Enfeksiyon Uzmanı Dr. Bayraktar, Kıbrıs’ın Kuzeyinde Covid-19’a Karşı Yürütülen Mücadele Süreci Hakkında Önemli Bilgiler Aktardı

BRT’de canlı yayına katılan, Kıbrıs’ın kuzeyindeki Covid-19 vakalarıyla ilgilenen ekibin bir parçası olan Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Nesil Bayraktar, Koronavirüs mücadelesine dair soru işareti barındıran bir çok noktaya değinerek, önemli açıklamalarda bulundu.

Vakaların Yaşlarına Göre Yayılımı Hakkında Söylenenler Konusunda Ne Diyebilirsiniz?

Bayraktar: “Risk grubu 50 yaş üzeri olarak kabul etmeniz gerekiyor normal şartlar altında. Yani eğer ekonomik nedenleri hesaba katmazsak, 50 yaş üzerini kabul etmek gerekir. Birincil olarak da yaş sınırı kabul etmeksizin, altta yatan sağlık sıkıntısı var mı yok mu? ” sorusunu sordu. “Astımı olan 3 yaşındaki çocuk ile astımı olan 40 yaşındaki adaım arasında hiç bir farkı yoktur. İkisi de risk grubudur.” diyerek örneklemede bulundu. 

“Bizde şu güne kadar yatan hastaların yaş ortalamasını aldığımızda en küçüğü 6, en büyüğü 83, ama tüm vakalarda 44” sözlerini kaydetti. Bu sayılar yatış gerektiren hastalara ait bilgiler ışığında belirlenmiştir.

İlk Günden Beridir Alınan Kısıtlama Yöntemleri ile Ne Kadar Yol Kat Edebildik?

Şu anki durumumuzu sıkıntılı olarak belirten Bayraktar, sözlerine şöyle devam etti: “şu ana kadar alınan tedbirlerin sadece 1 tanesi sağlık sistemini koruyabilmek için kullanılabilirdi; karantina.” Alınan diğer kararlar hayatın devamlılığını ve dışarıda yapılması/yapılmaması gerekenler ile alakalı olarak tanımlanabileceğini söyledi.

Devlet hastanesi, pandemi hastanesi olarak kullanılıyor ve nöroloji, üroloji, enfeksiyon hastalıkları, kadın doğum ve kulak burun boğaz servisleri şu an aktif olarak kullanılan bölümlerdir. 

Bayraktar: “bunlar şu an ful çekiyor. Daha genişlememiz gerekir mi gerekmez mi bunu önüzümdeki günler belirleyecek” sözlerini kaydetti. Sistem olarak da yoğun bakım servisinin hazırlanmasının kısa sürede tamamlanacağını belirterek, şu aşamada en fazla 20 ventilator kurulabileceğimiz konusuna da ayrıca belirtiyor.

Mevcut düzende 13 kişinin iki vardiya usülünce çalıştığını, yardıma gelen doktorlar ile birlikte de mevcut hızda artan vaka sayısına göre şartların yeterli olduğunu dile getirdi. Bayraktar: “bu hız artarsa tökezler miyiz? Evet” şeklinde ifade kullandı.

Devlet Hastahanesinin Pandemi Hastahanesi Olarak Seçilmesi Doğru Bir Karar Mıydı?

Bayraktar: “Bir kere pandemi hastahanesi olarak devlet hastahanesinin dışındaki bir yeri seçme şansımız yoktu, çünkü yatak kapasitesi, radyoloji sistemi ve yoğun bakım kapasitesi olarak baktığınızda, şu an adada, Kıbrıs’ın kuzeyinde, daha iyi bir kamu hastahanesi yok.” şeklinde konuştu.

Alınan kararın doğruluğunun aşikar olduğunu dile getiren Bayraktar, gerekli teçhizat, alt yapı ve çalışan desteği ile devlet hastahanesi tek uygun seçenek olarak kabul edildiğini dile getirdi.

Koronavirüs dışında kalan hastalar için de onkoloji ve diyaliz hastalarının sorun yaşamadığını, gerisi için de Kolan Hastahanesinin kamulaştırıldığı dile getiren Bayraktar, diğer hastahanelerden ambulanslar yardımı ile transferlerin yapılarak düzenin sürdürülebilir noktada kaldığını belirtti.

