İstanbul Bakırköy’de Krize Karşı Emeğin Hakları İçin Buluştular

İstanbul’da emek ve demokrasi güçleri yoksulluk, krize karşı emeğin haklarını korumak için Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda bir araya geldi.

“Krizin Faturasını Biz Ödemeyeceğiz”

ESK, DİSK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla “Yoksullaşmaya, işsizliğe, güvencesizliğe karşı birlikte mücadeleye” sloganıyla Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda miting gerçekleştirildi. Mitinge akın eden binlerce kişi , “Siz saraylarda saltanat sürerken biz krizin faturasını ödemeyeceğiz” diye haykırdı.

“Zam, Zulüm, İşkence İşte AKP”

Öğle saatlerinde Dikilitaş Meydanı’nda kortejler oluşturan sendikalar, emekçiler, meslek örgütleri ve siyasi partiler, “Zam, zulüm, işkence işte AKP” sloganı eşliğinde Bakırköy Özgürlük Meydanı’na yürüdü. DİSK ve KESK’in başını çektiği kortejin ön saflarında KHK’lerle hukuksuz bir biçiminde ihraç edilen emekçiler ve kölece çalıştırma koşullarına karşı çıktıkları için hapsedilen 3. Havalimanı işçileri yerini aldı.

HDP, ESP, SODAP, EMEK Partisi, Halkevleri, Birleşik Haziran Hareketi, BDSP, SEP, Devrimci İşçi Partisi ve çok sayıda partinin katılımıyla gerçekleşen yürüyüşte, insanca yaşam talebi damgasını vurdu. HDP Milletvekilleri Oya Ersoy, CHP Milletvekilli Ali Şeker’in yerini aldığı yürüyüşte, “Rakamlar sahte, yoksulluk gerçek”, “Krize karşı emeğin hakları için omuz omuza” yazılı pankartlar taşındı.

“Sermayenin Borcu Emekçilere Ödettiriliyor”

İktidarın krizin faturasını işçi sınıfına, emekçilere ve yoksul halka kesmeye çalıştığı ifade edilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

Üçte ikisi özel sektöre ve bankalara ait 467 milyar dolar dış borç 81 milyona ödetilmek isteniyor. Küçük bir azınlığın borcunu, zamlarla, adaletsiz vergilerle, işsizlik tehdidiyle halkın yüzde 99’u olarak bizlerin sırtına yıkılmaya çalışıyorlar. İşçilerin kıdem tazminatını fonla, kamu emekçilerinin iş güvencesinin son kırıntılarını esnek, performansa dayalı çalışmayla, kamusal emeklilik ve sosyal güvenlik hakkımızı ise üç yıl süreli zorunlu bireysel emeklilik sistemi ile yok etmeyi planlıyorlar.

Zorla ücretsiz izine çıkarmalar, angarya çalıştırma, mesai ücreti, nöbet ücreti ödememe gibi çalışma hakkımızı ortadan kaldıran saldırılar gittikçe artırılıyor. İşsizlik fonunu bankaları beslemek için kullanılıyorlar. Milleti soyup soğana çevirenlerin, emeğimizi sömürmeye doymayanların sırtını yeni teşviklerle, vergi indirimleri ile sıvazlıyorlar.

Talepler

Ortak talepler şöyle:

Elektrik, doğalgaz, su, akaryakıt, ekmek, toplu taşıma gibi temel ihtiyaçlara yapılan zamların geri alınmasını, zam yapılmamasını,Kriz bahanesi ile yaşanan işten çıkarmalara, ücretsiz izinlere son verilmesini, ücretlerimizde yaşanan erimenin satın alma gücümüzdeki azalma ve ekonomik büyüme oranları dikkate alınarak telafi edilmesini, Asgari ücretin net 2 bin 800 TL olarak belirlenmesini ve tümüyle vergi dışı bırakılmasını, tüm yükü emekçilerin sırtına yıkan vergi adaletsizliğine son verilmesini, toplumsal yararı, vergide ve gelir dağılımında adaleti sağlayan, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı, emekten yana, katılımcı –şeffaf- hesap verebilir demokratik bir bütçe,yaşanan enflasyon karşısında hükmünü çoktan yitirdiği tescillenen toplu sözleşmenin derhal yenilenmesini, kamuya alımlarda eşitsizliği artıran, torpilin, kayırmanın, kadrolaşmanın önünü açan mülakat, sözlü sınav, güvenlik araştırması ve arşiv kaydı uygulamasına son verilmesini, emeğin haklarını yok eden KHK’lerin iptal edilmesini,OHAL KHK’leri ile herhangi bir hukuki delil ve mahkeme kararı olmadan işinden ekmeğinden edilen tüm kamu emekçilerinin işine iade edilmesini, iş güvencemizi ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmesini, Kadınların sürekli, güvenceli işlerde istihdam edilmesinin önündeki tüm engellerin kaldırılmasını istiyoruz.

(Sendika.Org)