BUNLAR HEP Mİ HAYIR DER? – E. SABİH BENZETSEL

Bunlar Hep Mi Hayır Der ?

Anayasa referandumuna “hayır”ın ya da “evet”in sorgulanması başlı başına tavrın kendisinin belirlenmesi anlamına gelmektedir. Buna karşılık kimin hayır kimin evet dediğinin sorgulanması ise bütün bir siyaseti ortaya koyar. Hatta kimin neye dayanarak hayır neye dayanarak evet diyecek olması da bu anlamda belirleyicidir. Günümüzün referandum trendi haline gelmekte olan “yetmez ama evet” bu sorgulamanın sonucunda varılan bir motto sayılabilir. Her ne kadar bu söylem 2012 yılında Türkiye’de gerçekleştirilen anayasa referandumunda türemiş olsa da bugün Kıbrıs’ta da ana akım siyasetin güvenlik kiti görevini gördüğünü söylemiş olsak herhalde ayıp etmiş olmayız.

Anayasa değişikliği gündeme ilk geldiğinde beklentiler daha çok geçici 10. Madde, vicdani ret, uluslararası anlaşmaların anayasaya aykırılığının iddia edilebilmesi (yani T.C’nin dayatma paketlerinin hukuki ihtilafa konu olabilmesi), çalışma hayatı ya da iş/işveren hukukuna dair iyileştirmeler, idarenin denetlenmesi gibi batı demokrasilerinde de rejimin “meşruluğunu” dayandırdığı temel unsurlar üzerinden şekillenmiş fakat varılan sonuç memleketin aktif siyasi koşullarından öteye geçememişti. Usül hukuku, ceza hukuku gibi mutad yasama yöntemleriyle değişebilecek hükümlerin anayasa değişikliği ile “demokratik gelişme” olarak addedilmesi rejimin meşruluğunu sakınmaktan bile daha sığ bir amaca, hükümetin meşruluğunu sakınmaya hizmet eder hale gelmiştir.

Buradan devrimci/reformist ayrımına girmek mümkün olmasa da başlığın içini doldurabilmek adına devrimci algıdan bahsetmek gerekir. Bizce anaysa değişikliğini amaç boyutunda kavramsallaştırmak ne denli yanlış ise bunu salt ”rejimin meşruluğunun pekişmesi” olarak değerlendirmek de o kadar yanlış ve faydasızdır. Tam şu anda bir not düşmek gerekir ki; bu algıdan haberi olmayan biri için Kıbrıs’ın kuzeyindeki sol siyasetin tavrını belirleyen şeyin  Türkiye’de yapılan referandum nedeniyle Türkiye solunun ürettiği refleks sanılması tesadüf değildir. Bundan bahsetme ihtiyacı duymamızın nedeni “hayır” diyenlere yöneltilen eleştirilerin kapsamının bu boyuta varmış olmasıdır.

Anayasa ne salt siyasal ne de salt hukuki bir kavramdır fakat her ikisidir de. Bunu toplumsal sözleşme, rejimin yazılı sureti vb… jargonlara denk getirmek rejimin savunucusu için de karşısındaki için de kısır bir durumdur. Bundan farklı bir tercih olarak somut bir değerlendirme yapmak, isme içerik belirlemek değil içeriğe isim vermek “hayır” ın daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır.

Nasıl ki parlemento devrimci siyaset için bir alan ise hukuk ve yasalar da bir araçtır hatta bu iki unsur aynı bağıntı ve kıymette iki araç olarak nitelendirilebilir. Reformist kaygılarla yapılmış fakat toplumsal refahı artıran, halk muhalefetinin hareket serbestisini genişleten, ezen/ezilen ilişkisinin törpülenmesini sağlayan bir anayasa pekala desteklenebilirdi. Kısacası toplumsal menfaatin ön planda tutulduğu bir değişim bu anlamda meşru sayılabilir. Çünkü hayır demenin kendisi de anayasaya bir miktar meşruluk atfetmek demektir aksi halde sürecin öznesi olmaktan çıkan bir tavır olarak boykottan bahsedilirdi ve bu da başka bir sürecin öznesi olmayı gerektirir. Şu an öyle bir durum olmadığına göre hayır demek yazının bütününde dayandırılan argümanlardan doğru daha halkçı bir tavırdır. Verili durumda argümanlaştırılan yegane unsur ise değişimin kendisi olmuş ve ilk paragrafta değinilen yetmez ama evet noktasına varılmıştır. Bu işin elbette tatmin edici bir sınırı vardır, hayatın gerçek akışında somut olarak hissedilen bir değişim ya da değişimler kümesi bizler için “evet” diyebilmenin belirleyicisidir fakat bilinmelidir ki neo-liberalizm ve işgal rejimi bir anayasa değişikliğiyle sökülüp atılabilecek bir pastan ibaret değildir. Ancak pasın kendisini parlatmak da devrimcilerin işi değildir. Mesele sadece anayasa değişikliğini reddedip bu şansı boşa harcamak meselesi değil, toplumsal çıkar söyleminin arkasına sığınanların partisel çıkar oyununun bozulması meselesidir de. Her zaman hayır denilecek diye bişey yok elbet, ama bu sefer hayır demek halktan yana gelmek demektir.

 

Eyyüp Sabih Benzetsel

Baraka Dostu

Be the first to comment

Leave a Reply