Şu an yaşanan sıkıntılardan bahseden Bayraktar, “pandemi süresince kit sıkıntısıdır, hekim desteğidir, hastayı doğru yere alabildik miydi alamadık mıydı?, ulaşabildik mi?, hasta bize yalan söyledi mi söylemedi mi? dertlerimiz oluyor.” sözlerini kaydetti. Bayraktar, hala daha bu sıkıntıları yaşamaya devam ettiklerine de dikkkat çekiyor.

Elimizde Kaç Tane Test Cihazı Malzemesi Mevcut?

Bayraktar, testler arasındaki farkları belirtirken öncelikle: “Bir, hızlı kitimiz var. Hızlı kitlerimiz ile bir sorunumuz var, doğrudur. Sorun şu; semptomlu hastalarda 5. günden sonra veya temas eden kişiden de 7. günden sonra pozitif olabiliyor.” Diyerek “PCR da ise 3 – 5 gün beklemek zorundayım” dedi.

Ek olarak, “hızlı kit pozitif veriyorsa bunu PCR’da düzenlemeniz gerekiyor, doğrulamanız gerekiyor, çünkü %65 yalan söyler. Negatif diyorsa %3 yalan söyler.” ifadelerini kaydetti.

15,000 kişide test yapılma fikrinin güzel olduğunu belirten Bayraktar, pozitif çıkan hızlı test sonuçlarını teyit edecek kadar PCR testimizin olmadığını belirtti. Bu eksikliğin de paradan kaynaklanmadığını söyleyerek, “Henüz daha Türkiye kendi kitine güvenmezken ben onu buraya çekemiyorum.” diyerek açıklamasına devam etti.

Daha varlıklı ülkelerin ekonomik olarak bu pandemiye daha hazırlıklı olduğunu belirten doktor, “Kıbrıs’ın güneyine baktığımızda, AB’den maddi destek alarak hazırlıklı oldu.” Şeklinde konuştu.

Şu An Yapılan Testler Yeterli Midir?

Bayraktar: “Elimizdeki malzemeyi iki kaynağa ayırdık;bir, ateş polikliniğine gelenler,iki, yurt dışından bizim getirdiğimiz, bizim vatandaşlarımız, ve onlar da pozitif çıktığı zaman, onların temaslıları. Ve ateş polikliniğine gelenlerin temaslıları” dedi.

“Gerçekten ekonomimizin daha güçlü olurdu, sokağa çıkmayı 3 ay ertelerdik. Kademeli belli bölgeler açardık belki tekrar kapatırdık, buna benzer ama şu an ekonomi o kadar güçlü değil gördüğüm kadarı ile yani bize söylenen en azından” şeklinde konuştu.

“İlaçtan bahsedecek olursak, tedavide kullandıığımız ilacımız elimizde şu an yok. Tükenmiş durumdayız o anlamda. Gelen de çok kısıtlı sayıda gönderiliyor, 3 – 5 vakaya verebiliyoruz. Bizimse ihitiyacımız çok daha fazla” dedi.

15 Mayıs’tan sonra yaşanacak vakalar ile başa çıkma konusunda tedirginlikleri olduğunu dile getiren Bayraktar, “her koşulda iki tane pik göreceğiz zaten” şeklinde konuştu. “Eğer, yoğun bakımlık noktaya ya da hastahane yatış noktasına gelinecekse 1 ayda içerisinde değil, mümkünse 6 ay içerisinde yayarak olsun” sözlerini kullandı.

Hekim ve hemşireler olarak son 1,5 aydır çok zor süreç getirdiklerini dile getiren Bayraktar, tükenme noktasına gelmenin bu dönemde zor olmadığına dikkat çekti.

Normalleşme Süre Nacisıl Olacak?

Bayraktar, 30 Nisan’da açılabilecek kamu işletmlerinin kademeli olarak, kısıtlı sayıda personel ve mesafe ile, para getirebilecek yerler olabileceği konusunda fikir beyanında bulundu.

60 yaş ve üzerinin ve kronik hastalığı olanların sokağa çıkmaması gerektiğine de vurgu yaptı.

Çalışan ailelerin çocuklarına çoğunlukla nene ve dedelerin baktığını dile getiren Bayraktar, bunun da sorun yaratabileceğine dikkat çekti.

Maske Kullanımı Hakkında Neler Söyleyebilirsiniz?

