Devirmek-Çevirmek – Yusuf Özgü Sertel

Devirmek.

Çevirmek.

İnsan önce kendi içindeki “ben”i devir(ebil)meli. Devirmek istiyorsa baskı, zulüm, sömürü karışımı harçtan oluşan kaleleri. Yerle bir etmeli kendi içinde vücut bulan baskıyı, kendi kendini sömürüyü ve iç ettiği  kendine olan zulmü.

Korkmamalı, yıkmalı. Değişebilmeli doğrusu gereğince. Yeni gelişen koşulların yarattığı yeni mevcut gerçekliğe dönebilmeli yüzünü, gönlünü ve algısını.

Önceki söylemlerinin esiri olup, inandıkların yolunda dökülen tek damla tere acımamalı. Ve o damlanın prangalarına bırakmamalı kendini. Gördükçe, algıladıkça eleştirebilmeli; koşulsuz onay üretici olmamalı.

Mesela, “Emek en yüce değerdir.” şiarını dile pelesenk edip de, başka alternatif yok diye; “Türkiye otur derse otururum, kalk derse kalkarım” onursuzluğunu mantığa bürüyüp savunmaya çalışmamalı. Onu aklamak, paklamak için takla atmamalı.

“Ama konjonktür böyle gerektiriyor.”,  “ Şimdilik bu böyle olmalı.” bahaneleriyle  çevirmemeli.

Emek en yüce değerse, bu onursuz duruşu, salt inandığı örgüt tek erk sahibi kalsın diye sineye çekmemeli.

Devirmeli. Merkezden başlayıp çevreye gitmeli. Önce içindeki tutsağı fikriyatta ve akabinde gönülde yenmeli.

Mesela, kurmaylarıyla sendikaları bitirme planı yapan emekçi dostu(!) adamı, siyasi örgütünün kurtarıcı meleği gibi görmemeli. Partisinin soldan kaydığından şikayet edip de, “Türkiye’de olsam AKP’ye oy verirdim” diyeni deyim yerindeyse örgütünü sola ( Ona göre doğru çizgisine) kaydıracak, gelmesi beklenen mesih gibi görmemeli.

Çevirmemeli. Devirmeli. Önce kendini devirmeli. Ya aslında ben de böyle düşünüyorum noktasında bilince çıkıp tutsak olduğunu kabul etmeli. Ya da tüm bunlar ortadayken buna karşı ses vermeli.

Mesela, Kıbrıslı Türkler’in insanlık onurunu ezdirmeyeceği beklentileriyle peşinde koştuğu adam fasülyeden dem vururken bunu yutmamalı. O, protokol tutsağı olurken sinmemeli, bu kabuğu kırmalı. Kendi evinde misafir gibi muamele görenler protokol bağıyla bağlıyken, kendi vatanında yabancı bir cumhurbaşkanı gibi kürsüye çağrılırken ve dahası katillere,hırsızlara,faşistlere övgüler dizerken susmamalı, eleştirmeli.

İyi anlamda, şimdi yaşanandan  farklı olacağı hayalleriyle güdülenip; mücadele verip, sahiplense bile… Tükürdüğünü yalar gibi hissetmemeli, böyle düşünmemeli.

“Daha ne yapsın?” diyerek çevirmemeli.

Çevirmemeli.

Çevirmek yerine devirmeli.

Yusuf Özgü Sertel
Bağımsızlık Yolu