Mağusa Haykırdı: “Kadın Emek Özgürlük”

Mağusa 8 Mart Organizasyonu’nun düzenlediği 8 Mart yürüyüşü gerçekleştirildi.

“Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Yolunda Barış”, “Kadın Emek Özgürlük”, “Devletin Görevi Sığınma Evi”, “Kadına Şiddete Dur De” gibi pankart ve dövizlerin yer aldığı yürüyüş, DAÜ çemberinde okunan basın açıklaması ile başladı. Eylemciler buradan sloganlar ve şarkılarla sulu çembere yürüdü. Eylemciler burada hep birlikte fotoğraf çekip sloganlar atarak eylemlerini sonlandırdı.

17200803_10155016008002086_2129611415_o 17200811_10155016007682086_2034331030_o 17230184_10155016008192086_260239344_o17200290_10155016008162086_217986927_o

MAĞUSA 8 MART ORGANİZASYONU’nun basın açıklaması şöyle;

Dünya Emekçi Kadınlar Günü her yıl 8 Mart’ta kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür. Bu gün insan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincini nasıl geliştirebileceğimizi konuşacağımız; ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarını kutlayacağımız gündür.

Özgürlük ve eşitlik çoğunlukla cinsiyet, gelir ,yaş ve ırk gibi coğrafyaya göre değişen faktörlere bağlıdır. Cinsiyet ayırımının algılanışı, farklı kültürlerde değişse de , ataerkil toplum düzeniyle bugüne gelen evrensel boyutta iki cins arasındaki, değer eşitsizliğini ifade eder. 8 Mart kadınların cinsine göre , emek eşitlenmesi için verdiği mücadele sonucunda doğmuştur.Öncelikle, bu güne anlam yükleyen,8 Mart 1857 tarihinde, ABD’nin NewYork kentinde, daha iyi çalışma koşulları istemiyle mücadele eden, 40000 dokuma işçisini ve bu grev sırasında , çıkan yangında ölen 120 emekçi kadını saygıyla anıyor ve dünyada kadının halen emek istismarına maruz kaldığını bir kez daha vurguluyoruz.

8 Mart’ın Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak ilan edilmesini, 1910 yılındaki 2. Sosyalist Enternasyonal toplantısında Almanya sosyal demokrat önderlerinden, Clara Zetkin önerdi., 16 Aralık 1977 tarihinden itibaren de Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun, 8 Mart’ı “Dünya Kadınlar Günü” olarak ilan etmesi ile tüm dünyada yaygın olarak kutlanmaya başlandı.Türkiye’de 1921 yılında, Kuzey Kıbrıs’ta ise ilk kez Yurtsever Kadınlar Birliği öncülüğünde 1977 yılında kutlanmıştır. 1975 yılından beri Toplumsal Cinsiyet Eşitliği(TCE) mücadelesi, Birleşmiş Milletlerin (BM)çabaları ile uluslararası boyut kazandı. Bu gün CEDAW sözleşmesi (Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi) ile kadının insan hakları, BM düzeyinde güvence altına alınmıştır. Söz konusu sözleşme, taraf olan ülkeler üzerinde tahakküm uygulamış gibi görünse de, bu durum kadının öncelikle kendi zihninde ve toplum düzeyinde özgürleştiği ve eşitlendiği anlamını taşımaz.

Ne yazık ki tüm çabalara rağmen daha gidilecek yol, uzundur. Mücadelemiz eğitim ve öğretim haklarından eşit düzeyde yararlanıncaya kadar, ekonomik haklarımız eşitleninceye , yetki ve karar alma organlarına ve süreçlerine eşit katılımımız sağlanıncaya kadar,cinsiyete dayalı şiddet, kız çocuklarına yönelik ayırımcılık ve çocuk hakları ihlalleri ortadan kalkıncaya kadar ve tüm bu eşitsizliklerle mücadele edebileceğimiz bir barış zeminini sağlayıncaya kadar güçlenerek devam edecektir. Barışın ve gelişmiş demokrasinin hüküm sürdüğü bölgelerde kadının günlük yaşantısını,ve yaşam kalitesini etkileyen onca yükü ve sorunları varken, çatışma bölgelerinde mevcut eşitsizliği ve mağduriyeti katlanarak artıyor.

