İHBARSIZ DURDURMA: Maddi Zarar, Hastalık, Hakaret, Alkol

İki hafta önce incelemeye başladığımız, patronların, işçileri hangi durumlarda haber vermeden ve anında işten durdurabileceklerini düzenleyen İş Yasası’nın 15. Maddesi’ni bu hafta da inceleyerek bitiriyoruz. Bu maddenin biz çalışanlar tarafından ayrıntılı olarak bilinmesi, bildirimsiz olarak işten durdurulmaya neden olacak hatalar yapmamamız açısından ve patronların bu maddeyi suistimal etmesine fırsat vermemek için önemlidir.

İş Yasası Madde 15 (6)

“(A) İşçinin, ihmalinden dolayı işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi veya işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan işyerindeki makineleri, tesisatı ve diğer maddeleri on günlük ücretinin tutarı ile ödeyemeyecek derecede hasara veya kayba uğratması halinde;

(B) İşçinin, kasten işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi veya işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan işyerindeki makineleri, tesisatı ve diğer maddeleri beş günlük ücretinin tutarı ile ödeyemeyeceği derecede hasara veya kayba uğratması halinde;”

Görüldüğü gibi 15. Maddenin 6. Paragrafı, işçi tarafından işyerine maddi zarar verilmesi durumunu incelemektedir. A bendinde bu zararın yanlışıkla, B bendinde de “kasten” ortaya çıkması koşulları düzenlenmektedir. Bu paragrafta önemli olan nokta: işyerinin maddi zararının “makineler, tesisat ve diğer maddeler” yani maddi şeyler üzerine olmasıdır. Bazı patronlar, “yanlış sipariş veren” veya “yanlış tahsilat” yapan işçisini bu maddeye dayanarak işten durdurmaktadır. Bu yanlıştır. Patronun bizi bu paragrafa dayanarak işten durdurabilmesi için, zararın masa, sandalye, makine, araba, printer vb. maddeye verilmiş olması gerekmektedir. Bu paragrafa dayanarak işlem yapan patron, zarar gören maddenin ne olduğunu ve nasıl bir zarara maruz kaldığını da ispatlamak zorundadır.

Örnek olaylarla açıklarsak:

Motor ile paket dağıtımı yapan bir işçi, trafik kazası geçirdiğinde, kazada karşı taraf suçlu ise (polis tutanağında) bu paragrafa dayanarak işten durdurulamaz.

Motor ile paket dağıtımı yapan bir işçi, trafik kazası geçirdiğinde, kazada kendisi suçlu ise, motorda oluşan maddi hasarın miktarı on günlük ücretinin tutarını aşıyorsa bu paragrafa dayanarak işten durdurulabilir.

Motor ile dağıtım yapan bir işçi , kullandığı motora kasten zarar verirse (patrona kızdığı için motoru yakar, kırar vs.); motorda oluşan maddi hasarın miktarı beş günlük ücretinin tutarını aşıyorsa bu paragrafa dayanarak işten durdurulabilir.

Bu paragrafta sözü edilen “günlük ücret” nasıl hesaplanır?

Bu paragrafta sözü edilen ücret, brüt ücrettir. Yani sigorta, ihtiyat sandığı, vergi gibi kesintiler yapılmadan önceki ücretimiz… Tüm İş Yasası’nda geçen; “aylık ücret, haftalık ücret, günlük ücret ve saatlik ücret” gibi ücret hesaplamaları şu şekildedir:

AYLIK ÜCRET x 12 = YILLIK ÜCRET

YILLIK ÜCRET / 52 = HAFTALIK ÜCRET

HAFTALIK ÜCRET / 5 = GÜNLÜK ÜCRET

GÜNLÜK ÜCRET / 8 = SAATLİK ÜCRET

Asgari Ücret ile çalışan bir işçinin günlük brüt ücreti 77 TL’dir…Yani bu paragrafa göre, patronun malına 385 TL’den fazla kasten zarar verirse veya 770 TL’den fazla istemeden zarar verirse işten bildirimsiz olarak durdurulabilir.

Patronun bildirimsiz işten durdurma hakkını düzenleyen bir diğer paragraf İş Yasası Madde 15 (7)’dir:

“Hastalığın anlaşıldığı tarihten başlayarak en az kırk beş gün süre ile tedavi edilmesine karşın, işçinin, iyileşmeyen ve hayati tehlike arz eden bulaşıcı veya işi ile bağdaşmayacak derecede tiksinti verici bir hastalığa tutulduğunun anlaşılması halinde;”

Bu paragrafta sözü edilen bildirimsiz durdurmanın yaşanabilmesi için, herhangi bir hastalıktan değil; “bulaşıcı”, “işi ile bağdaşmayacak derecede tiksiniti verici” ve “hayati tehlike arzeden” bir hastalıktan bahsedilmektedir. Bu hastalığın en az 45 gündür tedavi ediliyor olması ve iyileşmiyor olması da bir diğer koşuldur.

