“İç borçlanma değil servet vergisi”

Bağımsızlık Yolu, UBP-DP-YDP hükümetinin borçlanma kararına ilişkin açıklama yaptı:

Açıklama şöyle:

24 Mayıs tarihli Bakanlar Kurulu kararına göre, hükümet, kaynak yaratmak amacıyla yine iç borçlanma yolunu seçmiştir. Maliye Bakanlığı, Üç Yüz Milyon Türk Lirası’na kadar borçlanabilmek için yetkilendirilmiştir. Pandemi dönemi başladığından beri, hükümetler, yaklaşık Dört Yüz Elli Milyon Türk Lirası tutarında iç borçlanmaya halihazırda gitmiş durumdaydı. Son iç borçlanma yetkisiyle bu miktar, 750 Milyon Türk Lirası’na kadar çıkacak!İç Borçlanma demek; ultrazenginlerden, banka sahiplerinden, büyük para sahiplerinden ve servet sahiplerinden faizi karşılığında borç almak demektir. Yani, Maliye Bakanlığı, halkın parasıyla ultrazenginlere faiz ödeyecektir.

Yaklaşık 1.5 yıldır, toplumda, ultrazenginler dışında bedel ödemeyen hiçkimse kalmamıştır. İşsizlerin, ancak sosyal yardımlarla geçinebilenlerin, özel sektör çalışanlarının ve esnafın durumunun ne halde olduğunu artık tekrar tekrar anlatmaya gerek bile yoktur. Küçük ve orta boyuttaki özel sektör işletmelerinin çoğu da çok ciddi bir buhran içindedir. Kamu çalışanlarından ise defalarca kez kesinti yapılmıştır, hayat pahalılığı ortadan kaldırılarak bu kesintiler de sürdürülmeye çalışılmaktadır.Ne hikmetse, ülkenin ultrazenginlerine asla, ama asla dokunulmamaktadır. Toplumun çok büyük bir çoğunluğu artık “nasıl geçinirim, nasıl hayatta kalırım” sorusundan başka bir şey düşünemeyecek haldeyken, toplumdaki çok ama çok küçük bir azınlık ise, bırakın bedel ödemeyi, servetlerine servet katmayı sürdürmektedir. Toplumun büyük çoğunluğu artık temel ihtiyaçları için bile sürekli hesap kitap yaparken; lüks içinde yaşayan çok küçük bir grup ultrazengin azınlığın elindeyse, şu an kullanmaya ihtiyaç bile duymadığı ve rahatlıkla topluma verebileceği milyarlarca liralık kaynak vardır. Zaten, iç borçlanma örneğinde gördüğümüz gibi, yüz milyonlarca liralık kaynağı da pat diye çıkarıp verebilmektedirler…

Ancak BORÇ olarak!

Ultrazenginlerden SERVET VERGİSİ alınarak kaynak yaratma seçeneği ortada dururken, hükümet, hiç yüzü kızarmadan, ultrazenginlere bir de üstüne FAİZ ÖDEMESİ yapıyor. Aylardır süren bu rezil durumun üstünü örtmek için de her gün bayrak, vatan ve milliyetçilik edebiyatı yapıyor. Öte yandan, ana muhalefet partisi CTP, “servet vergisi”ne karşı çıkmakta, tıpkı hükümet gibi “iç borçlanma” yöntemini savunmaktadır. Hükümetin eski ortağı Halkın Partisi de “servet vergisi”ni asla ağzına almamakta ve çözüm olarak “iç borçlanma”yı göstermektedir. Ultrazenginlerin sözcülüğünü yapan bir hükümet ile ultrazenginlerin sözcülüğünü yapan bir muhalefetin karşısında emek temelli, halkın hakları ve ekonomik kurtuluşu temelli bir mücadele için, bir kez daha tekrarlıyoruz, #ServetVergisi#HemenŞimdi#UltraZenginlerDeBedelÖdesin!#İçBorçlanmaDeğilServetVergisi!#BağımsızlıkYolu#EmekçininPartisi