MARE MONTE/ PARAMPARÇA AŞKLAR VE KÖPEKLER-CEM ATAKARA

Yanılmıyorsam Vizontele filminin ikincisindeydi. Vatandaşlardan biri Belediye Başkanına dönerek köyün sinemasını neden yıkmadığını sorar. Çünkü artık çoğu eve televizyon girmiştir ve sinemanın sahibi de gelecek seçimlerde başkanın en dişli rakibi olarak görülmektedir. Belediye başkanı ise “Olmaz. Halkın eğlencesidir.” diye karşılık verir. Yani halkın katılımını esas alır.

Emrah Serbes ise, Afili Parçalar madde 85’de[1] “İnsan kendi felaketini seçemez. Kendi felaketine aktif katılım içinde olabilir ama yine de onu seçemez” der. Biz bu ikisinin de tersini yaptık. Hem katılım araçlarını var etmedik / olanı kullanmadık hem de felaketimizi kendimiz seçtik.

Kapitalizm her koşulda ve zamanda başta insan olmak üzere, doğaya, çevreye, kente, değerlere, kısacası yaşama müdahale etmiştir ve bunlara yönelik işine geldiği şekilde düzenlemeler yapmış gerektiğinde zarar vermekten, yok etmekten, tüketmekten sömürmekten kaçınmamıştır. Kapitalizm denen illetin bu denli toplumsal yaşam biçimi halini alması, her koşulda kendine yeni çıkış yolları bulmasından kaynaklanmaktadır. Kapitalizmi yıkacak olan ekonomik kriz beklentisinin bir türlü vücut bulamaması bizi başka bir krizle baş başa bırakacaktır ve bırakmaya başlamıştır. Bu da ekolojik krizdir. Doğanın bir yaşam kaynağı olduğu günler eskide kalmış, doğa artık bir rekabet unsuru olarak görülmeye başlanmıştır. Çünkü kapitalizm sadece insanı emeği sömürmez aynı zamanda doğayı da sömürü alanı olarak görür. Ve unutulmamalıdır ki doğa ile girilen her savaşta kaybeden taraf insanoğlu olacaktır.

Mare Monte olayını duymuşsunuzdur. Hikayenin ayrıntısına girmeyeceğim zira bizi burada ilgilendiren olay talep edilen şeyin ne olduğudur. Hikayemizde iki ana karakter var. Bunlardan biri sermaye diğeri ise devlettir. Sermaye, yeni birikim yolu olarak yapılı çevrenin tekrar yapıya açılmasıyla günümüzde inşaat sektörü eliyle kar mekanizmalarını iddialı bir şekilde kullanmaktadır. ( örneğin Türkiye’de gecekonduların yıkılarak arazinin toplu konut için devredilmesi veya kentsel dönüşüm örnekleri) Bizim hikayemizde de bu olay Mare Monte arazisinin sermaye lehine devredilmesi ve arazi içerisinde yıkımların başlaması olarak karşımıza çıkmaktadır. ( Diskonun yıkım süreci[2]) Yıkımı kimsenin üstlenmemesi de bizi şaşırtan bir konu olmaması gerekir. Çünkü sermaye bunu talep eder ve devlet de bunu kendi organlarıyla yerine getirir. Nedeni de sermayeyi sadece ülkeye çekmenin yeterli olmamasıdır. Ülkemizde Neo-liberal politikaların canhıraş bir şekilde uygulanma isteği ( özelleştirmeler, göç yasası, sahillerin parsel parsel satımı) sermayeyi ülkeye çekme potansiyeli ile doğru orantılıdır. Daha sonra da yapacağınız manevralarla ona yeni alanlar açmanız gerekmektedir ki ülkede kalmaya devam etsin. Bu da sermayenin tıraşlanmış arazi isteği olarak karşımıza çıkıyor.

Hikayenin iki ana karakterini görmüş olduk. Devlet, tamamdır. Sermaye, tamamdır. Üçüncü karakterimizde filmin sonunda konuyu hiç anlamamış olarak karşımıza çıkan, diğer karakterler arasında yaşanan ikili ilişkilerden bihaber olan, üç oyuncu değişikliği sonrası ısınmaya hala daha devam eden, en iyi yardımcı oyuncu ödülüne aday dahi olamayacak kıvama gelen halktır.  Hikaye film olup hem matine hem suarede gösterime girecek kadar gözler önüne geldiği vakit bir çıkış noktası arayan bizler ise kendi kendimize kalıp biraz düşünmemiz gerekmektedir. Özelleştirmelerin hangi tarafında duracağız, sermayenin karşısında, ona olan kumarhane borçlarımızla ne kadar kuvvetli bir şekilde durabiliriz, yanımızda gibi görülen fakat bu ikili ilişkilerin işbirlikçileri olan şahıs veya kurumların farkına ne zaman ve nasıl varabiliriz.

Düşünmeye cesaret edilecek, kaybedenlerin haksız olmadığı bilinecek ve ondan sonra da başka bir yaşam, başka bir toplum tahayyül edilmeye girişilecek.[3]

[1] http://www.afilifilintalar.com/afili-parcalar-madde-85-hisler-ansiklopedisi

[2] http://www.kibrisgazetesi.com/?p=637707

[3] https://kentseldevrim.wordpress.com/2013/10/26/kentsel-mucadelelerin-coklugu-ve-kent-hakkinin-ortaklastiriciligi-6-ulus-baker-bulusmasi-icin-hazirlanmis-konusma-metni/

 

Be the first to comment

Leave a Reply