Dünyada anne ölümlerinin yarısından fazlası çatışma bölgelerindeki ülkelerde görülür. kadına yönelik şiddet ve istismarın doruğa çıktığı bölgeler yine bu bölgelerdir. İlkokul çağındaki ve okula gitmeyen çocukların yaklaşık yarısı çatışmalardan etkilenmiş bölgelerde yaşamaktadır. dünya genelindeki şiddetin ve çatışmanın toplam küresel maliyetinin 13.6 trilyon dolar olduğunu tahmin ediyor.Mülteci kadınlar erkeklere oranla vatandaşlık hakkından eşit oranda yararlanamıyor. Her türlü insani değerin alçaldığı bu alanlarda Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini ve kadın haklarını, geliştirmek, eylem planları hazırlamak için barışa ihtiyaç vardır. TCE yaygınlaşmasının hem ideolojik ve hem de finansal boyutu vardır.Bu nedenle kadının eşitlik mücadelelesini barış mücadelesinden ayrı düşünemeyiz.Dünyada 1992’den 2011’e kadar yapılan uluslararası barış antlaşmalarının %96sı erkeklerin kararı ile imzalandığı BM raporlarına geçmiştir. Bu kararların TCE gözeterek hazırlanması, ne kadar mümkün olabilir?Yine BM’ nin, 1990’lı yıllardan itibaren kaydedilen, Binyıllık Kalkınma Hedefleri bildirgesinde yer alan şu sözleri hatırlatmak isteriz. ‘’Kadınların çatışmaların önlenmesi , çözümünde ve barış inşasında önemli rol oynadığını vurguluyoruz ,ayrıca toplumsal cinsiyet perspektifinin ve kadınların eşit katılımının sağlanmasının önemini vurguluyoruz.

Kadınların barış ve güvenliğin yanısıra karar verme konusundaki rolleri her kademede arttırmalıdır.’’ Mağusa bölgesinde 8Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yürüyüşüne katkı koyan tüm sivil toplum örgütleri olarak, Cinsiyet eşitliğinin hızlandırılması ve kadının barış inşa süreçlerine doğrudan katılımının sağlanması için en başta politika yapıcılara, hükümetlere,sivil toplum kuruluşlarına ve akademik kurumlara, bu sorunun insan haklarını önemseyen herkesin sorunu olduğunu hatırlatır,tüm paydaşları ortak mücadeleye çağırıyoruz. Din dil, ırk, cinsiyet, cinsel yönelim farklılıklarına karşı her türlü ayırımcılığın ortadan kalktığı hoşgörülü,barışsever bir dünya arzumuzdur. Yaşasın 8 Mart! Yaşasın Eşitlik Mücadelemiz!

Mağusa Bölgesi 8 Mart Yürüyüşü Organizasyonda yer alan örgütler: (MAKAMER-MORMENEKŞE KADINLARBİRLİĞİ-YENİBOĞAZİÇİ KADINLAR DERNEĞİ- AKOVA KADINLAR DERNEĞİ- GEÇİTKALE KADINLAR DERNEĞİ-MAĞUSA KÜLTÜR DERNEĞİ KADIN EĞİTİMİ KOLLEKTİFİ -MAGEM-MASDER-MAĞUSA İNSİYATİFİ-BARAKA KÜLTÜR MERKEZİ- AKDOĞAN FİKİR VE SANAT ATÖLYESİ- DAÜ-SEN—GÜÇ-SEN- KTOEÖS-KAMUSEN-+ BAĞIMSIZLIK YOLU-BAĞIMSIZLIK YOLU MAĞUSA BÖLGE ÖRGÜTÜ- CTP MAĞUSA İLÇE KADIN ÖRGÜTÜ- CTP -TDP

17194142_10155016007957086_2146281928_o

17193868_10155016008127086_2129215627_o

17193826_10155016007752086_1850097832_o

17176010_10155016007927086_1412889378_o