Bir İş Gününün Sonundan İşçi Sayıklamaları – Eyüp Sabih Benzetsel

Güç, çok güç. Bu devirde geçinmek, mutlu yaşamak, herşeyin tam olması güç.
Heyecanlanamıyorsun hiç bir şeye, sevinemiyor hatta üzülemiyorsun bile. Canın sıkılıyor bazen, üzülesin geliyor, ona bile yetmiyor kendi kendine kaldığın vakit.
Oturup iki tek dahi atamıyorsun, ya yorgunsun ya paran yok. Çok güç. Oturup ağlamak, derde boğulmak dahi güç.
Derdin günün çalışmak, gün biter elbet, kol yorulmadıkça para gelmez, ha gayret…
 Günü damakta acı bir sigara tadı ve karında küfür gibi bir açlıkla bitirmek her gün biraz daha güç.
Saat kaç oldu? Ne önemi var? Mesai bitti mi ki saat sorarsın? İş yılının iş ayındaki iş haftasının iş gününde iş saatindeyiz, zamanın ne önemi var?
Hatta senin adın da işçi, kim olduğunun ne önemi var? Tezgah başında bir uçtan bir uca daim eden bir yüzden ibaretsin, tezgahtan çıkınca nereye daim ettiğinin ne önemi var?
Sendika diyoruz, özel sektöre sendika lazım. Gündeminize 1 düşse 10 düşmeyen o “can alıcı” diye addettiğiniz konu var ya, o işte. Hakkatten de can alıyor, iş cinayetlerinden haberiniz vardır.
Sendika diyoruz. Barış iyi tamam hoş, görüşmeler keza bal gibi, Anastasiadis kadar sevmedi bizi hiçbir Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanı ve Akıncı kadar pür-ü pak değildi hiçbir görüşmenin kzuey  tarafından tarafı. Güzel, de sendika diyoruz, alooo! Duyuyonuz mu ? Ha pardon! Trump ABD’nin yeni başkanı.
“Reel” siyasetin gündemine saygımız var elbet, de bizim bir iş vardı sevgili kamuoyu. Hani sendika lazımdı özel sektöre, bak din iman hakkı için karnımız doysa, koyduğumuz emek karşılansa bunu da sormayız. İlla örgütleneceksek kendimiz gibilerden gayrısına sormayız.
Ama gücümüz yok anlıyor musunuz? İşçiler olarak örgütlenmeye kalksak saniyesinde yeriz tekmeyi kıçımıza. İşsiz, aç bilaç kalırız, bunu bizden iyi biliyorsunuz. Sadece biz olsak gene mesele değil, çoluk çocuk ne eylesin? Güç, bu devirde örgütlenmek de çok güç.
İyilik değil istediğimiz, herkes hep birlikte hak eder insanca bir yaşamı. Bugün bize yarın yine bize, bak Göç Yasası geçti geçeli, kaçınız devlet kapısında bile aynı ferahlıkla başladı işe? Hadi devlet bizimmiş gibi yapalım, el kapısına ne çare? Sanıyor musunuz ki sınıf mücadelesinin tek  safı, tek sınıfı var? Bunu anlatmak inanın hepsinden güç.
Dememiz o ki dostlar, karnınızdan gelen sesin bizimkilerle eş notalarda gelmesine ramak var. Tüm ezilenler birbirine omuz vermeyip ezildikleri yerde ezgiye karşı durmadıkça, o karnın guruldamaması güç.
Ha, unutmadan; sayın bakanlar, sayın makamlar, sayın milletvekilleri; ekmek diyoruz! Ekmek! Çift mesai çalıştık bugün, oturduysak 10 dakika. Hala mı asgari ücret alacağız? Çalıştığımız ekstra saatler var ödemeyecek misiniz? Daha geçen gün öldürüldü bir benzerimiz, hesap sormayacak mısınız? Asgari ücret diye takdir ettiğiniz şu paranın maaş olduğuna emin misiniz? Bize sadaka gibi geldi de. Neden yanıt vermiyor sunuz?
Bunları size soranda kabahat.
Eyyüp Sabih Benzetsel
Bağımsızlık Yolu Üyesi