Bazı patronlar, 45 günden fazla rapor alan işçilerini bu paragrafa dayanarak işten durdurmaya çalışmaktadırlar. Ancak bulaşıcı olmayan, ölüm tehlikesi içermeyen ve yapılan iş ile bağdaşşmayacağı ispatlanmamış hiçbir hastalık bu paragraf kapsamına girmez…

İş Yasası Madde 15 (8)’de “İşçinin, diğer işçilere veya işverene veya bunların aile üyelerinden birine karşı şeref, haysiyet ve ahlak kurallarına uymayan sözler sarf etmesi veya davranışlarda bulunması halinde;”patron tarafından bildirimsiz olarak işten durdurulabileceğinden söz edilir. Bu konu da mahkeme tarafından karara bağlanması gereken bir noktadır. Herhangi bir patronun kişisel alınganlık eşiği düşük olabilir ve sabah işe gelindiğinde kendisine “günaydın” denilmemiş olmasını “şeref, haysiyet ve ahlak kurallarına uymayan davranış” olarak yorumlayabilir. Ancak önemli olan  mahkemece bunun karara bağlanmasıdır. Bu yüzden de bu maddenin patronlar tarafından suitsimal edilmesine izin vermemeliyiz. Çoğu durumda, polise bir şikayette dahi bulunmayan veya mahkemede “hakaret davası” açmayan patronlar, kendilerine hakaret edildiğini iddia ederek işçileri suçlamaktadır. Mesnetsiz iddialarda bulunmak, kişi patron da olsa suçtur ve yasal mevzuat buna izin vermediği halde, ilgili dairelerde patronların bu keyfi davranışlarına pirim verilmektedir.

Yasal olarak hakları belli olan biz işçilerin, bu haklarımızı kullanamıyor oluşumuz ise, sendikasız, örgütsüz kısacası güçsüz oluşumuzdandır…

Bildirimsiz işten durdurma konusunda son olarak İş Yasası Madde 15 (9)’da “İşverenin uyarılarına karşın işçinin, işyerine işini yapamayacak derecede alkollü gelmesi veya işyerinde alkollü içki içmesi halinde;”tazminatsız duruş verilebileceği belirtilir.

İşçinin işyerinde alkollü içki içmemesi veya işe alkollü gitmemesi gerekir. Burada ifade edilen durum sarhoş olunması değil, alkol alınmasıdır. Yani “bir biracık içtim, beni etkilemez” durumu söz konusu değildir. Sarhoş olmasak dahi, sadece alkol içtiğimiz için dahi işten durdurulabiliriz.

İşe alkollü gidildiğini veya iş yerinde alkol alındığını iddia eden patronun, bu durumu ispatlama yükümlülüğü vardır. Bunun için polisten yardım istenebilir. Ancak sadece sözlü beyan yeterli değildir.

Ayrıca bazı durumlarda; yılbaşı, doğum günü, kuruluş yıldönümü vb. partileri verilen işyerlerinde patronun izni ile alkol alınabilir. Patronun böyle bir izin vermesi durumunda, bunu işçilere yazılı olarak bildirmesi gerekmektedir.

Patronların, işçileri hangi durumlarda haber vermeden ve anında işten durdurabileceklerini düzenleyen İş Yasası’nın 15. Maddesi’ni böylece sona ermiş oluyor. Görüldüğü gibi, her durumda iddalarını ispat yükümlülüğü patronun üstündedir. Bizim dikkat etmemiz gereken ise, bu maddede ifade edilen hataları yapmamak veya patron tarafından bu maddelerin farklı yorumlanmasına izin vermeyecek bir bilince sahip olmaktır. Bu yazı dizisinde amaç, hepimizin haklarımızı daha iyi öğrenmesine yardımcı olmaktır. Ancak sadece yasaları okumak veya bizimki gibi açıklayıcı yazılardan yararlanmak yeterli değildir. İşçilerin bilgisini ve bilincini geliştirmesinde en iyi araç, sendikal örgütlülük ve sendikal eğitim çalışmalarıdır. Bunun için de özel sektörde sendikalaşmanın önünün açılması, sendikasız işçi çalıştırmanın yasaklanması şarttır.

Gelecek hafta işçilerin hangi durumlarda patrona haber vermeden işi anında bırakabileceğini inceleyeceğiz…