DENİZLER HALKINDIR – Mustafa BATAK

Yıllardır ısrarla ve inatla gerçekleştirilen beleşe deniz eylemlerine geçtiğimiz hafta sonu bir yenisi daha eklendi…

Hafta sonu sözleşen ve denize girmek isteyen gençler, otel sahiplerinin koyduğu kuralları dinlemeyip Anayasal hakkını kullanarak denize girdiler. Bunu günübirlik kazanım olarak görmedikleri için de, o anı kaydedip, aslında hakkımız olanı nasıl alabileceğimizi bir anlamda ispat ettiler…

Kıbrıs’ın kendi eko-sistemi ve doğal güzelliklerinin yanında denizinin berraklığı, sermayenin  iştahını kabartarak Girne sahillerinden başlayan, Mağusa ve Karpaz sahillerine kadar uzanan plajların teker teker peşkeş çekilerek özelleştirilmesi, halk plajlarının yok olmasına neden olmakla birlikte, gelinen noktada zaten halkın olan plajların halka satılmasına yol açtı.

Ayrıca, devlet  Anayasa’yı uygulamamak için plajları parselleyip halkın denize girmesini engelleyenleri görmezden gelirken, yeni bir yasa taslağı hazırlayarak bazı plajları halk plajı olmaktan çıkarmaya hazırlanmakta.

Oysa yeni yasa çalışmasından önce yapması gereken ve hatta yapmaya mecbur olduğu şey, yasayı ve Anayasa’yı uygulamaktır.

Hal böyleyken, gece kulübleri, oteller ve kumarhaneler, hızla kıyı şeridine yerleşmekle kalmayıp, plajları da içine alarak bölgeyi kendi isteklerine göre değiştirmektedir…

Gelinen noktada yapılan yatırım bahane edilerek, sahile giriş ücretlendirildiği gibi içeriye içecek de sokulamıyor.

İşte tam da bu noktada, Anayasal haklarını kullanmak isteyen bir grup genç, hem bu anı belgelemek hem de yaşanan traji-komik hadiseyi insanlara ulaştırmak için küçük çaplı bir eylem yapıyor ve yaşananları kaydediyordu…

Kaydedilen görüntüler kısa süre içerisinde sosyal medya ve çeşitli haber sitelerinde de yer aldı ve olumlu tepkiler aldı…

Alınan tepkiler, insanların birikmiş öfkesi değilmiydi sizce de?

Yaşamın her alanının özelleştiği, sokağa çıkıp nefes almanın hayli güç olduğu bu ortamda verilen mücadele ve elde edilen kazanım hepimizi cesaretlendirmedi mi?

Video aktivizminin özellikle Gezi sürecinde kendini göstermesiyle etkili bir hale gelmesi, yaşanan bu olayda da görüldü. Bu da insanların haklarını arayabilmesinin aslında ne kadar kolay olduğunu gözler önüne serdi.

Yıllardır Baraka Kültür Merkez’i aktivistleriyle giderek kitleselleşen Beleşe Deniz eylemleri beleşe denize girme hakkını savunan avukatların da gönüllü ve ücretsiz koyduğu emekle bu yıl zirveye ulaştı diyebiliriz…

Önümüz yaz, havalar sıcak…

Denize beleş girip serinlemek için yapılacak tek şey Anayasal hakkımızı kapıda bir kez daha dile getirmektir.

Eee ne duruyoruz…

‘’Havaları biraz daha ısıtmakta’’ fayda var…

(Yazıda bahsedilen videonun linki aşağıdadır)

https://www.youtube.com/watch?v=U4UzudCvUEU