Bayraktar: “Elimizdeki malzeme bize şu süreçte yeter, ama sokağa çıkmadan sonra yeter mi? tartışılabilir” dedi.

Maske sıkıntısının devam ettiğini söyleyen Bayraktar, kumaş maskelerin (yıkanıp tekrar kullanılabilir) piyasaya sürülmeye başladığını ve halk tarafından kullanılması gerektiği, tek kullanımlık malzemelerin doktor ve hemşirelere gerektiğine dikkat çekti.

Halk arasındak, koruma mesafesini olan 2 metreyi kuralına uymamız gerektiğini vurgularken, maskesiz sokağa çıkmanın kesinlike yasaklanmasını istediklerini açıkça vurguladı. Bayraktar, bu talep edilen maskesiz sokağa çıkma yasağı kamu ve özel sektör çalışanlarınca da zorunlu olması gerektiğini dile getirdi. 

Bilmeden bulaştırma oranının %15 – %20 arasında olmasından dolayı maske kullanımının şart olduğuna vurdu yaptı.

Eldivenlerin sık sık değiştirilmesine dikkat çeken Bayraktar, yapılan hatalardan öğrenilmesi gerektiğini söyledi. “Evden çıktığımız anda bilmemiz gereken, hata yapma payımızın çok düştüğü artık” şeklinde konuştu.

FF2 ve N95 maskelerinin sadece sağlık ekipleri tarafından kullanılması gerektiğini söyleyen Bayraktar, en gelişmiş ülkelerden olan ABD ve Almanya’da bile sağlık ekiplerinde eksik malzeme kullanımından doğan kaostan bahsetti.

Türkiye’de karaborsada üretilen sünger maskenin bulaşı artırdığını ve virüsü içine hapsettiği konusunda uyarıda bulundu. Halkı bu konuda uyardı.

Yurt Dışından Gelen Vatandaşlarımız Haklı Sebeplerden de Olsa, Gelmeleri Yine de İyi Bir Fikir Miydi?

Bayraktar: “İngiltere şu an pik dönemine daha yeni girdi.” diyerek “duygusal olarak bakacak olursak; niye orada bırakalım? Gelmeli miydi? Bu taraftan duygusal bakacak olursam; yok, keşke gelmeselerdi.” sözlerini kullandı.

Gelenlerin olması bir eleştiri konusu olsa da onların yakınlarının açısından da olayı değerlendirmemiz gerektiğini bildirdi.

Güzelyurt’a yerleştirilen son gelen uçakta sıkıntıların yaşandığına da ayrıca dikkat çekti.

Vaka Sayısında Endişe Duyanlar Var. Bunun Hakkında Ne Söyleyebilirsiniz?

Bayraktar, “koronavirüs’ü bütün ülkeler gibi biz de ithal ettik” şeklinde konuştu. Bunun kimsesin suçu olmadığını da ayrıca belirtti.

İlk bulaşımızın İngiltere’den gelen bir Kıbrıs’lı Türk ile başlamıştı.

Endişe verici noktanın, bulaşın “bu kadar kapalıyken böyle” yayılması olduğunu söyledi. “Açıldığında olacakları hep birlikte göreceğiz” dedi.

Rakamların saatlik değiştiğine önemle vurgu yapan Bayraktar, “Özellikle nöroloji ve üroloji tarafında, vaka sirkülasyonu inanılmaz hızlıdır. Sabah 20 vaka ile başlayıp, öğlen 10’a düşüp, tekrar akşam 25’e ulaşabiliyorsunuz.” Bu sürecin kafa karıştırıcı olduğunu anladıklarını dile getirerek: “Özellikle 24 saatte bir düzenli alınan bilgiyi baz alsınlar” şeklinde bilgi verdi.

Güvenilir olan tek kaynağın, Sağlık bakanlığına kendilerinin verdikleri bilgi olduğunu hatırlattı.

Vaka saklamadıklarını, saklayacak yerlerinin zaten olmadığını belirten Bayraktar: “elimde bir tane hastahane var. Başka yere mi saklayacağım?” dedi.

Kimsenin ne kendi ailesini ne de bütün halkı riske etmeye cesateri olamayacağını dile getirdi.

Hükümete ve siyasilere güvenmeyenler için de “ben bu noktada tüm arkadaşlarıma kefilim. Hiç birimiz bu konuda vaka saklamak gibi bir eyilim içerisinde değiliz.” şeklinde konuştu.