey…

Sevgili Günlük!

Keşke paralel bir evren olsa, o evrende erkekler kadınlardan hoşlansa ve bu tamamen “normal” kabul edilse diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Bu şekilde daha fazla yaşamak istemiyorum. Özgürce aşık olamadığım bu dünya bana ağır geliyor. İnsanların beni kabul etmeyişi, bana hastaymışım gibi davranması beni mahvediyor! Sanırım bunlar sana yazacağım son cümleler… Lütfen beni affet!

Nehir Özkızan

Bağımsızlık Yolu Üyesi